Türkiye'de bayan voleybolu

Son yılların en büyük başarılarını kazandığımız, ülkemizin ilk kez dünya standartlarında mücadele ettiği ve her büyük organizasyona (2003 yılından beri) aralıksız katılma hakkı elde ettiğimiz kısaca gururumuz olan bir spor dalı bayan voleybolu. Dedim ya 2003 yılından beri... Evimizde organize edeceğimiz Avrupa Şampiyonasına hazırlanırken takım antrenörü Deniz Esinduy hocamızın vefatıyla sarsılan fakat bu büyük kayba rağmen dağılmayan Özlemli, Baharlı, Mesudeli, Natalialı, Neslihanlı kadronun o güne kadar görülmemiş bir başarı elde ederek açtığı kapı bugün genç sporcularımızın yaptığı güzel işlerle sürüp gidiyor.. Aslında voleybolun gelişimi için miladımızı yine 2003 yılından seçebiliriz. Ankara'daki Avrupa Şampiyonasında, o unutulmaz maçta Rusya gibi bir dünya devini 3-0 ile sahadan silen ekibimiz hem halkımızın hemde medyamızın büyük ilgisini çekmişti. Alınan bu galibiyet sonucunda kalan tüm maçlarını full seyirciye oynayan kızlarımız o şampiyonada finale kadar yükselmiş ve Polonya karşısında yenilerek turnuvayı 2. tamamlamıştı. O güne kadar kimsenin hayalini bile kuramadığı bu başarıda Yardımcı Antrenör Reşat Yazıcıoğulları'nın payını unutmak elbette mümkün değil. Üstelik turnuvada sadece 2.lik elde etmekle kalmamış, olimpiyat elemelerine ve dünya kupasına katılma hakkıda elde etmiştik. Hemen ertesinde Dünya Kupasında alınan 7.likte bizim için çok büyük bir adım olarak görülebilirdi. Sonrasında olimpiyat elemelerinde kızlarımızın yeni bir destan yazmasına ramak kalmıştı. 2004 Olimpiyatlarına gidecek son takımı belirlemek için yapılan turnuvada yine devleri dize getiren ekibimiz finalde yine psikolojik baskıya engel olamıyor ve olimpiyat biletini Almanya'ya resmen hediye ediyordu. Modern olimpiyatların başlamasından hiçbir spor dalında olimpiyat vizesi almaya bu kadar yaklaşmamıştık. Ardından 2005 Avrupa şampiyonası geldi çattı. Bu turnuvaya direk katılmamız bile bizim Avrupa çapında bir takım olmaya başladığımızın göstergesiydi. Şampiyonada elde edilen 6.lık ile 2007 için direkt katılım hakkı cebe koyulmuştu. Büyük çabalar sonucunda Türkiye'de oynanması sağlanan Dünya Voleybol Şampiyonası Kıta Elemelerinde başarılı olan ekibimiz tarihinde ilk kez bu büyük organizasyona katılma şansı buldu ve 24 takımlı şampiyonada 10. oldu. Belki beklentiler tam olarak karşılanamadı ama umutlar yitirilmiş değildi. Fakat ardından Dünya Grand Prix elemelerinde başarısız olunması ve meydana gelen olaylar Reşat Yazıcıoğulları'nın görevinden ayrılmasıyla son buldu. Yerine getirilen Alessandro Chiappini daha takımı tam olarak tanımadan Avrupa Şampiyonası'na katılmak zorunda kaldı.. Takımda bir geçiş dönemi yaşanmak zorundaydı ve bu geçiş çok sert oldu. 2007 Avrupa Şampiyonasında alınan 10. luk kafalarda soru işaretleri yaratmaya başlamıştı ki; Cengiz Göllü ve Mehmet Bedestenlioğlu tarafından koordine edilen altyapı takımlarımızın müthiş başarıları gelecek hakkındaki olumsuz düşünceleri değiştirdi. Önce Yıldız Bayan Milli Takımımız 2008'de Dünya 2.si, 2009'da ise Dünya 4. sü oldu.. Yine Yıldızlarımız 2008'de Avrupa 3.sü olma onurunu yaşadılar. Sonra ise Genç Bayan Milli Takımımız 2006 ve 2009' da dünya 7. si oldu. Özellikle Meksika'da yapılan şampiyonada kaybettiği tüm maçları 3-2 lik skorla yitiren Genç bayanlarımız olası bir Dünya Şampiyonluğundan oldu. Bunun dışında gelen Akdeniz Oyunları madalyaları ve Balkan Şampiyonlukları'da cabası... İşte bu gençleşme operasyonu sonucunda 2008 Grand Prix'ine katılam A Milli bayanlarımız, 2009 Avrupa ve 2010 Dünya şampiyonalarına katılma hakkını çok rahat bir şekilde elde ederek kendisini yine dünya arenaında kanıtlama şansını elde etti. Nazlı, Neslihanlı, Sedalı, Edalı, Güldenli milli takım Polonya'da düzenlenecek Avrupa Şampiyonası öncesi umut veriyor. Bize de onların başarılarını izlemek ve gururlanmak düşüyor.