AKP'nin yeni başkanı Hasan Doğan

Futbol Federasyonu’nun 42. Başkanı 1997 yılında Haluk Ulusoy oldu. 2004 yılına kadar Başkan olarak kaldı. 2002 yılında AKP İktidara geldiğinde Haluk Ulusoy Başkandı. AKP iktidara geldiğinde Haluk Ulusoy ile uyumluydu. Çünkü AKP’nin kurucuları arasında yer alan Şaban Dişli, Davut Dişli’nin kuzeniydi ve AKP ile Futbol Federasyonu ilişkilerinin iyi gitmesini Şaban Dişli – Davut Dişli ikilisi sağlıyordu. Davut Dişli; 1986 yılında dayısı Tahsin Kaya’nın Fenerbahçe Spor Kulübü’ne Başkan seçilmesiyle futbol camiasının içine girdi. 1993 yılında Fenerbahçe Spor Kulübü’ne Başkan olan Güven Sazak’ın yönetim kurulu üyesi oldu. Daha sonra alt yapı sorumluluğuna getirildi. Ardından da alt yapı derneğini kurdu. 1998 yılında ise Fenerbahçe Spor Kulübü’ne Başkan seçilen Aziz Yıldırım’ın As Başkanı oldu. 2004 yılında göstermelik de olsa Aziz Yıldırım’ın karşına Fenerbahçe Spor Kulübüne Başkan adayı olarak çıktı, ama daha sonra Başkan adaylığından çekildi.

1986 yılında futbola adım atmasıyla ticari işleri de iyice büyüyen Davut Dişli, 16 Kasım 2005 tarihinde Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu stadında oynanan Türkiye İsviçre milli futbol takımı karşılaşması sonrasında çıkan arbedeyi de yönlendirdiği yazılıp çizildi. İsviçre milli futbol takımının Türkiye girişinde pasaport kontrolü sırasında İsviçre’lilerin iki üç saat geç giriş yapmasının hiçbir yasal engeli olmadığını bir emniyet yetkilisine rica etmesi basına yansıdı.

AKP iktidarı arada Davut Dişli olmasına rağmen Futbol Federasyonu’na her dediğini yaptıramıyordu. AKP iktidarı da bundan rahatsızdı. Çünkü Haluk Ulusoy’un da arkası kuvvetliydi (!...). Federasyon seçimlerinden tutun da, Federasyon içindeki örgütlenmeye kadar, Haluk Ulusoy işini sağlama almıştı. Delegeler, koşulsuz itaat ile bağlanmışlardı. Bunu yıkmak zordu. AKP iktidarı bunu bildiğinden, her dediğine “evet” demeyen Haluk Ulusoy ile anlaşma yoluna gittiler. AKP iktidarı, 22 Haziran 2004 tarihinde yapılacak olan Futbol Federasyonu Başkan’lığı seçiminde, yönetim kurulunda 4 üyenin AKP’nin belirlediği isimden olmasını teklif ettiler. Haluk Ulusoy bunu kabul etti. “Ulusoy’un evet dediği isimler; Davut Dişli, Hasan Doğan, Cihan Kamer ve Levent Kızıl’dı… Yalnız Hasan Doğan futbolla ilgili bir isim değildi. Adı Futbol Federasyonu yönetimi için geçmeye başladığında futbol kamuoyunun ‘Bu kim dediği’ Hasan Doğan’ın kendisi de ‘futbolu bilmiyorum’ diye itirafta bulundu” (Kılıç, Ecevit., Politik Goller Futbol ve Siyaset, Güncel Yayıncılık, sayfa:122, İstanbul, 2006). Bu anlaşmaya rağmen Haluk Ulusoy yeniden Başkan seçilemedi, Levent Bıçakçı yeni Başkan oldu.

“Ben futbolu bilmiyorum” diyen Hasan Doğan, 14-15 Şubat 2008 günü yapılacak olan olağan üstü Futbol Federasyonu Genel Kurulu’nda Futbol Federasyonu Başkanı olacak. “Olacak” diyorum, çünkü yasa AKP’nin istediği şekilde düzenlendi. Yönetilenin yönetenini seçmesi için, kulüplerin delege oy hakkı yüzde 62’den yüzde 88’e çıkarıldı. Çok demokratik gibi görünen bu yasanın görünmeyen yüzünde kulüplerin yüzde 60’ının Belediye’lerin elinde olması yatıyordu. Yani her türlü iktidar AKP iktidarının elinde bulunuyor.

Hasan Doğan, Remzi Gür’ün iş ortağıdır. Yani Başbakan dahil tüm milletvekillerine takım elbise giydiren Ramsey’in sahibinin iş ortağıdır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın tatil sponsorudur. Remzi Gür’ün yazlığında, yatında tatil yapılmaktadır. Basına yansıyan bu görüntü ve haberlere Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hiçbir itirazı yoktur. Amerika’da eğitim gören çocuklarının tüm masrafları Remzi Gür ve Hasan Doğan tarafından karşılanmıştır. Kulüpler Birliği de en son yaptığı açıklamada Hasan Doğan isminde mutabık kaldıklarını ve Hasan Doğan’ı Futbol Federasyonu Başkanı olarak görmek istediklerini açıklamışlardır.

Artık Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bu kadar arkasında olan birinin de “futbolu bilmese” de Futbol Federasyonu Başkanı olmak hakkıdır değil mi?

Ne dersiniz?

Kalpaksız kuvva-ı milliyeci rahmetli Uğur Mumcu’nun dediği gibi, “Tarikat-Siyaset-Ticaret” kol kola girmiş gidiyor.