Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Şubat '09

 
Kategori
Deneme
 

Ak kağıt

En çok beni yaralasın diye, kurşun kalemlerimi kırıp kurşunlar eritiyorum. Kırdığım kurşun kalemlerin uçları battıkça bana, kalem tutan parmaklarım kanıyor.

Hıncın ve öfkenin aktığı nehirlere, kurşun kalemimden damlayanlar karışıyor. Kuraklık ya da susuzluk dinlemiyor, nehirler taşıyor.

Kanayan parmaklarımla kırık kurşun kalemimi tutuyorum. Ak kağıt üstüne kızıl kan damlıyor. Acım yüreğimden gözlerime sızıyor, öç haline gelip gırtlağımı sıkıyor.

Kızıl kanımın sıçradığı ak kağıdı bin parçaya bölüyorum. Her bir parçayı umudun bir başka köşesine savuruyorum. Ak kağıdın bir parçası diğer parçasına denk gelmesin diye!

Kızıl kanımın sıçradığı ak kağıdın her bir parçasına bir başka acıyı, bir başka öfkeyi iliştiriyorum. Azalsın dedikçe dalgalar halinde çoğalıyor. Büyük yapı merkezlerinin boyunu aşıp kente vuruyor.

Sokaklara ak kağıt parçaları yayılıyor. Oradan balkonlara, pencerelere ve odalara sıçrıyor.

Kirlenmiş ne kadar kavram ve değer varsa, ak kâğıda ekleniyor. Kızıl kanımın sıçradığı ak kâğıt, kirlenmiş kavramlar ve değerler müsveddesine dönüşüyor.

Kızıl kanımın sıçradığı ak kağıt parçaları kentin altını üstüne getiriyor. İnsanları önüne katıp sığınaklarına ve ormanlara doğru kaçmalarına yol açıyor.

İnsanlar bir yandan can derdiyle koşuşturup kaçarken, yolda denk geldikleri ne kadar kağıt parçası varsa diğer yandan da onları kızıl kanımın sıçradığı ak kağıdın parçalarına duydukları öfkeyle, telaşla parçalıyorlar.

İnsanların parçaladıkları ne kadar başka ak kağıt varsa, kanım taşarak, kanım akarak onlara da sıçrıyor. Birken iki oluyor kızıl kanımın sıçradığı ak kağıt parçaları, binken iki bin… Dalgalar halinde büyüyor; tepeyken dağ, su birikintisiyken okyanus haline geliyor.

İnsanlar soluk soluğa koşturuyorlar. İnsanların gözleri mağaralarda, insanların gözleri ormanda ha bire koşturuyorlar.

İnsanlar mağaralara soluksuz bir şekilde yığılıyorlar. İnsanlar ormanlarda nefes almaya başlıyorlar. Kan ter içinde, gözleri korkudan büyümüş bir şekilde yerlere çöküyorlar. Biri ikisi değil, hepsi ağlıyor.

Acıkınca insanlar, yanlarındaki hormonlu ve yapay yiyeceklere davranıyorlar. Orman kusuyor insanları.

İnsanlar acıkınca, yanlarındaki unları kavuruyorlar. Mağara kusuyor insanları.

Lağım karışmış suyla doldurdukları mataralardan su içerlerken, mağaranın midesi bulanıyor.

Lağım karışmış suyla doldurdukları şişelerle su içerlerken, ormanın başı dönüyor.

İçlerinde, kirletilmiş kavram ve değerlerle henüz zehirlenmemiş olan çocuklar canlarına tak edip ayağa kalkıyorlar.

Mağaranın ağzında aydınlık bir yer bulup bağırıyorlar, ormanda bir kayanın üstüne çıkıp bağırıyorlar:

“Temiz kalan birkaç ak kağıdı birleştirin, ak kağıtları!”

 
Toplam blog
: 55
: 383
Kayıt tarihi
: 27.01.09
 
 

1975’te Ankara’da doğdu. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümü’nü bitirdi. Şiirleri..