Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ağustos '10

 
Kategori
Siyaset
 

AKP’ye karşı mısınız ? Öyleyse…..

AKP’ye karşı mısınız ? Öyleyse…..
 

Bakalım, kim galip çıkacak bu kavgadan...


“YARSAV gibi dernekler olmmaaaz… YARSAV, bir boşluktan yararlanarak, bunu kurdu. Ki bunu da bizim ilk fırsatta halletmemiz lazım”

Bu sözler Başbakan Erdoğan’a ait. Siz bu sözlerden ne anladınız. Sizi bilmem ama ben bu sözlerden AKP hükümeti ve Erdoğan’ın kendisine yeni hedefler koyduğunu ve bunun da arkasının geleceğini anladım. AKP hükümeti, kendisi gibi düşünmeyen, düşünmek istemeyen, kendisinin yanında olmayan kurum, vakıf, dernek, her şeyi kitabına uydurarak pasifize etmenin yollarını arayıp, buluyor. Nasıl bulmasın ki, hükümet erki elerlinde değil mi ? Hatırlayın, 23 Nisan’daki geleneksel koltuk değiştirme merasiminde, Başbakanlık koltuğuna oturan çocuğa Başbakan “mühür artık senin elinde ister asarsın, ister kesersin” dememiş miydi ? Demek ki, kendileri de öyle yapıyor. Ne de olsa mühür ellerinde değil mi ? Bu anlaşılmıyor mu ?

Hatırlayın, askerlerin, kendilerini Cumhuriyetçi ve Laik olarak tanıtan önemli isimlerin evleri, iş yerleri, çalışma ofisleri didik didik aranmamış mıydı, buldukları her türlü çuval çuval evrak, dokumana ve bilgisayarlarına, disket ve cd’lere el koyulmamış mıydı ? Amacı yalnızca, başta kızlarımız olmak üzere, okuyamayacak gençleri okutmak değil miydi? Bu amaçla Onbinlerce genç kızımız okutulmamış, binlercesine de maddi yardım yapılmamı ve bu ülkeye önemli yararları dokunacak seviyelere getirilmemiş miydi ? Kimden bahsettiğimiz çok açık değil mi ? Çağdaş yaşamı destekleme derneği’nden bahsediyoruz. Ve bu derneğin başkanı Türkan Saylan, ilerleyen yaşına ve hastalığına rağmen az kalsın tutuklanmayacak mıydı ? Tutuklanmadı ama saatlerce sorgulandı ? Netice itibari ile, kendisi tutuklanmadan kendisi aramızdan ayrıldı ?

Geçilen süreçte, ‘hükümeti devirmek’ ve ‘darbe yapacaklardı’ iddiaları ile onlarca emekli ve muvazzaf subay gözaltına ve içeriye alınmadı mı ? Alındı. Onlarca aydın, gazeteci, bilim adamı neyle suçlandıkları hala belli değilken, hala cezaevlerinde tutuklu değiller mi ? Öyleler…

Peki, Doğan gurubuna yönelik baskılar ? Daha bu örnekler belki artırılabilir. Hadi, bunların AKP hükümeti tarafından ‘kasıtlı’ olarak yapılmadığını düşünelim. Hepsi birer tesadüftü ya da gerçekten birer suç unsuru taşıyorlardı. Ama TSK’nın ne hale geldiği ortada. Bu başlı başına tartışma konusudur. Hadi asker içinde gerçekten darbe yanlısı olanlar olduğunu varsayalım. Akp de bunları tasfiye yoluna gitti diyelim. Sayın Hayrünisa Hanım’ın elini sıkmadığı gerekçesi ile isminin üstü çizilen paşa’ya ne diyelim. Bilmiyoruz, basında öğrendiğimiz bu. Belki de, o da AKP hükümetini devirmek isteyenler ya da irtica ile mücadele edenler arasındadır. Bilemiyoruz.

