Allah rızası için…

Rabbime ellerimi kaldırıp <ı>“Allah rızası için…” talebinde bulunurken düşünüyorum, acaba bu talebim yerine gelir mi, yoksa göz ardı olur mu?

Talebimin nedenini ve gerekçesini açıklayayım size…

Spor ile ilgilenenlerin bildiği ve duyduğu gibi, Ankaraspor, süper ligden küme düşürüldü. Türkiye Futbol Federasyonu, bu kararı alırken, Ankaragücü’ne <ı>“Başkan” seçilen İ. Melih GÖKÇEK’in mahdumunun, geçmişte bu kulüpte fahri de olsa görev yapması, bazı yöneticilerin ve futbolcuların, bu seçimle birlikte Ankaragücü tarafına geçmesi, yöneticilerin Ankara Büyükşehir Belediyesi ile olan şu veya bu şekildeki bağlantıları…

Aslına bakarsanız, Ankaragücü ile Ankaraspor birleşmeye çalışmışlardı. Sonra ne oldu da birleşemediler, orasını bilemiyorum. Ama hepimizin bildiği gibi, İ. Melih GÖKÇEK’in mahdumu seçimle(!) Ankaragücü’ne Başkan(!) oldu…

Ne olduysa bundan sonra oldu işte…

Ankaraspor A.Ş.’in resmi sitesinde tarihçesi bakın şöyle…

<ı>“Ankaraspor A.Ş. 6 Haziran 1978 yılında Ankara’da Ankara Belediye Spor Kulübü ismi ile kuruldu. 1984 yılına kadar Ankara Belediyespor Kulübü olarak faaliyetlerini sürdürdükten sonra sırası ile Ankara Büyükşehir Belediye Spor Kulübü ve 1998 yılında Büyükşehir Belediye Ankaraspor Kulübü adlarını aldı. Son olarak 2005 yılında Büyükşehir Belediye Ankaraspor Kulübü Yönetim Kurulu’nun aldığı karar neticesinde futbol şubesi, Ankara Büyükşehir Belediyesi bünyesinden çıkartılarak Ankaraspor A.Ş. ismi ile özelleştirildi. Mavi ve Beyaz renklerle kurulan Ankaraspor A.Ş. sembol olarak ise kendisine güç ve asaleti temsil eden, bir dönem Anadolu’da ve özellikle Ankara çevresinde de yaşayan Anadolu Leoparı’nı seçti ve ambleminde Anadolu Leopar’ını kullandı.”

Yani bu kulüp, belediye başkanı rahmetli Ali DİNÇER zamanında kuruldu. Ondan sonra Süleyman ÖNDER, Mehmet ALTINSOY, Murat KARAYALÇIN ve Vedat AYDIN belediye başkanlıkları yaptılar, bu spor kulübü faaliyetine devam etti.

1994 yerel seçimde İ. Melih GÖKÇEK seçildiğinde de faaliyetini sürdürdü… Sanırım bir süre diğer başkanlar gibi, o da bu kulübün başkanlığını yürüttü. Sonra yasa değişti ve belediye başkanlarının spor kulüplerinde <ı>“Başkan” olarak görev almalarının önüne geçildi…

Başkanlar <ı>“Onursal” oldular…

Şimdi <ı>“Onursal Başkanlık” üzerinde durmayacağım, o başka konu. Bir yere <ı>“Onursal” olan birinin, oranın <ı>“Onurunu” koruması gerekmez mi?...

Yani!... Geçelim burasını…

Gelelim son duruma…

Ahmet GÖKÇEK’in <ı>“Başkan” olabilmesi için gösterilen çabayı, başından sonuna kadar izledim. Başkan olabilmesi için babası, elinden geleni yaptı…

Sonra olan oldu…

Belediye başkanlarının <ı>“Başkan” olmasının yolu neden kapatıldı? Yasanın sanırım bir gerekçesi olmalı. Ama bu başkan, kendi olmadığı yerde oğlunun olmasını yeğledi ve Ankaraspor’un deyim yerindeyse, başını yedi…

Değdi mi?

Değip değmediğin bir yana… TFF, bir karar aldı. Muhtemel bu kararı uluslar arası boyuta götürmeye çalışacaklar. Ancak oradan da bir sonuç çıkmayacağı belli, önceki aynı yolda alınan kararlar ortada…

İşte tam bu noktada <ı>“Allah rızası için…” diyerek ellerimi havaya açıyorum ve <ı>“N’olur... Bir gün de sorun yaratmadan bir iş yap be kardeşim” diyerek İ. Melih GÖKÇEK’e sesleniyorum…

Doğru mu, eğri mi, orasına da okuyan karar versin.

Ben, bana göre doğru diye düşünerek <ı>“Allah rızası için…” diyorum…

<ı>16 EYLÜL 2009