Ahlak anlayışında çöküntü

Türkiye; ahlak, özellikle cinsel ahlak anlayışında bir çöküntü süreci yaşıyor.

Değil 30- 40 yıl, daha bir kaç yıl öncesine göre çok farklı bir anlayış şekillendiyor cinselliğe bakışımızı.

Yanlış anlaşılmasın, daha özgür yaşanan cinsellikler değil kastım.

Çarpık ilişkiler ve bakış açılarından söz ediyorum.

Bir kadın çıkıyor, evine misafirliğe gittiği kız kardeşinin birlikte yaşadığı erkek arkadaşıyla sevişmelerini kaydediyor.

Kaç gece, kızkardeşinin en özel anlarını röntgenliyor.

Üstüne bir de kameraya alıyor.

Oğlu da annesiyle birlikte, teyzesinin cinsel birlikteliğini seyrederken kayıt yapmayı da ihmal etmiyor.

Sonrasında, para ver yoksa görüntüleri dağıtacağız diye şantaja başvuruyorlar.

Bazıları, sevgilisiyle yaşadıkları o özel anları bizzat kendileri kameraya alıyorlar.

Sonra araları bir şekilde açıldığında, internet ortamında cep telefonlarında yayınlayarak, yaşanan özel anları herkesle paylaşıyorlar.

Kadının zevk aldığını, cinsel ilişki anında bacağının şekline göre anlatmak gibi anlaşılması güç bir cinsel ilişki uzmanlığı yapmaya kalkıyorlar.

Kimi, en yakın arkadaşını alıp evinde içki alemi yapıyor; karısının yıllarca, alem sonrası eve getirdiği adamın koynunda sabahlamasına izin veriyor.

Bir anne çıkıyor, daha 13- 14 yaşında bir çocuk olan kızını 80 yaşındaki bir adamla aynı evde başbaşa bırakıyor.

Ufak kızın, "amcam göğüslerimi elliyor, emiyor; kilodumu çıkarıp oramı öpüyor" şeklindeki şikayetlerini, "O bizi kurtaracak sesini çıkarma" diyerek susuturuyor.

Adam öz kızını, dede öz torunu yıllarca cinsel köle olarak kullanıyor. Analar bildikleri halde susuyorlar. Taa ki, bir şekilde olay ortaya çıkana kadar.

Bir başka genç, ilk cinsel deneyimini teyzesiyle yaşıyor, üstüne yıllarca birlikte oluyor.

Etrafınıza şöyle bir bakın, benzer olayların çokluğuna şaşıracaksınız.

Ahlak özellikle cinsel ahlak anlayışındaki çöküntünü toplumun bütün tabakalarında etkisini gösterdiğini gözlemleyeceksiniz.

Vay bize, vaylar bize türküsünü çığırıp çığırmamak size kalmış.