Allah büyüktür

Daha "İş Sağlığı Ve Güvenliği Yasası" adında bir yasamız bile yok!

Sen, kalktın, demokratik, özgürlükçü, ideolojisiz, eşitliğe dayalı bir Anayasa yapmaktan söz ediyorsun!

Yarım saate 4x3 yasasını çıkartabilen bir hükümet, insanların sağlığını ilgilendiren bir yasa neden çıkartmak istemez, acaba?

Beden sağlığına önem vermeyen bir hükümetin, 'kafa' yapısına neden bu kadar önem verir, acaba?

(Oysa, sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur, ama dertleri o değil ki!)

Sakın, kendilerine bir "kurban-lık" daha "Baş" yaratmak için olmasın?

Van depreminden kurtulmuş, İstanbul'a karın tokluğuna çalışmak için gelmiş, bir inşaatta iş bulmuş; kışı çadırda geçirmesine göz yumulmuş, soğuk bir çadır ona reva görülmüş. Çadır yanmış, canından olmuş.

Sonra, patronu."eceli öyle yazılmıştı" gibi sözler edip, sorumluluktan kurtulduğunu, ve de zaten çoğunluk tarafından da bu söylemi kabul gördüğü için, vicdanen de rahat olduğunu söylemiş.

Öyledir, bizim yerlerde adetlerimiz de böyledir; insanın değeri "adamına  göre"dir. Seni "adam" yerine koymayanlara boynunu uzatırsan, kesenlerin çok olur.

Uzatmayacaksın boynunu; değil mi ki, alın terin var kazandığın para da, kölesi olmayacaksın patronunun!

Biliyorum, tek senin böyle düşünmen yetmaz. Örgütlü olman, arkanda haklarını koruyacak bir sendikan olması gerekli. Hani, diyorlar ya, "temiz bir Anayasa", işte öyle...

Ama, senin oy vererek Ankara'ya gönderdiklerin, örgütsüz, sendikasız, bir Anayasa yapmaktan söz ediyorlar. Neden, biliyor musun? "Değil mi ki, Allah hakkı "bir", insan aklı "bir"dir, senin adına da biz karar verebiliriz; yeter ki, sen bize oyunu ver, gerisine karışma, yaptıklarımızın hesabını sorma, düşünme, bize güven." diyorlar.

İşte, alın terine ortak olan vekillerin aynen böyle diyorlar. Sen de, kabul ediyorsun be, adamım!

Ama. "Allah büyüktür" demekle yürümedi, yürümüyor bu işler. Esenyurt'taki çadırda diri diri yanan -ben diyeyim 11, sen de 14- (ölü sayınız bile bilinmiyor be adamım!), canlardan dolayı bilen kişilerin sözlerinden anlamaktayız ki, iş kazalarında dünyada üçüncüymüşüz. Avrupa'da ise, birinci.

Kayserili'ye sormuşlar, "durumlar nasıl" diye.  "ciddi ama önemli değil" demiş, Kayserili.   Bu sefer, Temel'e sormuşlar aynı soruyu. Temel, "durumlar önemli ama ciddi değil" diye cevap vermiş.

Öyle, sevgili "taşeron vatandaş"ım! Can güvenliğini, başkalarının insafına bırakırsan, o başkaları "alın yazısı öyleymiş" deyip, işin içinden sıyrılabiliyorlar, senin ülkende. Ne oluyorsa sana ve geride bıraktığın yetim yavrularına oluyor.

Duydum ki, maaş bağlanacakmış onlara, 250 lira mı, ne?

İşte, o kadarcıktır senin değerin, "Alah'ını bilenler" in yanında!

Hem, hiç ödenmese de olurdu ya!... Çünkü, "Allah büyüktür, bir yol gösterir (genellikle de o tarafa doğru), ha bugün, ha yarın, ne fark eder ki? Yeter ki, arkamızdan, Sayemizde semirenler yaşasınlar!...

Alaettin Morgül / 14.03.2012 - 2016