Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Eylül '09

 
Kategori
Futbol
 

Altıncı haftanın ardından

Bayram tatili nedeniyle geç de olsa bu haftaki maçlar ile ilgili analizlerimize başlayaylım. Tabii ki misafirlerden fırsat bulup izleyebildiklerimiz kadarıyla...

Trabzonspor için bir seriye başlanmış olması çok önemli. Bu onları şampiyonluğa taşır mı, bana biraz zor geliyor ama en azından Avrupa kupalarına kalma mücadelesinde olurlar. İlk gol için zorlansa da arkasının çabuk gelmesi Trabzonspor için bir avantaj. Tabii bunda, Trabzonsporun formsuz halini görüp, puan alma hesapları yapan takımların oyun stratejilerinin de payı var.

Gelelim bence haftanın maçına, Kayseri'nin yürüyerek yendiği Beşiktaş karşılaşmasına. Herkes görüyor, yazıp çiziyor ama Denizli'nin ısrarı sürüyor. Ben Denizli'nin yerinde olsam lig tvden maçın kasedini isterdim. Bulunduğu yerden belki göremiyor ama lig tv'nin pilot kamerasından verilen görüntü, herşeyi ortaya çıkarıyor. Beşiktaş atağa kalkıyor, santra çigisinin gerisinde kaleci dahil 5-6 Beşiktaşlı, Kayseri ceza sahasında en az 4 Beşiktaşlı, Kayseri ceza sahası ile santra arasında da 1-2 Beşiktaşlı. Herkes ceza sahasının içersinde top bekliyor. Bu toplar da geriden şişirilerek veriliyor. Kayseri defansından dönen toplar, 1-2 Beşiktaşlı oyuncunun olduğu yere düşüyor. Alabilirlerse ne ala, alamazlarsa hızlı bile olmayan Kayseri hücumları Beşiktaş kalesinde tehlike yaratıyor. Buradan da anlaşılacağı üzere sorun her hafta değişen hücum hattında değil onlara top getirecek olan ORTA SAHADA. Beşiktaşın orta saha oyuncuları ya fazla defansif olup stoperlere yanaşıyor ya da fazla hücumcu olup forvetin peşine takılıyor. Hadi söyleyeyim artık. Ben Denizli'nin yerinde olsam takımı 4-4-1-1 oynatırım. Defansta sorun yok. Orta sahanın biri Ernst diğeri de mevcut kadroda oyunu iki yönlü oynayabilecek eniyi oyuncu olan Uğur, kanatlarda da Holosko ve Tello. Ha geri gelmezler diyorsanız inanın en az Kazım ve Santos kadar gelirler. İleride de forvette Bobo ya da Nobre arkasında da Nihat. Kanatlarda sıkıntı olacak maçlarda da Serdar ve Ekrem takviyesi yapardım kanatlara. Ama görünen o ki Denzili şu an sadece oyuncu değişiklikleri ile meşgul. Oysa sistemin de gözden geçirilemesi gereken gün çoktan geçti (Bobo Nobre başlayıp, Serdar Nihat deneyip, olamayınca tekrar Bobo Nobre'ye dönülen gün). Böyle bir oyun yapısı, az hücum gibi görünse de bunun kağıt üzerinde kaldığını, saha da ise kanatların adeta birer forvet gibi hücumlara katılabildiğini, iyi 4-4-1-1 oynayan takımlarda görüyoruz.

Kayseri için pek söylenecek birşey yok. Çünkü biraz iyi olsalardı, fark olurdu. Olmadığına göre, onlar iyi oynadıklarından değil, Beşiktaş'ın kötü oluşundan maçı kazandılar.

Fenerbahçedeki düşüş devam ediyor. Taraftar, geçen sezonki zor ve sıkıntılı maçlarla çabuk karşılaşmaya başladı. Daum'un ilgilenmesi gereken konu, takımın son üç maçtır birer gol atması ve bunların da ya duran top ya da ceza sahası dışından atılan şutlardan gelmesi. Takım aslında ilk yarıda bir kaç pozisyon buldu ama Guiza geçen sezona göndermeler yapmaya başladığı için pek bir sonuç alınamadı. Kazım ve Santos'un performanslarındaki düşüşe de rotasyon yoluyla çareler üretilmeli. Uğur ve Deivid tekrar hatırlanmalı. Belki radikal bir kararla Alex bile dinlendirilmeli ama Daum Rijkaard kadar cesur değil galiba. Ama gerçek olan birşey var, kanatların performansı düşünce 4-4-1-1 oynayan Fenerbahçe'nin performansı da düşüyor. Alex ve Guiza da kurtarıcı olamayınca takımın oyununundaki düşüş skora da yansıyıp herkesin görmesini sağlıyor. Eğer bu konularda bir çözüm üretilmezse, Fenerbahçe'nin zorlanacağı maç serisi de başlayacağından, performans düşüşü puan tablosuna da yansır. Daum, tarihe bakıp 6'da 6 yapan arayacağına, gidişatı düzeltecek önlemler almalı. Basketbol Milli takımı da 5'te 5 yapmıştı.

