Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

salih haluk reşat şentürk

http://blog.milliyet.com.tr/shr

23 Aralık '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Akrep burçlu dostum..

Akrep burçlu dostum..
 

Burçlara inanmayın demek isterdim ama burçlara dikkat edin... Akrep burcu için değişik yorumlar vardır.
Benim kadın ve erkek akrep burcu arkadaşlarım var. Genelde onlarla çok iyi anlaşırız. 53 yıllık hayatımdaki
en değerli dostum da sıkı bir akreptir. Yıl 1973 Ekim ayı, üniversite 1.sınıftayım. 30 kişilik sınıfa girdiğimde
gözüme ilk çarpan kişi o olmuştu. Göğsünde kocaman bir " K" harfi olan bir kazağı vardı ve aydınlık, güler yüzlü
, neşeli birisiydi. Kısa sürede kaynaştık ve iyi arkadaş olduk. Zaman hızla akıp geçti, arkadaşlığımız uzun
yıllara dayanan bir dostluğa dönüştü. İyi kötü birçok şey yaşadık...

O tam bir akrep bende oğlak burcuyuz. Bu ne demek biliyor musunuz? Karşılaştığınız bir çok olaya aynı yönden
bakıyor olmak, sorunları önceden görmek, hissetmek, hayata bakış açınızda ki benzerlikler, aynı yaratıcılık ve
sanatsal ruha sahip olmak demektir. Ancak, bu ortak özelliklere sahip iki arkadaşın önemli bir farkları vardı.
Bir sorun ile karşılaştığımızda ortaya koyduğumuz tavırlar ve davranışlar...

Diyelim ki; ortak bir proje yapacağız. Projenin ön hazırlık kısmında inanılmaz yaratıcı ve atak oluruz.
Çevremizdekilerle olan farkımızı her bakımdan derhal ortaya koyarız. Beraber çalışacağımız insanlara baktığımızda
ikimizde sorunlu ve ya problem yaratacakları anında keşfederiz. Başarı için önümüze çıkacak sorunları da önceden
keşfederiz. İşte, farkımız buradan itibaren ortaya çıkar; akrep arkadaşım hemen bu soruna takılır kalır
ve olabilecek tüm kötülükleri sürekli tekrarlamaya başlar. Döner dolaşır, sorunun var olduğunu, farklı yönleri ile
tekrar eder durur. İşte bu süreçte onunla sürtüşmeye başlarız. Çünkü ben ondan farklı bir yapıdayım.daha projenin başlama sürecinde olabilecek sorunları ve engelleri onunla beraber keşfettiğimizde hemen çözüm yolları oluşturmaya başlarım kafamın içinde.. Ve sorun kapıyı çaldığında, ben ne yapacağımı bildiğimden, soruna takılmam ve doğrudan çözüme geçerim ve ondan yardım isterim. Ancak o genelde sorunun içinde boğuşmakta olduğundan beni anlamaz bile... Ve kriz burada çıkar.

İşte dostumu, evet 35 yıllık dostumu bu yüzden kaybettim. Bir inat ve kötü düşüncelerin girdabına kapılma arzusu yüzünden... Kendisine göre tüm kötü olaylar onu bulmuştu ve bizler arkadaşları ona yardım etmemiştik. Oysa o asla göremedi, ona uzanan elleri...

2008 yılına girerken çözümlemek istediğim tek sorunum var. Dostuma bir kez daha ulaşmaya çalışmak. Kapısını çalmak, elimi uzatmak ve dostluğumu tekrar ona hatırlatmak... -"Sorunlarımızı masaya yatırıp çözelim. Hayatımızda kaç sağlıklı bayramımız kaldı bilmiyoruz." diyebilmek...

Ulan sevgili dostum, aç şu kapını ben geliyorum.

Gerçek dostluklara...

 
Toplam blog
: 136
: 750
Kayıt tarihi
: 18.02.07
 
 

Devlet Güzel Sanatlar Akademisi mezuniyeti ve askerlik sonrasında başladığım iş hayatım aynı kuru..