Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Aralık '11

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Altın daha ne kadar değer kazanacak? II

Altın daha ne kadar değer kazanacak? II
 

Yaptıklarıyla son 11 yıldır Dünya ekonomisi ve politikalarının depreme uğramasına yol açan kadın: Monica Lewinsky. Dolar'ın değerini yitirmesini, Altın değer artışını dolaylı olarak ona borçlu.


Altın, Avro, Dolar, Borsalar: Siyasetin Ekonomiye Etkisinin Analizi

Beyaz Saray'a  iki mektup yazmıştım. Bu yazdığım mektuplarda Başkan'a seslenmiş ve hem iç hemde dış politikalarda yapılmakta olan yanlışları bir Avrupalı, Orta Doğulu, Müslüman ve de Asyalı Anadolulu gözüyle nacizane yazmıştım.

AB'nin durumu içler acısı, Altın küresel ve güvenilir bir para bulunmadığı için riskli zamanların en iyi yatırım aracı. Borsalar ise spekülatif açıklamalara o kadar duyarlı ki en ufak bir rüzgar endeksleri grip yapabiliyor. Tam bu çalkantılı dönemde Obama ciddi bir kararla Irak'tan askerlerini çekeceğini duyurdu.

İç politikada yapılan yanlışlar ; hala İslam ve Müslüman karşıtı yayın yapılması ve Müslümanların rencide edilmesiyle toplum entegrasyonu ve ülke içi huzur ve sükunun bozulması, diğeri kesinlikle zenginlerden ekstra vergiler alınarak bu paranın kuruşuna dokunmadan evsiz ve muhtaçlara verilmesi gerektiğini bu sayede paradan alınan maksimum faydanın tavan yaparken resesyon illetinin durdurulmasının sağlanacağını yazmıştım. Ortaya çıkan canlanma sayesinde yine tüketim vergileriyle bütçenin canlanacağını ifade ettim.

Faiz belli kesimleri zengin ederken yükseldikçe ekonominin resesyona girmesini sağlayan en pis unsurdur ve ekonomik ilerleme ve büyüme kesinlikle reel faiz'in sıfır olmasına da bağlıdır, zira bu durumda yatırımcıların çoğu parasını asla bankada tumaz, yatırıma dönüştürür, bu işsizlik başta olmak üzere bir çok derde devadır.

Dış politikada ise İsrail'in adaletsiz politikalarına şartsız destek vermenin, Irak'tan Afganistan'a var olan işgalin İslam aleminde tasvip edilmediğinide yazdım ve bunun en batıda Fas'tan en doğu'da Endonezyaya kadar tüm İslam alemini Amerika ve İsrail'e karşı antipati beslemeye yol açtığını, İsrail'in güvenliğini daha da tehlikeye attığını, bu politikaların bedelinin zaten 11 eylülle beraber çöken ABD islam ülkeleri ilişkilerinin daha da kötüye gitmek olduğunu zira Müslümanların daha az hamburger yediğini daha az ABD malı tükettiğini ve uzun vade de daha feci zararlara yol açacağını ve ABD'nin ekonomik bozukluk yüzünden dağılabileceğini ve en sonunda da Dünyada güç dengelerinin bozulup 3. Dünya savaşı riskinin yaklaşan iklim değişiklikleri ve küresel açlık-susuzluk nedeniyle daha bir artabileceğini yazdım.

Bunu ABD'yi çok sevdiğim için yapmadım, bu kesinlikle hem iç hemde dış politikada ABD'den başlayarak istikrarsızlaşabilecek bir dünya için tehdit oluşmaması içindi.

Ben, fakirin email'ına Başkan'ın cevap vereceğini sanmıyordum, ama bir mucize oldu ve bana cevap yazma tenezzül ve teşriflerinde bulundu Aslan Burcu Sayın Başkan Obama. Zira Devlet Başkanlarının çoğu şimdiye kadar yazdığım yorumlara asla cevap vermediler. Obama, Demokratik olması sebebiyle ABD içinde Cumhuriyetçi ırkçılardan çok daha iyi politikacı olduğuna inandım. Clinton'da Bush'tan elbette iyi idi ama malesef ona Cumhuriyetçiler , Monica Lewinsky diye Polonya kökenli Alman ve Litvanya karışımı Yahudisi kızla tuzak kurup işini bitirdiler. Sonrada 11 Eylül oldu malumunuz.

Cevabi mektupta ağırlıklı olarak İsrail ve Filistin konusu cevap niteliğindeydi, diplomatik ve olması gerekenler yazıyordu aslında, farklı birşey de beklemem mucize olurdu. Bir kez daha anladım ki Amerika'da Başkan bile olsanız bir çok şeyi değiştirmeye yeltenemiyorsunuz.

Değiştirmeye kalkan iki Başkanıda Lincoln ve Kennedy'i öldürdü Güneyliler. Bu aklıma geldi sonra. Yerinede yine Güneyli ayrımcılar Başkanlar geldi. Amerika her sıkıntıyı Güneylilerin yüzünden yaşadı. En çok siyah ve kızılderili düşmanı onlardır, en çok Müslüman ve şimdilik fazla ses çıkarmasalarda için için Hz. İsa'nın katili olarak gördükleri Yahudilerden de nefret ediyorlar. Ama yahudilere Siyah, Kızılderili ve Müslüman düşmanlığından sıra gelmiyor. İnanın bu üçü olmasa direkt Yahudi katliamı yapar Cumhuriyetçi Metodist Evangelist Fundamentalistler (İyi ki incil ve Tevrat'ı okumuşum yoksa mümkün değil aralarındaki farkları anlamam).

