Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Temmuz '09

 
Kategori
Spor
 

Akdeniz Oyunları ve Universiade 2009

Akdeniz Oyunları ve Universiade 2009
 

Olimpik Sporlar


Spor Bakanı'nın ve GSGM kadrolarının yenilenip, yeni umutlarla yola çıkılan şu günlerde ardarda gerçekleştirilen bu iki organizasyonda alınan sonuçlar ülke olarak sporda ne kadar geri kaldığımızı bir kez daha yüzümüze vurdu. Artık kronik rahatsızlığımız olan yüzme, bisiklet, cimnastik ve atletizm başarısızlıklarımız insanlarda spora olan ilgiyi de en aza indirmiş durumda..

Bu iki organizasyonu değerlendirecek olursak;

Akdeniz Oyunları: Öncelikle sondan başlayalım. Aldığımız 67 madalyayı başarı gibi gösteren zihniyete diyecek lafım yok. Üstelik rakiplerimiz içinde 3 tanesi hariç üst seviye ülkeler yokken. (Çoğu Afrika ve Asyalı). Yok genç kadroyla gitmişiz, efendim 2012 Olimpiyatları için hazırlık yapıyormuşuz falan filan... Bu oyunlarda İtalya hariç tüm büyük ülkeler gençleriyle yarışmalara katıldı. İtalya'da evsahibi olduğu için pek çok dalda as takımıyla mücadele etti. (Bayan basketbol, bayan voleybol, yüzme gibi...). Tüm bunlara rağmen dünya çapında sporcularını getirmeyen Fransa 150 madalyaya yaklaşıyor, İspanya elini kolunu sallaya sallaya 80 madalyayı geçiyorsa bizim elde ettiğimiz toplam sayı başarı değildir. Üstelik 4 yıl önce 73 madalya almışken, şimdiki 67 madalyaya sevinmek gerçekten ayıptır. Yöneticilerimiz 'Neden ileri değil de geri gittik?' sorusunu sormadığı sürece biz spor alanında daha çok rezaletler yaşarız.

Müsabakalara gelince; takım sporlarında Hentbol hariç başarısızdık... Bayan hentbolcularımız finalde Fransa'ya 33-32 mağlup olup gümüş madalyada kalırken, erkek takımımız ise yarı final oynamayı başardı. Gerçi 3.lük maçında yaşananlar utanç verici sahnelerdi ama sportif olarak başarılı sayılabiliriz. Basketbolda erkek takımımız 3.lüğü elde etti ama gerçekten beklentilerin altında kaldılar. Özellikle evsahibi İtalya'yı iki kere yenmemize rağmen, yarı finaldeki bir Yunanistan mağlubiyeti bizi altın madalyadan etti.Bayan takımımız ise oldukça zayıf bir kadroyla geldiği turnuvadan eli boş döndü. Voleybolda erkeklerimiz erken havlu atarken, %90 as takımımızı getirdiğimiz bayan milli takımımız gümüş madalyada kaldı. Bayanlarımız turnuvada kendilerine rakip olabilecek tek takım olan İtalya'ya finalde 3-2 ile kaybetti. Onların derecesi de başarı ya da başarısızlık olarak görülmemeli. Bence tam ortada bir sonuç. Belki de en büyük rezillik futbolda yaşandı. Tüm ülkenin peşinden koştuğu tek spor olan futbol takımımız turnuvada 6. olarak en büyük başarısızlığı yaşattı. Geçen yıl ümit milli takımın Avrupa Şampiyonası'na katılamamasında baş sorumlu olan Hami Mandıralı'nın kurduğu takım ilk maçta Fransa önünde yine iki pas yapmaktan acizdi. 2002 Dünya kupasındaki milli takımın temellerinin 1993 Akdeniz Oyunlarında atıldığını düşünürsek futbolun geleceğinden de pek ümitli olmamak lazım.

