Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

05 Kasım '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ağzı olan

Ağzı olan
 

Son yıllarda en çok duyduğum laflardan biridir; “Ağzı olan konuşuyor”

Ulan diyeceksin, insanın ağzı var da konuşuyor “neresiyle” konuşacak?

Her ağzı olan konuşuyor mu derseniz işte orada durun;

Ağzı olup da konuşamayan o kadar çok mahlûkat (?) var ki dünya da saymakla bitiremezsin hele ki son on yılda ülkemizdeki sayılarının artış oranına ve hızına akıl sır bile erdiremezsin…

Konuşmak yasak, hicvetmek yasak, yermek yasak tenkit etmek yasak, özellikle de

Atatürk ve onun ilke ve inkılaplarını övmek yasak…

Ülkede insanlarımızın- egemenliğin baş mimarları erkeklerinin konuşma biçimi artık ikiye ayrılmaktadır;

1)      Muhafazakâr kesim erkeklerinin konuşmaları,

2)      Muhafazakâr olmayan çağdaş erkeklerin konuşmaları,

Elbette akıl sırasına göre de değişir ama son yıllarda açıkça ortaya çıkan gerçek asla değişmez…

İşin ilginç yanı şudur öncelikle belirtmeliyim, muhafazakâr olmayan birinin yanında muhafazakâr erkeğin konuşurken muhafazakâr olmayan erkekler onu dinlerler, aksini ileri sürmekten de hoşlanmazlar, hatta korkarlar çünkü çok hassastır dinin aksini konuşmak.

Ama çağdaş modern erkeklerin konuşmalarına muhafazakâr erkekler asla katılmazlar ve apar topar terk ederler mekânı. Neden mi?

Çağdaş modern erkeklerin yan yana geldiklerinde konuşmaların ana teması genellikle ya spordur ya da siyaset ama en can alıcı konuşma odağı “kadında” kilitlenir kalır.

Denilir ki aptal tipli erkekler genelde siyaset konuşurlar az aptallar ise iş hayatlarını konuşurlar

Akıllı erkeklerin dayanağı spordur özellikle de futbol, çok akıllı erkeklerin konusu kadın ve sekstir ve konusu açıldı mı bir kere ne katılmayan kalır ne fikrini söylemeyen kalır, kapatabilene de aşkolsun…

Muhafazakâr kesimin konusu genellikle din Allah Kur’an üzerindedir ve geldiği son noktanın adı da “ölümdür”

Niye buna heveslenirler niye ondan sıkça bahsederler konularını özellikle günahla da besleyip cennetle de şekillendirmeye çalışırlar anlamak mümkün değildir.  Bana göre sebep; “Korku” dur.

Kadını sömüren onun saçından eteğinden teninden nimetlenenler kendileridir ama konuşmazlar neden “günahtır…”

Peki, sevap olsun diye kadınlar için ne yaptınız diye sorun cevap için çok beklersiniz ve sonuçta söyleyecekleri tek açıklama vardır “kadın erkeğin kölesidir” ve  “kadın çocuk doğurmak için Allah’ın erkeklere lütfudur”

Çoğu da yalan yanlış bilgilerle sonradan duyma hikâyelerle karşınıza çıkarlar ki sövsen olmaz “lahavle”  çekseniz “lanet ol çek git “ deseniz olmaz, çaresiz dinlersiniz.

Hiç kurban ve kurban bayramının hikâyesini dinlediniz mi bu tiplerden.

İşte bunlardan biri başlamış “kurbanı” anlatmaya;

“Hazreti Davut’un çocuğu olmamış, Allah’a yalvarmış: “ Yarabbi bana bir kız evlat ver, onu sana kurban edeceğim!”

Davut hazretlerinin duası ve isteği kabul edilmiş...

Allah bir kız çocuğu vermiş, adını da Ayşe koymuş…

Gel zaman, git zaman Davut’un aklına Allah’a verdiği söz gelmiş. Hazreti Ayşe’yi yatırıp, kesmek üzereyken, Azrail gökten bir keçiyle gelmiş.

Keçiyi kesmiş, kız kurtulmuş...

Dedim ya herkes gerçeği bilir ama bu adamların yanında hiç konuşmazlar, diye tabi kimse sesini çıkarmamış.

Ta ki yüzsüz adamın pişkin pişkin “anladınız mı?” diye sormasına kadar.

Çağdaş modern ama muhafazakâr olmayan bir adam(?) dayanamamış çıkmış ortaya;

“Ulan ne söyledin ki biz de anlayalım, neresini düzeltelim?

Hazreti Davut değil, Hazreti İbrahim...

Kurban edilen çocuk kız değil, erkek...

Ayşe değil, Hazreti İsmail.

 Gelen de Azrail değil, Cebrail...

Kurban edilecek de Keçi değil, koç.

Ulan neresini hangisini düzelteyim…?

Ha unutmadan yazayım son zamanlarda bu tip insanlardan o kadar çok var ki etrafımızda şaşarsınız…

Onun için dostlarım bugünkü ilkyazıma “ağzı olanların” konuştuğu barikatların kaldırılması, Suriye ve Esad fiyaskosu, İsrail gerçeği ABD nin seçim havalarına girmeden onları yazmadan, bir küçük hatırlatma yaparak başladım…

Adresi tam yazdım da umarım postacı(?) tam yerine teslim eder…

İyi haftalar sizin olsun ancak sakın unutmayın;

Hayata daima gülümseyin lütfen!

Ki gününüz neşeli dostlarınız umutlu sevginiz daim ve huzurunun hep yerinde olsun…

Erdoğan Özgenç

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..