Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Haziran '17

 
Kategori
Dünya
 

Küreden Kâbe çıktı.

Küreden Kâbe çıktı.
 

Katar'ın 15 Temmuzu.


 
Libya, Yemen, Mısır veSudi Arabistan  gibi devletler Katar’ı abluka altına aldılar. Ülkenin bir darbeye maruz kalması ihtimali konuşuluyor. Katar sözde terör örgütlerini destekliyor ve bölge ülkelerin iç işlerine karışıyormuş. Katar ile komşu olan tüm Arap ülkeleri diplomatik ilişkileriyle birlikte hava, kara ve deniz ulaşım yolları kapatıldı. Katar’ı terörü desteklediği için izole ettiklerini söyleyen ülkeler hiç ABD’nin verdiği komutlardan bahsetmiyorlar. Madem Katar teröre destek veriyor o zaman ABD Katar’da bulunan Tümen seviyesindeki üssünü neden geri çekmiyor. Bu ülkeler aynı zamanda bölgede desteklerini esirgemedikleri terör örgütlerinin kimler olduklarından da bahsetmiyorlar. Kendilerine mazeret lazımmış. Kişi kendi gibi bilirmiş karşısındakini. Aslına bakarsanız Katar Operasyonunun ana nedeni tamamen duygusaldır. ABD Başkanı Trump, Sudi Arabistan ile 380 Milyar dolarlık ABD’ye yatırım anlaşması imaladı. Kuveyt ise ABD’ye 30 Milyar dolarlık bir yatırım teklif edince çadır karıştı. Trump, gücendi. Sen git elin İngiliz’i ve Türk’ü ile sıcak sıcak ilişkiler kur anlaşmalar yap bize elince Milyar dolar teklif et, olmadı. Bahsedilen o ülkelerden şirketler satın al ve daha da almak için tekliflerde bulun üstüne üstük Doha’da üs kurmalarını teşvik et. Olacak işler değil bunlar. Trump kızmasında ne yapsın. Bak küreden de Katar çıkmıştı, tamam işte. Ver odunu ver küsküyü Katara Katara.
 
Katar bundan sonraki süreçte ülkede konuşulan bir darbeye maruz kalabilir. Böyle bir darbe olmasa bile Katar’ın finansal bir operasyona maruz kalabileceği ihtimali bulunmaktadır. Ben finansal bir darbe operasyonunun daha kuvvetli bir ihtimal olduğunu düşünüyorum. Katara yapılan bu operasyon sadece katarı değil kelebek etkisiyle İran’, Irak, Suriye, Türkiye, Rusya, Hindistan, Pakistan, Endonezya, ve Çin’i de zamana sair etkileyecektir. Katar’ın Türkiye’de hatırı sayılır finansal yatırımları bulunmaktadır. Katar’ın mali yapısına ve kaynaklarına yönelik bir operasyon Türkiye’yi de çok yakında finansal sorunlara sürükler. Tüm bunlardan daha vahimi ise Katar’da başlayacak olan gerilimin esas amacı olabilecek İran üzerinden Sudi Arabistan  ile bir çatışmaya girmesi ve mezhep çatışmalarının başlamasıdır. İşte bu tam bir batış olur ve bir on yılı kesintisiz sürer, üstünü ise Allah bilir.
 
 
Katar’a yapılacak olan operasyonlarda elbette, Türkiye’nin de etki altında bırakılması düşünülmüştür. ABD’ye kafa tutuyorsan kesti cezayla da, karşı karşıya kalırsın. Kimse kimseyi boşuna bir güç olarak addetmiyor. Tusunamilere, depremlere dayanıklı olup olmadığına bir bakılması gereklidir. Her fırsatta dünya beşten büyüktür denilmesi, dünyayı uyandırmak değilse nedir? Kendi başına yeni ittifaklar ve işbirlikleri peşinde olunmamalıydı. Katar’a Somali’ye üs kurulmamalı, askeri eğitim verilmemeli ve bu ülkelere güvenlikleri ile ilgili teminatta bulunulmamalıydı. Bunlar olsaydı birde ABD’nin her dediği yapılsaydı sorun yoktu. Büyük bir güç olmayı arzu etmemelisin. Müesses nizamın kurumlarını eleştirmemelisin. Verilenle yetinmelisin. Durum böyle olmazsa seni çetin bir sınavın beklediğini bilmelisin. Bu üst lige çıkma mücadelesi kolay bir mücadele değildir, bunun sonunda savaş bile çıkabilir. Sınavdan geçersen üst lige kabul edilirsin. Bu kulüp üyelerini döve döve içine alama kriterlerine sahip bir kulüptür. Kulübe girmek için bu devlet görünümlü çeteleşmiş nizamla on yıla yakın dişe diş bir mücadele verilmektedir.
 
Türkiye ile Katar bölgede yaşanan olaylar hakkında ve bu olaylara karşı tavır tutum ve davranışları bir paralellik izlemektedir. Katar, ülkesinin güvenliğinin Türk askeri ile garanti altına alınabileceğini düşünmektedir. Katar geleceğini Türkiye ile yapmış olduğu ve yapmayı planladıkları girişimlerle sağlanabileceği kanaatindedir. Bu ve daha birçok konu nedeniyle Türkiye ve Katar bir ittifak halindedir. İşte Katar’a müdahalenin bir sebebi de bu samimi ilişkilerden, ortak bakış açısından doğan güçlü güvenlik ve finans yatırımın oluşturduğu ittifaktır.
 
