Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ağustos '07

 
Kategori
Spor Eğitimi
 

Altın çocuk Göksel Arsoy

Altın çocuk Göksel Arsoy
 

15.Mart.1936 yılında Kayseri’de doğan Göksel Arsoy, İstanbul’a lise okumaya gelir. Önce Haydarpaşa lisesini bitirmiş, ardından İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne kaydolmuştur. Aldığı eğitimle ilgili olmasa da, çocukluğundan beri uçaklara karşı büyük bir özlemi olması nedeniyle Yeşilköy Havalimanı’nda iş bulmuştur. Çocukluğu babasının işi nedeniyle Kayseri’de Hava İkmal Merkezi’nde geçen Göksel Arsoy, işi bulur bulmaz işini kaybetmiştir. Çünkü bir tesadüf sonucu yaşamı değişmiş, film artisti olma yolunda büyük bir şans yakalamıştır. Uçaklara karşı özlemi, Yeşilköy Havalimanı’nda noktalansa da yıllar sonra Türkiye’nin ilk havacılık filmi “Şafak Bekçileri”nde oynayarak bu büyük özlemini biraz olsun gidermiştir. 1957 yılında başladığı film yaşamı, sarışın olması nedeniyle 1960’lı yıllarda “Altın Çocuk” diye anılmaya başlanmasına neden olmuştur.

Türk sinemasının “Altın Çocuk”u Göksel Arsoy, 50 yıla yaklaşan sanat yaşamında sayısız filmde rol almış, Türk sinema tarihinde hak ettiği yere lâyıkıyla oturmuştur. Sinema alanında devrine göre büyük atılımlar yapmış olan “Altın Çocuk”, sinema sanatına adım attığı yıldan tam yedi yıl sonra kendi film şirketini kuracak kadar ileri görüşlü ve atılımcı biridir. İşleri iyi gitmese de, sinemaya adım atmasına Yeşilköy Havalima’nında iş bulduğu anda son vererek film dünyasına adım atmasına vesile olan kişi gibi bu sefer de bir zamanların gazinocular kralı rahmetli Fahrettin Aslan imdadına yetişir ve şarkı söylemeye başlar. Hem ünlü müzisyen ve Türk sanat müziği bestecisi Yesari Asım Aksoy amcasıdır. O’ndan dersler alarak film stüdyosundan gazino sahnesine sıçrar. Gerçi daha sonra birçok film sanatçısı da aynı yolu izlerler. Fatma Girik, Ekrem Bora, Murat Soydan ve Hülya Koçyiğit.

Yeşilçamın o meşakkatli yollarında her türlü çileyi çeken ve hizmeti veren “Altın Çocuk” Göksel Arsoy, sanatının icrasında her türlü sahne tozunu ciğerlerine çekmiştir. Şimdilerde ise, geçmişindeki sahne sanatları kariyeriyle hiç bağdaşmayan Herkes İçin Spor Federasyonu Başkanlığı görevini icra etmektedir. Uzman olduğu alanda ve kariyerinin geçmişine göre hizmet etmeyen “Altın Çocuk” Göksel Arsoy, kendisine yazık etmektedir. Yeşilçam’a ve Türk sporu’na yazık etmektedir. Kendisi böyle düşünmeyebilir ama bu böyledir. Belki şimdiki Federasyon Başkanlığı’nı da çok iyi yapabilir, yapmaktadır, buna bir şey diyemeyiz. Konu bu değildir. Konu, Türkiye’de, hizmet edilen kariyer ve alınan eğitime uygun görevlendirmelerin yapılmayışı veya yapılamayışıdır. Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Sayın Mehmet Ali Şahin, çok eskiden beri filmlerini ve kendisini beğendiği “Altın Çocuk”u Federasyon Başkanı yapabilir, bilmiyoruz. Faydalı da olabilir. “Eee, o zaman sorun nedir?” demeyin lütfen. Sorun, etik değer sorunudur. Sorun, mesleğiyle ilgili kariyerlerin öneme alınmaması sorunudur.

Fethedilmek istenilen zirvelere erişmenin çok az kişilerce gerçekleştirilmesi doğaldır. Çünkü bu bir yarıştır ve iyi olan kazanmalıdır. Ancak iyi olmak, alınan eğitim ve hizmet edilen kariyer ile gerçekleşirse anlamlı olur. Sırf ünlü diye, hizmet edilen kariyer ile hiç bağdaşmayan bir yere görevlendirme gelişmiş ülkelerde olmamaktadır. Bu doğal gelişimin yaşanmadığı ülkelerde diğer meslek adamları meslekleriyle ilgili zirvelere erişemediğinden, sanki bir “istifleme” yöntemiyle “hiç”leştirilmekte ve önemsenmemektedir. İstiflenen meslek adamları göstermelik kurullarda görev almakta ve davulu taşımakta, tokmak ise hiç de meslek adamı olmayan kişilerde olmaktadır.

Çocukluğundaki uçak ve havacılık özlemini Yeşilköy Havalimanı’nda iş bulunca bir nebze de olsa gideren ve yıllar sonra “havacılıkla ilgili” çevirdiği “Şafak Bekçileri” filmiyle de mutlu olan “Altın Çocuk” Göksel Arsoy, sahne sanatlarında yuttuğu tozları, herkese spor yaptırmak arzusuyla ciğerlerinden dışarı üflemektedir.

“Altın Çocuk” Göksel Arsoy’un Herkes İçin Spor Federasyonu Başkanı olarak, Federasyonun resmi internet sayfasında yazdığı gibi, “SPOR SADECE İZLENEREK DAHİL OLUNACAK BİR ETKİNLİK DEĞİLDİR”. Ama, ne mutlu “Altın Çocuk”a, ne mutlu O’nu Federasyon Başkanı yapanlara.

 
Toplam blog
: 135
: 1226
Kayıt tarihi
: 11.10.06
 
 

Ankara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğretim Üyesi. Spor Sosyolojisi, Popüler Kültü..