Hala kafamız bu olan biteni anlamak, anlamaya çalışmakla meşgul. İçinden çıkabilecek miyiz, bilemiyoruz. Tüm bunları kavrayabilecek kaç milyon insan çıkar bu ülkede, onu da bilmiyorum. Belki, gerçekten AKP haklı çıkar, biz de arkasından bakıp “yahu adamlar haklıymış” deriz.

Fakat, gelinen bu noktada meydanlar ve siyaset arenası sıcak hava ile birlikte iyiden iyiye ısınmışken hatta kaynıyorken, liderler birbirlerine tam kapasite yükleniyorken, bel altı vuruşları da görmüyor değiliz. Liderlerin açıklamalarını takip etmekten yorulduk. Tam da bunları da analiz edecekken, bugün okuduğumuz bir haberde bir kez daha donakaldık. O haber de yukarıdaki ilk satırla paralel nitelik taşıyor. Erdoğan hükümeti Yarsav’ın da peşine düştü. Yakında bu derneğin de kapatılması gündeme gelecek gibi. Bunun ilk sinyallerini aldık.

Ne diyordu Başbakan ? İlk fırsatta YARSAV’ın işini de halledeceklerini haykırdı meydanlarda.. Peki bu ne anlama geliyor. Şu anlama geliyor. Başbakan Yarsav’ın AKP haricinde CHP, MHP ve BDP ile birlikte hareket ettiini, onların yanında olduğunu ve hatta direkt yargonon içinde ve yargıya ‘müdahil’ olduğunu söylüyor. Ve bu durumunun ortadan kaldırılması gerektiğini belirtiyor. Buna mukabil “AB de bu durumu uygun görüyor’ diyenlere, “AB’nin dediği her şeyi kalkıp uygulamanın içine alma mecburiyeti var mı “ diye de soruyor. Ama hatırlatmakta fayda var, kendi hükümetleri birçok şeyi “AKP müktesebatına uygundur” diye belirtmiyorlar mı ?

Durum bu merkezde iken YARSAV ve aynı paralelde olan Demokrat Yargı Derneği de Başbakan’a yanıt vermiş.

Yarsav Başkanı bu söylemlerin yeni olmadığını, daha önceleri de gerek dava yolu ile, gerek yasa çıkartmak suretiyle YARSAV’ın kapatılmak istendiğini ve böyle bir eylemin “Halkın doğruları algılamasını önlemenin vahşi bir yöntemi” olarak nitelendiriyor. Bir de “siyasal iktidar, Yarsav’ın kurucularını darbeciler gibi veto etti” diyor.

Peki, aynı çizgide olan Demokrat Yargı Derneği ne diyor.

“ Yargıda dernekleşme son derece önemlidir ve bunu destekliyoruz. Avrupa’da bunun sayısız örnekleri var. Yararları da var. Tabii Sayın Başbakan’ın bunu hangi bağlamda dediğini bilmiyorum. Yargıda dernekler vardır, ama demokratik ve özgürlükçü yargı anlayışı için de çaba gösterilmesi gerekir. Bu tür derneklerin olması gerek.”

Şimdi, burada fazla yorum yapmadan şöyle birkaç soru sorarak bitirmek istiyorum. Bu dernekler gerçekten demokrasiye ve hukuka aykırı mıdır? Bu derneklerin kurulması anayasal bir hak değil midir ? Başbakan’ın bu tavrı, derneklerin gerçekten ‘AKP karşıtı söylemler’ içinde oldukları için midir? Derneklerin demokratik sistemin bir gereği olması gerekirken, siyasi partilerin kapatılması bile anti-demokratik bulunuyorken, bu derneklerin kapatılmak istenmesi, üstüne yargı ile gidilmesi ne kadar demokratiktir ? Bu dernekler, dernek ismi ile kurulup, dernek binalarında kumar oynatan, farklı işler ve iştigallerle uğraşan tabela dernekleri ile bir benzerlikleri olmuş mudur ? Dernekler içinde illegal yapılanmalar var ise bunu yolu yasal yollarda çare aramak olmamalı mıdır ?

Cevabınız ne olurdu acaba ?

../..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..