Madalya dağılımında Atina 2004 olimpiyatları ile paralel bir gidiş vardı. Orada ilk 4 gün halterden 3 altın çıkaran ülkemiz sıralamada ilk 10 içinde idi ama kalan günlerde madalyasızlıktan kırılmıştık. Pescara 2009 oyunlarında da halter ve güreşin iteklemesiyle ilk 3 gün lider olan kafilemiz, yüzme müsabakalarının başlaması ile birlikte resmen döküldü. Hele halter ve güreş müsabakaları tamamlandıktan sonra altın madalya için uzun bir süre beklemek zorunda kaldık. Yüzme havuzunda sporcularımız boğulurken, atletizmde durum yine iyi sayılırdı. Özellikle ciritte Fatih Avan'ın altın madalya alması ve Türkiye Rekorunu 3 kere geliştirmesi oyunların bizim açımızdan en iyi anıydı. Masa tenisinde devşirme sporcumuz Melek Hu altın madalya alırken, teniste tek erkeklerde Marsel İlhan gümüşte kaldı. Ülkemiz olimpiyat tarihinde halter ve güreş dışında tek olimpiyat altınımızı kazandığımız dal olan judoda da yaprak dökümü vardı. Alınan bronz madalyalar tam kadro katıldığımızı müsabakalar sonucu kimseyi memnun etmedi. Yine konuşmaya gelince biz avrupa ve dünya şampiyonuyuz diyen karate milli takımımızdan da umduğumuz başarı gelmedi. Sadece 1 altın alabilen takımımız konuştuğuyla kaldı. Boksta 2 altın 1 gümüş 3 bronz madalya ile iyi bir turnuva geçirdiğimizi söylemek mümkün.Yalnız olimpiyat üçüncümüz Yakup Kılıç şişirilmiş bir balon olduğunu bir kez daha kanıtladı ve ilk maçında elendi. Olimpiyatlarda kura şansı ile aldığı madalya onu baya geri götürmüş olmalı. Gelecek vadeden boksörlerimizden Furkan Ulaş Memiş'in buraya getirilmemesi de bence ayrı bir komedi. Sözde gençleştirilmiş takımımız İtalya'da sadece organizayon bozukluklarından şikayet etti. Onun dışında başarısı ile gündeme geleni pek görmedik.

Önemli olaylar: Atıcılıkta ilk madalyamızı Binbaşı Ayşe Kil ile kazanmamız, Nurcan Taylan'ın şov yaparak ben daha bitmedim demesi, Nevin Yanıt ve Fatih Avan'ın atletizm başarıları, güreşteki toparlanma, hentboldaki çıkış..

Üniversiade 2009: Atıcılık, voleybol, basketbol, tekvando, judo ve atletizm olmak üzere 6 dalda oyunlara katılan ekibimiz toplamda 9 madalya ile yurda döndü. Her ne kadar kafile başkanı mutlu olduğunu söylese de şahsen ben bunu kabul etmiyorum.. Eğer 7 sporcu ile gidilen judodan sadece 1 bronz madalya çıkıyor, diğer sporcular maç kazanamadan eve dönüyorsa buradaki başarı nedir acaba? Son iki oyunlarda şampiyon olan erkek voleybol takımımız 8. liğe düşüyorsa bunun suçlusu kim acaba? 2 hafta önce takım olarak dünya şampiyonu olduğumuz tekvandoda tam takım katılmamıza rağmen bir tane altın madalya gelmiyorsa sebebi nerede aramak lazım acaba? Sonra çıkıp suçu hakeme atan ve altın madalyalarımızı çaldılar diyen antrenörlerimiz heralde bu işte en büyük sorumlular olacak gibi.

Bu oyunlarda sadece atletizm başarılıdır. Nevin Yanıt ve Halil Akkaş altın isimlerimiz olurken, antrenörü oyunlara bile götürülmeyen Türkan Erişmiş bronz alarak daha da önemli bir iş yapmıştır. Türkiye rekorlarını her ortamda geliştiren Fatih Avan ie ciritte finale kalarak yine önemli bir iş becermiştir ama finalde ilk 3 hak sonunda elenmiştir. Dilerim kendisi Eşref Apak gibi büyük konuşup sonradan rezil olmaz. Vaktini onun gibi boşa harcamaz. Kafilemiz adına Oyunların yıldızının 1 altın ve 1 gümüş madalya alan Halil Akkaş olduğu kesin gibi. Nevin Yanıt'ta gelecek için umut vermeye devam etti.

 
Toplam blog
: 27
: 1790
Kayıt tarihi
: 10.02.09
 
 

1990 Kadıköy Doğumluyum. Hala İstanbul Üniversitesi Matematik Bölümü'nde öğrenciyim. Koyu bir Beşikt..