Şu işe bakın ki; bir ABD Başkanı bölgeye geldi ve akabinde Müslümanlar birbirine girdi. Bu olaylara paralel olarak ne yazık ki, bu güne kadar herhangi bir terör eylemi ile karşı karşıya kalmayan İran’da karıştı. DAEŞ militanları İran Meclisini ve Ayetullah Humeyni Türbesine eylemlerde bulundular. İran Sünni-Şii savaşının başlama atışını yapması için kışkırtılmaktadır. Ben İran’ın bu oyuna geleceğine ihtimal vermiyorum. Bir istisna İran’a karşılık vermek zorunda olduğu bir oyun yürürlüğe sokula bilinir. Böyle bir senaryonun hayata geçirilmesi bölgeyi bir girdaba sürükleyerek paramparça eder ve bitirir. Bölgeden şehirler formatında baya bir devletçikler çıkartılır. Bunlar olurken başta Sudi Arabistan  olmak üzere bu işte sorumluluğu ve dahli olanlarda bu günkü konumlarında kalacaklarını sanmıyorlardır sanırım. Özellikle Sudi Arabistan’dan kaç tane post çıkar merak ediyorum. Başladı mı bu işin bahsettiklerimiz başa gelene kadar bir durak noktası yoktur. Acaba Sudi Arabistan  bu işin nereleri sallayacağını ve kendilerine ne olacağını yeterince düşünmüşler midir? Düşünmüş olsalar dahi bunu bir kere daha düşünmelerini şiddetle tavsiye ederim. Daha ortada zarar yokken kayıp yokken her şeyi ve özellikle geleceklerini çok ama çok iyi düşünmek zorundalar. Ok yaydan çıkmadan Müslüman devletlerin akıllarını başlarına almaları şarttır. Çevrelerinde olanı biteni görmüyorlarmış gibi davranıyorlar. Ben bunları anlamakta zorluk çekiyorum.   Yazık değil mi bu İslam âlemine? Ölen Müslüman öldüren Müslüman. Ne zaman uyanacağız? Mübarek ayda dinimizce dökülmemesi gereken Müslüman kanını mı dökeceğiz? Biz Müslümanlar ne zaman akıllanacağız?
 
 
 
 
Durumun gidişatı ve boyutu aklımızın alamayacağı büyüklüklere gelebilir. Beklenen olabilir. Çıkacak olan mezhep savaşanlarında işin ucu Mekke’ye gelip dayanabilir. Konu sadece bölgenin parçalanması ve buradan onlarca devlet çıkartılması değildir. Üst aklın derdi İslam’ladır. Son kertede ABD Mekke’ye girebilir, orada bir garnizon kurabilir.
 
Katar, ilgili konuyla görüşmek için ABD’ne gitmeyeceğini deklare etti. Kim ne derse desin, Katar’ın bu çıkışı büyük bir cesarettir. Katar bunu söyleyerek oyunu gördüğünü, çizgisinden sapmayacağını, doğru bildiği yolda ilerleyeceğini tüm dünyaya ilan etti. Kendisinden çok daha büyük ülkelerin cesaret edemediği bir davranış ve duruşu sergiledi. Bu ilkeli duruşu nedeniyle Katarlı yetkilileri kutlamak istiyorum. Katarlılara ise sabır ve bir dik duruş sergilemelerini, devletlerinin yanında dimdik durmalarını tavsiye ediyorum. 15 Temmuz’da biz bunlardan daha fazlasını yaşadık. Halkının devletinin yanında olduğu ve dik durduğu bir ülkede başlar düşebiliyor ama başlar asla eğilmiyor. Şu Ramazan ayında Katarlı kardeşlerimize sabırlar temenni ediyorum.
 
Türkiye’nin Katar’da bulunan üssünün stratejik amaca yönelik bir taktik harekât olduğu iyi anlaşılmalıdır. Türkiye daha oyun başlamadan stratejisine uygun kuvvet, zaman ve mekân ilklerine dayanarak taktik hamleleri hesaplayarak adımlarını atmıştır. Bu sebeple Türk askeri üssü oradan çekilmeyecektir ve Türkiye’nin menfaatleri için daha da kuvvetlendirilecektir. Türkiye ABD’nin güdümündeki ülkelerle bir olmayacaktır ama diplomatik ilişkilerini de koparmayacaktır. Türkiye Ortadoğu’da başından bu yana stratejik hatalar yapmamıştır.
 
Türkiye krizin çözümü için hiç vakit kaybetmeden bölge ülkeleri ve kurumlarıyla ile diplomatik mekik diplomasisine başladı. Gıda ve su yardımı taleplerine olumlu bir cevap verdi. Çevre ülkelilerce kapatılan Katar hava yollarına ise İran ve Türkiye üzerinden bir kolidir açılarak hava ulaşımının kesintisiz devam etmesi sağlandı. Katar’a askeri personel eğitimi, katar silahlı kuvvetleri gücünün geliştirilmesi ve bence söylenmese de güvenlikleri amacıyla beş bin asker gönderilme kararı onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Türkiye’nin diplomatik ataklarının sonuç alıcı olmasını diliyorum. Türkiye diplomasisi bunun gibi sorunları çözmede usta bir diplomasi uygulamalarını bilir. Çok zor gibi görünse de, umarım hiçbir Müslümanın burnu bile kanamadan, bu eziyetler en kısa sürede biter. bölgeye ve Müslümanlara huzur gelir.
 
Toplam blog
: 72
: 918
Kayıt tarihi
: 29.06.08
 
 

1971 İzmir doğumluyum. Strateji, Taktik Felsefe, İşletme, Liderlik, Kalite Güvence Sistemleri, El..