İ.B.Belediyesi için gördüğüm şu, İbrahim Akın varsa ve oynarsa hücum yönü tehlikeli bir takım oluyorlar. Öbür türlü çok çok sıradan bir takım, hatta sıraaltı. İlk yarı sadece kapandılar, ikinci yarı İbrahim Akın'la hareketlenip fırsatlar yakaladılar. Ama açıkçası o geçen sezon ki hızlı orta saha geçişlerini şimdiye kadar hiç göremedim.

Herkes, özellikle de rakip taraftarların heyecanladığı bir maç oldu Kasımpaşa maçı. Tabii bundan hekemin de payı var. Ali Güneş'in mükemmel kaleci performansını atlayınca, Galatasaray'ın o ilk 10 dakika etkinliği sonuçsuz kaldı. Oyuncular da rölantiye girip nasıl olsa kazanırız havasına girince bir anda golü yediler. Arkasından gelen ataklarda da Kasımpaşa kalecisi gününde olunca gol gecikti. Geciken gol de Galatasaraylıları sinirlendirdi. Ama rakip Galatasaray, forvet de malumunuz olunca, ee Kasımpaşa da geri çekilince maç bir anda beşlik oluyordu, lakin 3'te kaldı. Galatasaray için tehlikeli nokta bence hafta içindeki Panathinaikos maçında ikinci yarıda verilen pozisyonlar. Geri gelmeyen hücum hattı ve basmakta yetersiz kalan orta saha, bol şut imkanı verdi rakibe. Biraz iyi vursalardı sonuç farklı olurdu. Şu açıkça gösterdi ki: sadece "hücum presi yapan forvetlere sahip ve orta sahası hızlı olan ve hücuma destek veren bir takım" Galatasaray'ı yener. Forvetler Servet, Gökhan, Emre'ye baskı yapıp orta sahaya top aktarmalarını kesecek, uzun top oynamalarına sebep olacak, kapılan uzun toplarla da orta saha hızlı çıkıp, dönmeyen Galatasaraylı hücumcuların olmadığı bir alanda sayıca üstün olarak pozisyon kovalayacak ve girdikleri posizyonları değerlendirecek. Görünen bu. Bunu Türkiye de kaç takım yapar? İşte bu sorunun cevabı Galatasaray'ı bir numarlı şampiyon adayım yapıyor. Ancak Avrupa maçlarında Galatasary'ın gerçek gücünü test edebileceğiz.

Kasımpaşa'da biraz ışıklar gördüm sanki ama puansızlığın biran önce bitmesi, takımın bu baskıdan kurtulması gerek. Seyrettiğim takımlar içersinde onlardan daha kötü olanlar var ama onların puanları var. Puan almadıkça oynadıkları şu oyundan eser kalmaz.

Bu haftanın kazananı, belki seri yakaladı diye Trabzon. Galatasaray ve Fenerbahçe olması gerekeni yaptı. Maalesef kaybedeni yine Beşiktaş.

Önüzümüzdeki hafta için Eskişehir maçı zor geçer gibi görünse de bence Galataaaray maçı alır. Ümit Karan'ın performansına göre Eskişehir gücünü gösterebilir. Takım için oynarsa ne ala ama gereksiz hırs yapıp pozisyonları harcarsa maç Galatsaray için kolay olur. Tahminim bol gollü bir Galatasaray galibiyeti (4-1, 4-2, 5-2 gibi). Antalya deplasmanı düşüşteki Fenerbahçe için zor geçer diye düşünüyorum. Her sonuç çıkabilir. Haftanın karlısı inanmıyacaksınız ama Beşiktaş. Ankara küme düşürülmeseydi bir baş ağrısı daha geliyordu...

Bir de Ankara demişken, neden sadece Ankarasor'a ceza verildiğini anlamıyorum. Başkanı, para kaynağı hatta futbolcuları alınan Ankaraspor ama küme düşürülen de Ankaraspor. Ankaragücü 100. yıl hatırına danışıklı döğüş ile lig de tutulmuş gibi. Kararın yerinde ama Ankaragücü açısından eksik olduğunu düşünüyorum.

Haftaya görüşmek üzere...

 
Toplam blog
: 24
: 743
Kayıt tarihi
: 24.03.09
 
 

İzmirliyim, ve İzmirli olmaktan gurur duyuyorum. İşlerimden fırsat buldukça kitap okumayı çok seviyo..