Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Temmuz '17

 
Kategori
Dünya
 

Şeyh Sait isyanı, "kontrollü" bir isyan mıydı?

Şeyh Sait isyanı, "kontrollü" bir isyan mıydı?
 

"Şeyh Sait İsyanı" ve "Takrir-i Sükun Kanunu", farklı şekillerde değerlendirilmiştir...


BU İSYANA KARŞI ÇIKARILAN "TAKRİR- SÜKUN KANUNU", CUMHURİYETİ "KORUMAK" İÇİN Mİ; YOKSA, "DEVRİMLERİ KOLAYLAŞTIRMAK" İÇİN MİYDİ ?

x    x    x

İsyan hakkında farklı düşünceler...

İsyan, 13 Şubat 1925'de patlak verdi...Ayaklanmanın çıkış sebepleri ve niteliği üzerinde tarihçiler arasında genel bir düşünce birliği olmadığı; hatta isyanın ardında İngiltere'nin bulunup bulunmadığına da karar verilemiyordu...

Bana göre, bu konuda "ortak bir düşünceye" varılamamasının tek nedeni, "tarihi yapanlar ve yazanlar" arasındaki, öncelikle "siyasi düşünce" ayrılığı ve yandaşlığından kaynaklanmıştır.

Buna, "resmi tarih" ile "alternatif" tarih arasındaki farklılığı da katmak gerekir.

Bu isyanın "İngilizlerin kışkırtması ile başladığı" söylendiği gibi, İngiltere arşivlerinde bulunan 4 Mart 1925 tarihli bir Dışişleri Raporu'na göre, "doğrudan Türkiye tarafından planlanmış olabileceği"(1) de söylenmiştir...

Bu bloğun konusu, isyanın, kim tarafından planlandığı ve düzenlediğinden daha çok, yarattığı "siyasi, sosyal ve kültürel" durumdur.

x    x    x

M. Kemal'in Devrimci Düşüncesi...

M. Kemal, Türk ulusunu uygar toplumlar içinde yaraştığı yere, kata yükseltmek, uygarlıkla ilgili iş ve ilişkilerde verimli sonuçlar sağlayabilmek ve Türkiye Cumhuriyeti'ni sarsılmaz temeller üzerinde güçlendirmek için "her araçtan" yararlandığını belirtmiştir(2).

Tekrar edeyim: Her araçtan...

Bu araçlardan biri ve bana göre de, en önemlisi, 4 mart 1925 günü, TBMM'de, kabul edilen "Takrir-i Sükun Kanunu"dur.

*

Takrir-i Sükun Kanunu, Cumhuriyeti korumak için mi, yoksa devrimleri kolaylaştırmak için mi çıkarılmıştı?

Bu kanununun, aslında, "...Şeyh Sait İsyanı'na karşı olmadığı; asıl amacın, devrimlere devam için karşı ağızların susturulması ve devrimlerin sakin bir ortamda yürütülmesi amacıyla çıkarıldığı da(3) söylenmiştir.

Bu düşünceye dayanak olarak da, 17 Kasım 1924'de kurulan ve "doğrudan doğruya Atatürk'ün karşısında olanların bir siyasal aracı"(4) olarak nitelenen "Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası"nın, isyanın bastırılmasından(31 Mayıs) 6 gün sonra, Şeyh Sait İsyanı ile ilişkilendirilerek 3 Haziran 1925 tarihinde kapatılması gösterilir.

Başka bir görüş de, Şeyh Sait İsyanı'nın, "Siyasal sonuçlarının tek parti diktatörlüğünün kurulması sürecinde önemli bir dönüm noktası olduğu; ayaklanmadan sonra çıkarılan Takrir-i Sükun Kanunu ile hükümetin tüm ülkede otoriter bir yönetim kurmayı başardığı"(5) yönündeydi...

*

Resmi Tarih, Şayh Sait İsyanı'nı "nasıl yorumluyor" ya da "aktarıyor"?

"Resmi tarih", olayı, yani isyanı,  "genişçe bir irtica olayı" olarak değerlendirmiş; nedenleri, hazırlanması ve patlak verdiği devir ve ortam itibariyle tamamen bir "karşı ihtilal" olarak kabul etmiştir(6).

*

Tamam da...Ama başka bir şey daha var...

