Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ekim '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Aman hadi kalk oynaşalım kız!

Aman hadi kalk oynaşalım kız!
 

Bir ülkenin gidişatı söz konusu olduğu zaman, kadınlar nasıl bir eylem içinde olmalılar?
Kendi hayatı ve ailesini düşünebilmenin, rutin eylemlerini yetiştirme telaşının dışında; kafasının içi ne ile doludur?
Ne için endişeleniyor? Neyin tedirginliğini yaşıyordur?
Zihninin içinde, bireysel konular mı ağırlıkta; yoksa sosyal meselelerde aynı oranda yer kaplıyor mudur?
İğneyi kendimize batırmakta fayda var diyerek; çuvaldız aşamasında erkeklere döneceğimizi hatırlatıyorum!  

Vatani görev olarak; ev, eş, cocuk konularının sonsuz bekçisidir kadınlar.
Asla şafak bilmem kaç diye, sayması mümkün değil.
Çekirdek veya çok çekirdek aile sahibi olma misyonunun: Sadık eş, vefakar anne, cefakar gelin, misafirperver evsahibi, usta bir aşçı, becerikli kadın, şehvetli zevce olabilme çabasının ürünüdür kendileri.
Hep bu uğurda çalışıp, didinmesi lazım. Asla hizmette kusur olmayacaktır çünkü. Olursa alimallah ne düşünürler hakkında! Hele; eşi elden kaçırma durumu var ki, dağlara taşlara....  

Dünyamız üzerinde birçok savaş trajedisi sergilenmekte. Oyun aynı, roller aynı; oyuncular farklı.
Kimi zaman; zengin yeraltı kaynakları sebep. Kimi zaman güç hakimiyeti.
Bazen sözüm geçsin dünyaya hırsı neden. Bazen bir delinin ütopik hayalleri.
Hangisi olursa olsun kitleler sürüklenip duruyor, karşı koyamayan kölevari kaderleriyle. Herşey takdir-i ilahi ne de olsa!  

Peki kadınlar iki ateş arasında, ne düşünür savaş için?
Bildiği tek savaş hemcinsleriyle süregelen; kim haklı, hem de akıllı, hem de güzel, hem de cazibeli, hem de, hem de, hem de... savaşının dışında tabii?!
Dünyanın bir yerlerinde başının üzerinden geçen uçaklardan atılan bombaların, korkulu endişelerini yaşıyan birileri var mı acaba, diye düşünür mü?
Kendi karnını doyurmak zorunda olduğunu aklına getirmeden, çocuklarının karnını ne ile doyurabileceğinin kaygısını duyan kara Afrika' nın, susuz topraklarında birileri var mı acaba diye düşünür mü?
Kötü kokan nefeslerini her an duyduğu yabancı bedenler, kendi vatanları üzerinde özgürce dolaşırken; iffetini koruyabilmenin aciz tedirginliği içinde, korku dolu bekleyiş yaşayan birileri var mı acaba diye düşünür mü?  

Yoksa, devlete zeval olmaz, çakkıdı çakkıdı günler geçirmeye devam edelim.
Çoookkkk uzak yerlerden gelen sesler ulaşamaz bize nasıl olsa.
Duymayız, bilmeyiz, algılamayız olup bitenleri, gül gibi yaşar gideriz (mi)?
Öyle mi?
Düşünce kıvılcımları, geliverir mi mor kıvrımlarımızın arasına?!
Gelir mi? Düşünür mü kadınımız? Hayat gailesi karabasan gibi çökmüş müdür omuzlarına yoksa? Başka düşünecek dert mi kalmamıştır veya?  

Kalmıştır sayın hemcinslerim, başka düşünecek çok dert kalmıştır. Eğer şu zaman itibari ile düşünemezsek, bir daha düşünmemize gerek kalmayacaktır zaten. Şimdi kaldırın biraz popolarınızı, kuşak programlarının karşısından ve düşünün zahmet olmazsa; göbek atmaya veya feleğin sillesini yiyen kahramana ağlamaya birazdan devam edebilirsin.  

Savaş; beş harf iki heceden oluşan, barışın zıt anlamı bir kelime değildir sadece. Erkek dünyasının gaddarlığı ve acımasızlığı içinde; maruz kalınacak olunan, ver kurtul kolaycılığı olmayacaktır hiçbir zaman. Çevremizdeki akan kanlar, dökülen gözyaşları bizden uzak olamaz asla. "Bana bir şey olmasın" deme lüksüne sahip değilsiniz, dünyaya getirdiğiniz nesilleri düşüneceksiniz. Zevkten inleme keyfi içinde yaşadığınız gibi: "Ne olacak? Ne yapabilirim?" diye düşünme zamanı artık. Ortalık düzelsin kaldığınız yerden devam edersiniz hayatınıza.  

Haydiiii:
Çat diye çatlamak üzereyim,
Neresinden tutup ta düzeleyim.
Ortağı olmuşum düzeneğin.
Herkesi oyasım var.

Aman hadi kalk, kaynaşalım kız.
Çakkıdı çakkıdı oynaşalım kız.
Azıcık alttan, azıcık üstten,
Hoppidi hoppidi oynaşalım kız!
 

 
Toplam blog
: 432
: 6177
Kayıt tarihi
: 08.10.06
 
 

Med cezir içinde kafasına estiği gibi yaşayan bir havva kızı birazcık kağıt kalem aşinalığı olmas..