Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mayıs '13

 
Kategori
Psikoloji
 

Alışılmış anlatımlar bize ne yarar sağlar?

Genç bir bayan yanındaki arkadaşına  bir şeyler anlatıyordu. Halinden çok üzgün olduğu belli oluyordu. Benzi soluk, hayattan ümidini kesmişti… Lafa karıştım: “Hayrola” diye sordum. “Abi sen yıldıznameye inanır mısın?” dedi. Ben astrolojiden bahsetti sanmıştım. “Elbette” dedim. Ama bambaşka bir şeylerden bahsediyordu.

Birisi kızcağızın yıldıznamesine bakarak kendisinin mayıs ayında zorluk yaşayarak öleceğini söylemiş. Buna inanan kızcağız helalleşmeye başlamış. Ona söylenenlerin asılsız olduğunu söyleyerek onu sakinleştirdim. Ölüm denen şeyin uzakta olmadığını ama ne zaman başımıza geleceğinin asla bilinemeyeceğini anlattım. “Ama Kuran’a baktı Kuran’dan söyledi” diye aklını karıştıran asıl noktaya dikkatimi çekti. Kuran’da böyle şey yok dediğimde ikna oldu. Ona bundan sonra yapması gerekenleri anlattım. Artık önceliğin yemek içmek keyfine bakmak değil, ruhen ve bedenen tekamül etmek gerektiğini yalnızca nübüvvetin tavsiyelerini uygulamak olduğunu izah ettim elden geldiğince…

Bodrum tatil cenneti olduğundan bedene dönük yaşamın, irfanı faaliyetler yönüyle de ruha dönük yaşamın pig noktası bence… Yerli halkı son derece saf ve temiz yürekli insanlar. Kozmopolit bir belde olduğundan her milletten  insanlarla kısa zamanda farklılaştı.

Ancak bu farklılaşma sonucunda din mezhep gözetilmediği gibi hatırlanmaz bile oldu. Gençlerimizin evlendiği gece eda edeceği namazı kendilerine hatırlatıldığında Fatiha’yı bile bilmediklerini fark ettim. Buradan şu anlaşılıyor. Halk dini konularda çok eksik ve bunları öğrenmeye aç. Konular izah edilmemiş ya da izah edilememiş. Efendimizin izah ettiği sistem ve düzen genel kabullere ulaşamıyor, ulaşmamış. İnsanlar müslüman bir ülkede yanlış anlatımlar yüzünden olmadık işler yapıyorlar. Peki bu işi anlatabilecek bir Allah kulu yok mu? Nereye kadar bu iş böyle devam edecek? Kimler anlatacak, insanlar nasıl anlayacak?

Efendimiz bu konuyu insanlara anlattı ama anlayabilen kapasitesince anladı. Peki kapasite nedir? Kapasite sınırlı beyni olan normal bir insanın algılaması. Demek ki algılayan algıladığı kadarını yansıttı. Vahiy almadığına göre her anlayan bir yanıyla olaya baktı. Herkesin algılama programı var. Her program ayrı özellikler ihtiva eder. Böylece algılama ve yansıtma çeşnisi söz konusu olur.

Artık yenilenme zamanı. Sapla saman iyice karıştı. Kuran-ı Kerim’i okuyan birçok kişi vardır. Birçok kişi konuları yalnızca ya anlatılan kadar ya da anladığı kadar anlar ya da pek bir şey anlamadığını söyler. Her ayeti anladığını sanmak da  kendini kandırmaktır, sonsuz sınırsız anlam ve manalar Barındıran ÖZ bilgi kaynağı, Bildiği ile yetinmeyen araştırma gerektirir bu olay bize bu konuda yeni açılımlar sağlar.

Kuranı genel mana yerine derin manada anlamak için önce bazı şeyleri hazmetmek gerekir. Bence bu çok büyük bir eksikliktir. İşte bu konuda ilk defa Ahmed Hulusi sitesinde bir metod yayınlamış “KURÂN'I ANLAMAK İÇİN ÖN BİLGİ”  başlığı altında anlatılanları okursak. Kuranı bir başka  anlamak mümkün Ayrıca Aynı zatın KURANIN ÇÖZÜMÜ isimli eseri bambaşka bir öz anlayışa ulaştırıyor. İlk defa böyle bir kuran açıklaması okudum. Bunu tarihsel bir anlayıştan ziyade evrensel bir anlayışla algılamak, bu anlayışı bireysel olarak hayatımıza sokmak ölüm ötesi yaşamın vazgeçilmez unsurudur.

 
Toplam blog
: 9
: 122
Kayıt tarihi
: 28.03.13
 
 

Halil Ilbıra. Tasavvuf... Fotoğrafçı... ..