Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Aklıma takılanlar...

Aklıma takılanlar...
 

Kaynak:İnternet


Türk Lirasına sembol yaratma fikrini kafam bir türlü almıyor!

Hani, yani ihracat ve ithalatların bir bölümü TL ile yapılıyor da, hem işlemlerde kolaylık sağlasın, hem de fiyakası olsun denilecek bir durum olsa, amenna; lakin yıllarca hem banka tarafında, hem de özel sektörde ihracat yaptım, bir tane işlemde TL üzerinden ihracata denk gelmedim!

Mesela, memleket içinde döviz üzerinden kiralanan, satılan yerler gördüm ama TL’nin dış ticarete alet olduğuna tanık olmadım!

Ayol, çılgın projelerin dahi bedeli dolar üzerinden hesaplanıyor, varın ne demek istediğimi anlayın yani!...

Şimdi “İsteyen ülke istediği şekilde parasının sembolünü de oluşturur, keyfinin kahyası mısın?” derseniz, eşek değilim ya: Haklısınız derim.

Keyif meselesidir bu!

Bakın, burasını aklım alır işte!

Dış ticarette kullanılmayacağına göre el yazımı ile Euro sembolü ile kolay karışabilecek bir sembol seçildiğinin, bunun çok ciddi hatalara neden olabileceğini de ifade etmemin aslında pek de bir önemi yok ama yie de dayanamayacağım Dolar, Sterlin, Euro ve Yen sembollerinde çift çizgi var diye ille de çift çizgi mi konulmalıydı?

Bu bir ezber ve kopya olmuş ya neyse…

******

4+4+4 eğitim sistemiyle çocuk ve gençlerimizin eğitim şartlarının, güya, düzeltilmeye çalışıldığı günlerde kimse şu dersaneler konusuna değinmiyor.

Madem eğitim sistemi değiştiriliyor ve gerekçe olarak da iyileştirme gösteriliyor, benim aklıma şu soru takılıyor mesela: Çocukların yarış atına döndürüldüğü sınavlar konusunda bir etüt yapıldı mı?

Eğitimin yetersizliğinden mi dersaneler türedi, rant uğruna mı?

Eğitimin yetersizliğindense bu konuda ne gibi çalışmalar yapıldı ve atanamayan öğretmenler açıkta beklerken eğitimin kalitesinin arttırılması gündeme geldi mi?

Mesela, KPSS’yi de anlamakta güçlük çekiyorum ben!

Onca yıl oku, yok OKS, yok ÖSYM, ardından sınavlar, finaller ve mutlu son diploma derken bir de KPSS!...

Yani, eğitim kurumlarına güvensizliktir bu aslında bir bakış açısıyla, bir diğer bakış açısıyla çocukları ve dahi ailelerini yarıştırmak, hatta anlamsız yere hırslandırmaktır.

Yine bir başka açıdan bakıldığında ise tatlı paradır; ilkokul çocuğu da, KPSS hazırlığında olan da dersaneye gidiyor.

Çoğu kişi harç borç alarak çocuğunu gönderiyor, harç borç almak durumunda olmayanlar zaten özel koleje gönderip, özel öğretmenler tutuyor.

Sonra, KPSS sınavlarında şaibeler oluyor ve eğitim sistemi hiç sorgulanmıyor!

Ve… Ne oluyorsa bir anda oluyor, 4+4+4 falan filan…

Haa, bu arada kaç öğretmen, kaç eğitimci, kaç pedagog ile görüşüldü ve görüşleri alındı, bakın bunu da pek merak etmekteyim, şahsen…

Neyse, konuyu dağıtmayayım, bebekler en geç iki yaşına geldiklerinde çişlerini söylediklerinde aileler acayip rahat bir nefes alıyor: Çocuk bezi masrafından kurtulduk! Eyooo!...

Çocuk bezi masrafı da neymiş, ilköğretimden KPSS sınavını aşana kadar “Dersane” diye baba bir masraf var ki!

Sıkıysa gönderme, sınavlar bir vicdan yükü bağlıyor ki boynunuza!...

Hoş, o sınavlarda şaibeler eksik olmuyor ama…

Bu yeni eğitim sistemi dersane masraflarından kurtaracak mı?

Retorik bir soru tabii ki, anladınız yani!...

******

Aklıma sıkılıkla takılan bir soru da şu: Ne olacak Balbay’ın, Özkan’ın ve benzerlerinin sonu?

Kaç yıl oldu içerideler; Türk Lirası simgesiyle, yasak aşkını parçalayanlar, dekoltesini taşıranlarla çabuk geçiyor burada seneler, peki ya içeridekiler?

Vatandaşlarının hak ve hukukunu koruyamayan; bunca süre tutukluluktan hali hazırda bir sonuç çıkmaması bir ülke için ciddi bir handikaptır, bunu yıllarca çalıştığım yabancıların gözüyle söylüyorum ki şahsi fikrim de bu yöndedir.

İnsan haklarının göz göre göre ihlal edildiği ülkeler istedikleri kadar masaya da vursalar, kendilerine farklı bir hava vermeye de çalışsalar belli kriterler tutmadıktan sonra… Ihhh…

Karikatür çizene ceza, eleştiren yazara dava, ayol, muhalefete bile dava üstüne dava, ceza üstüne ceza; “Muhalefet” yani, adı üstünde…

Muhalefete demeyeceğini bırakmayacaksın, vatandaşa söz hakkı tanımayacaksın, hakaret edeceksin ve hele ki bir dava açılsa hakkında, davalıların anında hakkından geleceksin bir sözün ile ve dünyaya hükmetmeye kalkacaksın!

Vallaha, yılların gözlemiyle şunu diyebilirim: Avrupa kanmaz böyle şeylere…

Uzak Doğu onursuzluğa karşıdır, Asya ve Afrika karışmaz, Amerika kendi vatandaşının başına getirmez ama başkalarının vatandaşlarını elini dokunmadan harcar; iki telefon, biraz Dolar falan…

Neyse… Bizler eşelenip duralım bakalım, nereye kadar?

 

http://twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..