Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Haziran '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Alemiyon hayat..

Alemiyon hayat..
 

Denizin koynuna girmek isteyen çakıl taşlarını dalgalar göğüslüyor..

Her seferinde tekrar kıyıya itiyor.

Kim bilir kimin kayalıklarda unuttuğu minderi, sarkık memeli bir köpek döşek yapmış, kıvrılmış.

Kır saçlı, beyaz sakallı bir amca evinin ortancası bol bahçesine iskemle çıkartmış, ağları onarıyor, ne düşünüyorsa dalmış, sigarasının külü düşmek üzere..

Evden küçük bir çocuk çıkıyor amcaya sesleniyor;

“ Dedeeeee annem seni çağırıyor, üşütecekmişsin”

Bankların yalnız müdavimleri dikkat çekiyor son günlerde, sabahtan akşama kadar hiçbir şey yapmadan denize bakan insanlar var..

Sohbet edenlere, çekirdek çitleyenlere, öpüşüp, koklaşanlara alışığız ama bunlar neyin nesi acaba?

Balıkçılar akşamüstleri gün boyu yakaladıkları istavritleri tablalarda kiloya vurmadan, tane hesabı satmaya çalışıyor.

Alıcılar fiyatı pahalı buluyor..

İstavrite on lira verilir miymiş?

Verilmez mi?

Lacivert sırtlı, tazecik, çıtır çıtır istavrit!

Alemiyon tavaya yağı koyacaksın, kızdıracaksın, mısır ununa yatırılmış, tuzlanmış istavriti atacaksın yağın içine ooooh oooh cazır cazır ..Kızaranı ayıracaksın kenara..

Yanına bol soğanlı çoban salata, balıkların üzerine sıkacaksın limonu, fırından yeni çıkmış ekmeğin içini salatanın suyuna banacaksın, bir de acı biber olursa...... Amaaaan..
Rakısız mundar olur bu balık!
İstavritin kilosuna on lira veririm..
Afiyetle de yerim...


Rakı dedim de geçen gece, gece de değil ya sabaha karşı, Mürefte’de, parmaklıkları sarı kırmızıya boyanmış iskelede tek başıma, oltama balık gelmesini bekliyorum.. Saat ya üç, bilemedin dört!

Çok ışıklı büyük yolcu gemileri geçiyor boğazdan, gemilerin içini hayal ediyorum.

Titanik’in salonu geliyor aklıma, gemi batana kadar güvertede çalan müzisyenleri hatırlıyorum...

Balık vuruyor bir tane mırmır alıyorum.( hepsi o)

Sarhoş bir adam yaklaşıyor yanıma, uzun saçlarını atkuyruğu yapmış. ayakta zor duruyor, yalınayak, bana bir şeyler söylediğini sanıyorum.....Yoo yanındaki iri yarı kedi ile konuşuyor..

Artık ne söylüyorsa kedi anlarmış gibi başını sallıyor...

Belki de anlıyordur..

Kim bilir?

Ellerini cebine sokup iskelenin ucundan denize bağırıyor adam...

Kahpesiniz lan hepiniz!!”

Şimdi atlayacak diyorum.

Atlamazsa düşecek zaten!

Kuruyorum hemen;

Atlayacak ben onu kurtarmak için atlayacağım... Soğuk be, hem pantolonum yeni!

Farkında olmadan konuştuğunuz oldu mu hiç..Hani sesli düşündüm denir ya onun gibi...

“ Hocam sigaran var mı” dedim adama....Kendime şaştım (!)

Döndü, pantolon cebinde buruşmuş paketi çıkarttı, önüme attı..

Rüzgârdan denize düşmek üzereyken yakaladım paketi, sigaralar kırık tabi, gene de yaktım bir tane...

Paketi bıraktı, kedi ile beraber gitti..

Kim bilir derdi neydi?

Ağları onaran amca üşütmesin diye içeriye girdi, minderin sahibi geldi, köpeğin saltanatı bitti

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..