Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Haziran '17

 
Kategori
Dünya
 

Altın vuruşu yapmaya geliyorlar

Altın vuruşu yapmaya geliyorlar
 

Altın Vuruşu Yapmaya Geliyorlar


Bundan yüzyıl önceydi, Arap coğrafyası İngiliz lortlarının bile karşı çıkışıyla bir oldu bittiye getirilerek Osmanlı coğrafyasından sökülüp alındı. Arapların kara kaşı kara gözü için değildi tüm bu olanlar, Petrol içindi. Araplar müstemleke memleketler oldular. Sömürgeciler baktılar bu işin maliyeti çok yüksek, biz buna bir çare bulalım dediler ve tıpkı bu günkü gibi onlara özgürlüklerini bağışlayacaklarını ve özgürlük getireceklerini vadettiler. Her bir ülkenin başına birer aşiret reisi atadılar ve şimdi başınızın çaresine bakın dediler. Özgürlüklerin verilmesi bir koca yalandı. Özgür olan ülkenin yeraltı ve yerüstü kaynaklarının değerlendirilmesi o ülke halkına ait bir konudur ama öyle olmadı. Olamazdı da, petrolden ellerini ve eteklerini hiç çekmediler. Sözde Ortadoğu’ya özgürlük getirerek bu toprak parçalarının işletme giderlerinden kurtulmuş oldular.

Gel zaman git zaman bu Arap halkları da demokrasiyi anladılar ve ülkelerine demokrasinin gelmesini istedirler. Özgürlükler adına hareketlenmeler başladı. Bunun adına Arap Baharı denildi. Yeni filizlenen demokratik bir oluşum hem oradaki düzeni bozulacak mevcut hükümetler için sıkıntıydı hem de gerçek demokrasinin gelmesiyle petrollerinden olacak olanlar için sıkıntıydı.

Çözüm üst akıl için basitti, bunun reçetesi üşüt akıllın ellerinde mevcuttu. Gelişen bir toplumsal oluşumu kendi çıkarları yönüne çevrilecekti. Bir dönüşümle toplumsal hareketin önü alındı ve parçalanmalar sağlandı. Bu güçler kendilerinin dışındaki dünyaya getirdikleri demokrasi işte budur.

O günlerde birkaç aile birlikte bir ev gezmesindeydik. Medya da sürekli Arap Baharı başlığı altında tabanca, tüfek, makinalı ve uçaksavarla milisler dönüşüm için mücadele ediyorlardı. Sohbetin buraya gelmemesi mucize olurdu. Herkes demokrasiden, demokratik haklardan, özgürlüklerden bahsediyordu. Ben topa girmedim ama sorulunca da cevap vermeden duramadım. Bunun bir demokrasi savaşına benzemediğini. Bunun bir spekülasyonla insanları birbirlerine kırdırma sürecine dönüştürüldüğünü söyledim. Buna itiraz ettiler. “Olur mu? İnsanlar kendi özgürlükleri ve demokrasi için kendileri mücadele ediyorlar, halkların onurlu bir mücadelesidir bu Arap Baharı.” dediler. “Bu nasıl bir demokrasi mücadelesi ki, insanlar bir haftada ağır silahlarla donanmışlar. Hiç bu kadar süre içerisinde bu kadar silahı, mühimmatı bulan bir demokrasi hareketi görmedik. Ben, birkaç günde bu kadar kamyoneti ve üzerine koyacağın bir o kadar uçaksavarı bulabilecek bir halkı tanımıyorum. Bu olsa olsa batılıların bölgeye yaptığı bir operasyondur. ” dedim ama inandıramadım.

Tabi ki, arkasından başlayan domino etkisi her şeyi ayan beyan ortaya dökünce herkes ne olduğunu anladı. İnsanlar şimdi Arap Baharından değil Müslüman coğrafyanın inleyen nağmelerinden bahsediyor. Binlerce insanın yabancılar tarafından veya kendi iç savaşlarında öldürüldüklerinden bahsediyor. Müslümanlar inim inim inletiliyor. Ne için? Petrol, doğalgaz ve ABD tarafından faaliyete geçmesi istenmeyen İpek Yolu Projesi nedeniyle inliyorlar. Tabi iş mezhepti, IŞİT’ti, Haçlı Şahabi idi, Hamas’dı, Müslüman Kardeşlerdi derken işin boyutu içinden çıkılmaz hale geldi. Tam da oyun kurucunun istediği şey. Beklenen son yaklaşıyor. Yeteri kadar birbirinizi yedikten sonra cetvellerini de yanlarına alarak altın vuruşu yapmaya gelirler. Bir yüzyıl daha kendinize gelemezsiniz. Bu belki de son tren ve son zamanlar. Başını sadece suyun üstünde tutabilmek yaşayacağının garantisi değildir. O bir eşiktir, sana son çağrıdır. Ya batacaksın ya karaya çıkacaksın. Son tren, son şans. Yüzyılın treni kalkıyor, bindin bindin binemedin yüzyıl sonra belki.

 
Toplam blog
: 72
: 918
Kayıt tarihi
: 29.06.08
 
 

1971 İzmir doğumluyum. Strateji, Taktik Felsefe, İşletme, Liderlik, Kalite Güvence Sistemleri, El..