Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '09

 
Kategori
Futbol
 

Alex'i anlayabilmek

Alex'i anlayabilmek
 

Bir futbolcuda olması gerekenden daha ince bacaklara sahip olmasına rağmen, mesafe tanımaksızın attığı sert şutlarla hala hafızalardan silinmeyen Galatasaray’lı Sırp futbolcu Cevat Prekazi’ye, 1989 yılında, Monaco’ya 40 metreden attığı müthiş şut ve golden sonra sormuşlardı. Neden fazla koşmuyorsun?

‘’Zaten koşsam, burda değil, Real Madrid’te oynardım’’ diye cevap vermişti.

Bu soru sıra dışı yetenekleri olan bütün özel futbolculara sorulmuştur aslında. Neden koşmuyorsun?. Efendim sen neden pres yapmıyorsun?... Neden geri gelmiyorsun?. Neden ileri gitmiyorsun?...

Hani futbolcu değil de adam sanki nakliyeci, postacı, güvenlikçi, Hem emaneti adrese götürecek, hem teslim edecek, hem sahana girenin peşine takılıp, kelepçeyi takacaksın, hem de sürekli arkadaşlarının saha içi durumlarını kontrol edip, onlara top atacak, oyunu okuyacaksın. Vakit kalırsa sobaya iki kürek, rakip kaleye de birkaç gol atacaksın!!..

İnsaf. Peki o sıradışı yetenekleri nasıl, ne zaman kullanacaksın?. Dermanın kalacak mı?.

Benim gözlemlediğim kısaca 2 tür fuıbolcu tipi var. Fiziğe dayalı, hırsı ve süratiyle oynayan birincisi, ikincisi beyniyle oynayan...

O zaman koyun Alex’in yerine Gökhan Gönül’ü olsun bitsin. Koşup dursun. Yalnız dikkat edin, Fenerbahçe’nin, Galatasaray ve Beşiktaş maçlarında yediği goller, kimin arkasına atılan toplardan gelmiş?..

Fenerbahçe taraftarını oldukça bölen bir Alex sözleşmesi gündemde. Fenerbahçe yönetimi işi biraz daha uzatıp, yeni bir Tuncay ve Aurello firarına sebep olursa bunun vebalini veremez ilerde.

Fenerbahçe’de geldiği ilk yıl ‘’ilk yabancı gol kralı’’unvanını alan bu muhteşem Brezilya’lı 5 yılda attığı toplam 103 gol ve 109 asistle kolay ulaşılamayacak da bir istatistiğin sahibidir.

Dünkü maçta attığı muhteşem gole dikkat ediniz. Onun stilinde bir oyuncunun ne zaman koşması gerektiğinin tarifini yapar gibiydi. Guiza’nın o muhteşem asisti yapabileceği anlayabilmek için süratli bir çift ayak yerine, pratik bir zeka, önsezi yeterliydi. Tüm defansın ve kalecinin çaresizliğini gördünüz mü?... Herşey 3 saniye içinde oluverdi.

Alex gitsin, koşmuyor diyenlerin kulakları çınlasın. Kaldı ki bu çocucuğun koşmadığı da yalan.

Ben, oyuna zekasını katan, estetik ve güzellik katan futbolcuyu seyretmekten keyif alıyorum.

Sergen’i de, Yusuf’u da, Lincoln’ü de Alex’i de bu yüzden seviyorum.

5 yıldır onu anlayamayanlar sanırım dünkü Alex’i alıcı gözüyle bir kez daha izleyip, doğru kararı bulmuşlardır.

İlla ki koşan olsun diyen varsa hala, ya TJK ekranını izleyecek, ya da stada değil hipodroma gidecek. İstemediğiniz kadar yarış, tahmin edemeyeceğiniz kadar koşan var.

 
Toplam blog
: 465
: 918
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

İstanbul doğumluyum.. İstanbul'un  tramvaylı döneminden bu şehirde yaşıyorum. Gençlik yıllarında ..