Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Temmuz '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Aldat(amay)an kadının hikayesi-5

Aldat(amay)an kadının hikayesi-5
 

Aklı karışacak, uykuları kaçacak olan Ayşe idi şimdi....
Meğer Elif neler çekmişti aylardır. Kendini suçlu hissetti, niye daha önce konuşmaya çalışmamıştı sanki?
Allahım nasıl yardım edecekti Elif'e?
O allahın cezası Ahmet niye bu hale getirmişti evliliklerini?
Niye bu kıza hiç değer vermiyordu, oysa çıkarlarken hiç böyle biri değildi Ahmet...

Uykusuz ve sorularla geçen uzun gecenin ardından, keyifsizce işe gitti Ayşe. Tabi aklındaki düşüncelerle birlikte.
Öğle tatiline kadar kararını vermişti. Elif Ahmet ile konuşmalıydı. Sonuç ne olursa olsun konuşmalıydı. Ahmet ya düzelmeliydi ya da bu evlilik bitecekti, aslında bitmiş miydi? Arkadaşı daha ne kadar dayanabilirdi ki bu sorularla dolu hayatına? Hemen Elif'e telefon açtı. Tıpkı dün akşam Elif'in yaptığı gibi çok hızlı konuşuyordu, o da şaşkındı ve ne söyleyecekse bir an önce söylemeliydi:
"Elifcim bak. Oğlanı bize getirin bu akşam, Ahmet de dönüyor nasılsa, siz bi başbaşa konuşsanız ha? Anlatsan O'na hissettiklerini, kendini yalnız hissettiğini, ilgisini özlediğini, sevildiğini görmek istediğini...? Bunu yapmalısın biliyorsun değil mi?"

Kısa bir sessizlikten sonra, Elif de aynı şeyi düşündüğünü ama buna cesaret edemediğini söylüyordu Ayşe'ye. Çünkü Semih'i aklından çıkarmasının tek yolu; Ahmet'in yine eskisi gibi olmasıydı, farkındaydı. Ama yine de emin değildi, ya artık iş işten geçmişse, ya Ahmet tamamen bitmişse kalbimde diyordu. Denemek zorundaydı...

...Ahmet, duşunu almış, biraz uyumuş, keyfi yerine gelmişti. "Oğlan nerede? " dedi Elif'e.

"Sen uyurken, Ayşeler aldı, çocuklar oynamak istemişler, bizimki de gitmek istedi, yolladım onlarla. Daha önce de gitti bir kaç kez biliyorsun, seviyor orada olmayı"

"İyi yapmışsın. Hiç kafam kaldırmazdı şimdi acayip sorularını, yorgunum biliyorsun."

İçi acıdı Elif'in. İsterdi ki kaç gündür görmediği oğlunu özlemiş olsundu Ahmet. Konuşmalarını kaldıramazmış mış...Birden sesi istemediği kadar yüksek çıktı:

"Ahmet sen neden böylesin artık? Bizden koptun tamamen. Varsa yoksa kendi hislerin, kendi mutlulukların. Seni özledik Ahmet, senin ilgini özledik. Ben artık çok yalnız hissediyorum kendimi, karın gibi değil..."

"Elif saçmalama, ne yapıyorum ben size. Ben sizi düşünmez miyim, sana öyle geliyor.
Ben buyum, benden bu kadar, ne yapmamı bekliyorsun ki, yorgunum dans mı edeyim karşınızda" diyerek dalgasını geçiyordu yine. "Oğlanı görürüz, kaçmıyor ya çocuk ne var bunda?"

Elif sustu...
Sustu Elif...
Hıçkırıklarla ağlamak istiyordu ama ağlamadı. Ahmet'e yemeğini hazırladı, karnı çok açtı ama o bir şey yiyecek durumda değildi...

...Günler geçti, değişen hiçbir şey olmadı. Elif artık sadece Semih'i düşünüyordu. Kendini suçlu hissetmekten de kurtulamıyordu. Semih'i böyle düşündüğü için Ahmet'i aldatmış sayılır mıydı? Yok canım, Semih ile tensel anlamda hiç yakın olmamışlardı ki...

1. bölüm:http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=50014

2. bölüm:http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=50231

3. bölüm:http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=50944

4. bölüm:http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=51858

 
Toplam blog
: 33
: 2386
Kayıt tarihi
: 16.03.07
 
 

1970 İzmir doğumluyum. Yaşadığım bu şehire aşığım. Tipik bir kova burcuyum. Hayatı, doğayı, insanl..