M. Kemal, 22 Kasım 1924 günü(Şeyh Sait İsyanı'nın başlamasından yaklaşık üç ay önce),   Cumhuriyet  Halk Partisi  Grup Yönetim Kurulu Toplantısı'nda yaptığı konuşmada; "...'Din elden gidiyor, aile hayatımız, binlerce yıllık ananelerimiz bir biri ardınca yıkılıyor; bu gidişle Batı uygarlığını alacağız dinimizden olacağız' yolundaki propagandaların tesirsiz kalacağını sanmanın 'budalalık olacağını' belirterek,  yakın bir gelecekte 'karşı bir ihtilal' ile karşılaşmanın mümkün olacağı' yolunda uyarıda"(7) bulunmuştur...

  Şimdi...M. Kemal'in bu sözlerine bakarak, bu ayaklanma "3 ay öncesinden bilindiğine ya da tahmin edildiğine" göre, "acaba neden önlem alınmadığı" diye bir soru gelmez mi akıllara?...Diğer ilginç bir nokta da, "İsyan'a karşı girişilen askeri harekatın, yasal ve siyasal olarak desteklenmesi" ve suçluların cezalandırılması gerekçesiyle çıkarılan "Takrir-i Sükun Kanunu"nun, isyandan 20 gün sonra çıkarılmış olmasıdır.

Neyse ne...

M. Kemal'in, siyasal ve çoklukla da sosyal ve kültürel  değişimlerini bu kanunun yürürlükte bulunduğu yıllarda tamamladığı bir gerçektir...Buna rağmen, bu kanunun, "yalnızca bu değişimleri gerçekleştirmek çıkarıldığını iddia etmek", bana göre eksik bir değerlendirme olur...

M. Kemal, bu kanunu, yalnızca, düşündüğü "siyasal ve sosyal" değişim ve dönüşümlerini gerçekleştirmek için çıkarmamıştır; ama, kendisinin de dediği gibi bu kanunu "bir araç" olarak kullanmış ve ondan  yararlanmıştır.

Nitekim, "fes" yerine "şapka" giyilmesini "Takrir-i Sükun Kanunu"nun yürürlükte olduğu zaman gerçekleştirildiğini söyleyen M. Kemal "Bunu Takrir-i Sükun Kanunu yürürlükte olduğu sırada yaptık. Bu kanun yürürlükte olmasaydı yine yapacaktık"(8) diyerek, bu kanunun, yalnızca devrimleri gerçekleştirmek için çıkarılmadığını; fakat ondan ancak "yardımcı bir araç" olarak yararlandığını ifade etmişti.

x    x    x

Bloğumun, ana başlığı ve alt başlığını, birleştirerek sorumuzu bir kez daha soralım :

Şeyh Sait İsyanı "kontrollü"  bir isyan mıydı ?...Takrir-i Sükun Kanunu da, "Cumhuriyet'e yönelik tehditleri ortadan kaldırmak" ve "Cumhuriyet'i korumak"  için mi; yoksa , "devrimleri sakin bir ortamda gerçekleştirmek" için mi çıkarılmıştır?

Verilecek cevap ne olursa olsun; muhakkak ki, savunulacak bir yanı vardır..."Tarih" işte böyle bir şeydir.

Bakın, M. Kemal Atatürk, bu konuda ne diyor?

"Tarih yazmak, tarih yapmak kadar önemlidir. Yazan, yapana sadık kalmazsa, değişen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır"

 

cdenizkent

 

---------------------- :

(1) PRO.FO.371 / 10876 E.1360/1091/44'den Mim Kemal Öke, Musul ve Kürdistan Sorunu, Ankara, 1992, s 159 ve Ömer Kürkçüoğlu, Türk-İngiliz İlişkileri(1919-1926), Ankara, 1978, s.312

(2) M. Kemal Atatürk, Nutuk-Söylev, Cilt II, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara: 1987, ss.953-995

(3) Metin Toker, "Takrir-i Sükun, 1925'den Tahkikat Komisyonu 1960'a", Milliyet Gazetesi, 24-27 Ağustos, 1991, s.10

(4) Ahmet Mumcu, Türk Devrimi'nin Temelleri ve Gelişimi, Ankara: 1988, ss.128-133

(5) Sina Akşin yönetiminde, Türkiye Tarihi-4(Çağdaş Türkiye; 1908-1980),  İstanbul: 1989, ss.101-102

(6) Türkiye Cumhuriyeti'nde Ayaklanmalar(1924-1938), Ankara:  Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı Yayınları, 1972, s. 78

 (7) İsmail Arar, Atatürk'ten Günümüz Olaylarına Işık Tutan Bazı Konuşmalar, Belleten, Cilt-LII, sayı 204, Kasım 1988, s.953

(8) M. Kemal Atatürk, A.g.y. s.1195

 

NOT: Blog yönetiminden ricam, bloğumda koyu ve italik harflerle vurguladığım yerlerin aynen çıkmasıdır...Teşekkürler.

 

 

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..