Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '09

 
Kategori
Futbol
 

Seni ben şımarttım futbol

Seni ben şımarttım futbol
 

Nerede düz bir alan bulsak, iki taştan kale zaten kolaydı. Kimi zaman ayağımızda gizli pençeli okul ayakkabısı, kimi zaman o da yok. Eşofman yerine pantolon, belinde kemer yerine ip, sivri tarafı kafana geldi mi acıtan bir de memeli top. Okul çantasını eve atar atmaz haydi maça… Birkaç kendin gibi aylak buldın mu, o akşam evden yiyeceğin paparaya kadar, senden iyisi yok.

Böyle başlamıştı bizim futbola sevdamız..

Yoklar içinde. Karşılıksız, çıkarsız, parasız, pulsuz. Tahta tribünlü Fenerbahçe stadında Lefter’i, Naci’leri, Şeref’leri, Kadri’leri, Can’ları olmayan paramız yüzünden seyretmek için, önce beş metrelik duvarı atlamak, sonra eli sopalı adamları atlatmak, ve sakat kalmayı göze almak lazımdı. Alırdık ama.

Bu kadar masumdu bizim futbol sevdamız.

Çamaşırcı M.Ali formaları kuruturdu iplerde. Stadın içinde. Antremanda maç eskisi forma giyerdi koca Fenerbahçe. Biri başka biri başka. Sarıyla, lacivertlerin rengi bile birbirine benzemezdi. Bizler gibi, sanki onlar da amatördü.

‘’Burası İstanbul, Ankara, Çukurova ve Türkiye’nin sesi radyosu. Şimdi İstanbul Mithatpaşa

Stadında oynanmakta olan Fenerbahçe-Vefa maçının naklen yayınına başlıyoruz. Karşınızda Halit Kıvanç’’ anonsunu bekler dururduk radyodan. Yetmezdi de, ertesi gün maça giden bir arkadaşın binbir afra-tafra ile abarta abarta anlattığı pozisyonları dinlerdik Heyecanla.

Biz büyüdükçe onlar da büyüdü. Stadlara artık parayla ama itiş kakır girer, ezilme tehlikesiyle, çıkar, canımızı kurtardırdığımıza dua ederdik. Salkım saçak motorlara binerdik gece karanlığı Allaha emanet. Bu şartlara rağmen, ertesi haftayı nasıl da beklerdik?.

Karışık otururduk tribünde. Fener’li, Beşiktaş’lı, Galatasaray’lı. Hayali bile zor şimdi değil mi?

Sonra daha da gelişti futbol. Parayla anılan, parayla satılan bir sanayi oldu. Cepte kombinesi, evde taraftar kartı, üstünde, en son transfer edilen yabancı futbolcunun adı yazılı forması olmayan taraftardan sayılmamaya başlandı. Maça gidemezsen evinde seyret, ama önce parayı şey et. Yayıncı kuruluşta hizmet sınırsız.. Maç biter, her biri futbol prefösörü edasıyla çoğu hayatında futbol oynamamış tipler alır ekranları, omuzlarında kazaklarıyla kanal kanal, sırasıyla. 3-5-2 mi oynadığı için mi kazandı, 4-3-1-2 oynamadığı için mi kaybetti?..

Ben şımarttım seni futbol…

Dört senede kırkdört futbolcu transfer edip, olmadı diyip yeniden Avrupa, Amerika yollarına düşenlere bu cesareti ben verdim. Ben kaldırdım Türk lirasnı ortadan. Üç milyon euro kaç lira eder bilmeden.

Gizli pençe ayakkabı, belinde ip, iki de taş, birkaç aylak. Akşama evde belki de dayak. Sakat kalmayı göze alıp duvarları atlamak, eli sopalı adamları atlatmak. Bu kadar kolay mı futbol?.

Cebinden kombineyi, evden taraftar kartını, üstünden formayı çıkar önce. Kızmayın el parasıyla beylik yapana.. O para senin paran, o para benim param. Dağıt dağıt bitmez, çünkü devamı var. Ben varım ya….….

Ben kim miyim?... Günümüzün taraftarı…

Hani ‘’söyle senden başka kimim var benim var ya’’ . ''Beraber ıslanıyoruz bu yollarda ya''

Seni ben şımarttım futbol…..

 
Toplam blog
: 465
: 918
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

İstanbul doğumluyum.. İstanbul'un  tramvaylı döneminden bu şehirde yaşıyorum. Gençlik yıllarında ..