Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mayıs '08

 
Kategori
İstanbul
 

Ah Be İstanbul

Ah Be İstanbul
 

<ı>İstanbul’un Fethi;

‘ 29 Mayıs 1453' te, şehri günlerdir kuşatan Osmanlı ordusunun, şimdi İstanbul olarak bilinen, o zamanki adıyla Konstantinopolis şehrini Sultan II. Mehmed Han'ın komutanlığında fethetmesidir.

Bu fetihten sonra Osmanlı Devleti İmparatorluk olmuş, henüz 21 yaşında olan Sultan II. Mehmed, Fatih ünvanını da alarak Fatih Sultan Mehmed Han olarak anılmaya başlanmıştır.

Tarihteki en önemli devletlerden olan Doğu Roma İmparatorluğu böylelikle sona ermiştir. ‘

Bugün çok özel bir gün. Rahmetli Fatih Sultan Mehmed Han olmasaydı İstanbul gibi dünya harikası bir şehre sahip olamayacaktık.

İstanbul üzerine şiirler yazılmayacaktı. En azından Türk şairleri İstanbul şiirleri yazmayacaklardı

Gözünü sevdiğimin İstanbul’u
Kalsam da seviyorum seni
Gitsem de seviyorum seni

Boğazdan seyretmek seni
Sultan Fatih’in gözüyle
Çok ihtişamlı, çok başkasın

Ah İstanbul Ah
Seyrederken özledim seni

Kiminin rüyalarını süslersin
Kiminin anılarını
Çok can yakarsın

Çok naz yaparsın be İstanbul
Seyrederken özledim seni

(Serdar Sayıl-2006) yılında bir şiir yarışmasına bu şiirle katılmış. :) Sevgili Serdar yüreğine sağlık. Dikkat ettim de benim yazdıklarımla ne kadar benzeşiyor duygularımız. Belki de bu yüzden senin şiirini seçtim.

İtiraf edeyim şu an çok heyecanlıyım. Elim ayağım dolaştı. Bu kadar özel bir günü kelimelere sığdırmak gerçekten çok zor bir o kadar da heyecan verici.

İstanbul’la ilgili şu an aklımda onlarca şiir, onlarda güzel söz, onlarca mekan, onlarca insan ve acı tatlı onlarca anı var.

Ve bir de İstiklâl Marşımız

<ı>İSTİKLÂL MARŞI

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl...
Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl!

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
“Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hâyasızca akın.
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri “toprak” diyerek geçme tanı
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı;
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.

Ruhumun senden, İlâhî şudur ancak emeli;
Değmesin mabedimin göğsüne nâmahrem eli.
Bu ezanlar – ki şahadetleri dinin temeli
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder – varsa – taşım,
Her cerîhamdan, ilâhî, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-ı mücerred gibi yerden na’şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl
Olsun artık, dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl!

<ı>Mehmet Akif ERSOY

 
Toplam blog
: 1929
: 661
Kayıt tarihi
: 11.11.06
 
 

  Hayatı ciddiye almam, emeği çok ciddiye alırım. Dünyanın en vazgeçilmez üçlüsü; çocuklar, çiçek..