Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Haziran '08

 
Kategori
Öykü
 

Alo orda mısın (21)

Alo orda mısın (21)
 

http://blog.milliyet.com.tr/alo-orda-misin--20-/Blog/?BlogNo=113931

 

Nazan’ın babası, “her akıllarına estiği zaman sokaklarda buluşmasınlar. Görüşmek istediklerinde Murat eve gelsin, gözümüzün önünde olsunlar. Hem sen kimden yanasın? Görüşmelerine kısıtlama getirirsek belki birbirinden soğurlar. O heriften hoşlanmıyorum, ona hiç güvenmiyorum benim küçük kızımı kendine aşık etti“ diyerek kızgınlığını dile getirdi.

Karısı, “yanlış düşünüyorsun, sen kısıtlama getirdiğin sürece onlar birbirine daha çok bağlanır. Yasaklar hep cazip gelir. Hatırlasana, bize de yasak getirdiklerinde nasıl da gizlice buluşurduk“ dedğinde gülerek, “ne iyi yapmışız da buluşmuşuz, seni kandırmasaydım zalim baban seni bana vermezdi“ dedi.

Karısıi “işte şimdi aynı şeyleri Murat da sana hissedecek, Nazan’la daha çok bağlanacaklar birbirlerine. Onları gizli saklı buluşmaya sen sevk ediyorsun. Nazan’ın Murat’ı bırakmasını en az senin kadar ben de istiyorum ama bunun yolu bu değil“ dedi.

Nazan’ın babası, “Murat’ın bana ne hissettiği umurumda bile değil, yeter ki kızımdan uzak dursun ama ne yazık ki şimdilik yapabileceğimiz başka birşey yok. Sen yine de gözünü Nazan’ın üzerinden ayırma“ diyerek Murat’ı kızından uzak tutmaya çalıştı.

Nazan ise, odasında kendini derslerine adamıştı. Bir süredir yaptığı tembellikler yüzünden notları düşmüştü. Evdekiler bunu öğrenirlerse Nazan’a daha sert kurallar koyabilirlerdi, Nazan bunun bilincindeydi. En kısa zamanda notlarını eski haline getirmeli ailesi bu düşüşü fark etmemeliydi.

Saatlerce ders çalıştı, artık gözlerini daha fazla açık tutamayacağını anlayarak dersi bıraktı. Çantasını hazırladı ve uykuya daldı.

Sabah uyandığında biraz uykusuzdu ama okul çıkışı Murat’la buluşacağı için çok mutluydu. Hazırlıklarını tamamlayarak okulun yolunu tuttu. Okulun kapısına geldiğinde bir sürprizle karşılaştı. Murat Nazan’dan önce gelmiş kapıda onu bekliyordu.

Murat’ı görünce sevinçle koşarak boynuna sarıldı.

Murat, dün gece aramadığını derslerine konsantre olmasını istediğini söyledi. Nazan da aynı sebepten dolayı aramamıştı. “Bir süre böyle çalışırsam kısa sürede derslerim düzelir. Sonra rahat rahat konuşuruz” dedi. “

Murat, “buluşacağımızı annene söyledin mi?“ diye sordu. Nazan biraz üzgün, “evet ama babam bundan sonra ev dışında buluşmamızı istemiyor“ diye yanıt verdi.

Murat, “artık babanla konuşma zamanı geldi“ dediğinde Nazan merakla ne konuşacaklarını sordu.

Murat, “aşkım kafanı karıştırmayım şimdi, bunları akşam konuşuruz. Sen o güzel kafanı bunlara yorma. Sadece derslerini düşün de şu okul bitsin. Gerisini ben halledeceğim“ dedi.

Zil çalıyordu, Nazan, “bu zil de aşkımızı kıskanıyor. Bizi ayırmak için elinden geleni yapıyor” diye sızlandı.

Murat gülerek, “sen üzülme aşkım, bizi ayırmaya kimsenin gücü yetmeyecek” dedi ve yanağına bir öpücük kondurarak, hadi şimdi okula“ dedi.

Nazan tam gidiyordu, geri dönerek usulca, “seni seviyorum“ diyerek koşarak uzaklaştı.

Murat, Nazan duymasa da arkasından, "ben de seni seviyorum aşkım" diye mırıldandı...

Kararını verdi, Nazan’ın babasıyla konuşacaktı. En azından Nazan liseyi bitirdikten sonra evlenmek için onayını almaya Kararını çalışacaktı. Bu hiç kolay olmayacaktı bunu biliyordu ama denemekten başka çaresi yoktu...

 
Toplam blog
: 1929
: 661
Kayıt tarihi
: 11.11.06
 
 

  Hayatı ciddiye almam, emeği çok ciddiye alırım. Dünyanın en vazgeçilmez üçlüsü; çocuklar, çiçek..