Dolar'ın değeri ve gücü kesinlikle ABD'nin Ortadoğu, İslam ve Adil politikalarının tümüne bağlıdır. Fakat bütün bunları ve hatta kendi güvenliğini bile tehlikeye atan Netenyahu politikalarıdır.

ABD, şimdi Irak'tan askerlerini çekme kararı aldı, AVRO'nun durumu belli, yatırımcı Başkan Obama'nın tavrına göre DOLAR'a yatırım yaparak büyük bir ihtimalle 11 Eylül'le başlayan doların Avro karşısında yenilgisi tekrar zafere dönüşebilir.

Bunun başarılı olabilmesi için kesinlikle ve kesinlikle istikrarlı, tutarlı ve dikkatli bir Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Asya da kalbi Kırık Müslümanların yüreklerinin onarılması lazım. Bunun yapılmasında her geçen güç gecikmeler ABD'ye kriz olarak yansıyacaktır. Diğer önemli husus ise ABD'nin kendi içinde Wall Street'te Çadır açan eylemcilerin talepleri olan azınlığın oligarşik kapitalizminin revize edilmesi ve yoksulların, 60 milyona yaklaşmış bulunan evsizlerin derdine dikkat çekilmesine önem verip, buna çare olabilmekten geçer. Amerikan Halkı Cumhuriyetçilerin yüzünden kan ağlıyor.

Samimi, içten ve tutarlı görünüm çok önemli.

Ondan daha önemlisi ADALETİN artık tüm DÜNYA DEVLETLERİ TARAFINDAN DİKKATE ALINMASI GEREKEN BARIŞIN VE HUZURUN EN ÖNEMLİ VAZ GEÇİLMEZİ OLDUĞUNU GÖREBİLMEKTİR.

Bunu en çok dikka alması gerekende İşgal ettiği topraklarda ezanları susturan Netenyahu'dur.

Netenyahu, sadece kendisinin değil, tüm İsrail halkı ve Ortadoğu halkının huzur içinde yaşamamasını istiyorsa ve ilerde İsrail devleti ve Halkının güvenliğinin artmasını istiyorsa hem kendisi hemde kabinesi aynaya bakmalıdır artık. Orasının kutsal toprak olduğuna üç dinde inanmakta, öyleyse oraya barış gelmelidir, barışın ve huzurun teminatı kesinlikle AYRIMCILIK değil "kendisi için istediği adalet, özgürlük ve eşitliği başkası içinde istemekten geçer". Bu basit kural aslında formülü oluşturuyor lakin Tevrat'ın içinde bulunan bazı nasların ve Kuran'ın kriterlerinin çatışması sebebiyle ben barışı ve huzuru ortadoğu için mümkün görmüyorum.

Bu politikalar devam ederse, mutlaka ama mutlaka savaş toplu halde çıkacaktır, İsrail elindeki Nükleer gücü güvenirse herkez nükleerini patlatır o zaman ortada ne kutsal toprak kalır nede İnsan.

Yatırımcı Dolar'ın Avro'ya bağlı olarak güçleneceğini elbette tahmin edebilir fakat daha önemlisi ABD'nin Ortadoğu ve Afganistan politiklarıdır.

Umarım ABD bir an evvel Afganistan'daki savaşı bitirir ve askerlerini geri çeker zira o Afgan dağlarında militanları yok etmek mümkün değil.

Siyaset kesinlikle ekonomiden bağımsız değildir. O yüzden parçaları iyi birleştirmek gerek.

Herşeyden öte ciddi bir susuzluk, açlık ve yoksulluk paylaşma bilmez kapitalizm yüzünden Küresel bir kaos'un Batı'dan başlayarak heryana Arap Baharı getirmesi çok olağan. 2012 yılı çok büyük, sosyal, siyasal, ekonmik, iklimsel, çevresel ve demografik patlamalara gebe bir yıl. Kiyametin kopacağını sanmıyorum ama bırakın dolar'ı Altın ve elmasın bile umursanmayacağı anların geeceğine inanıyorum.

Ya İnsanoğlu Adaletin ve Hukukun değerini bilecek ya da topyekün herkes yok olup gidecek....

Biliyorum, yukarda yazdığım yazılara en başta Adam Smith'i İlah, John Keynes'i peygamber gören modern iktisatçılar katılmayacak belkide, cahil ve işi bilmeyen biri olarak da adlandırılabilirim de. Ama önemli değil, önemli olan fikimi söylemem, göle maya çalmam, ya tutarsa, ben çabalayımda gerisini Allah bilsin ve sonucunu o versin...

 

 

 

 
Toplam blog
: 722
: 3755
Kayıt tarihi
: 23.01.09
 
 

A.Ü İktisat Fakültesi mezunuyum, daha önce Kazakistan ve Hollanda'da eğitmenlik ve tercümanlık iş..