Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Aralık '11

 
Kategori
Güncel
 

Amanın; sırada reyting savaşları var!

Bir buyumuz eksikti, tam oldu! Herşeyimiz tamamdı yani, tek eksik halka da bulundu; Yarabbi şükür!...

Organize suçlar kapsamında haksız reyting sağlayan kişiler, kuruluşlara karşı bir operasyon düzenlendi; yani Flaş! Flaş!

Durum TRT’nin başvurusu üzerine başlatılmış, hayret edilmiyor tabii ki; zira başka kanallardan gelen bir şikayet ciddiye alınır mıydı?

Hoş, TRT Türkiye’nin resmi ve tarafsız kanalı olmaya devam etseydi, bu ihbarı da ciddiye alınır mıydı, o da ayrı bir konu…

Lakin, tecavüzcülerin pıt diye dışarı salındığı bir ülkede, işsizler ordusunun rakamları olabildiğine küçültülürken, kanser ilaçlarıne ulaşma sorunları yaşarken vatandaş ve “Vatan haini” damga vurulup da içeriye tıkılmış binlerce saygın kişi varken, ve dosyalar biriktiğinden dolayı gibi bir açıklama yapılarak hali-hazırda suçları bile sabitlenmemişken; mesela Mustafa Balbay gibi bir de hücre hapsine hükmedilmişken ve ki bu kişi halk tarafından seçilmiş bir bürokratken…

Tam da anayasa görüşmeleri yapılırken…

Reyting gündeme düşüverdi!

******

Başbakanın sağlık sorunlarına kafa yormak yerine, dizilerin akıbetine kafa yormak, elbette ki daha hallice…

Anayasa değişikliklerini takip etmektense, “amanın, bilmemne dizisi kaldırılır mı yoksa?” diye düşünmesi tercih edilen bir durumdur, elbette!

Bu arada, “Reyting fena bir savaş”diye yazdığım da olmuştu; yani haksız rekaber varsa eğer elbet adalet önünde hüküm giyecek!

Zira, insan faktörü var orada; emek var, inanmışlık var, bir projeye baş koymuşluk, adını ortak etmişlik, ekonomik koşullarını ona göre ayarlamışlık var!

Reyting uğruna heba edilmelerine göz yummak mümkün değil, lakin; gündemi şaşırtmak amacıyla yapıldığını düşününce insan; herkesin kolayca harcanabildiğini görüyor!

Aslında, var ya; işte, en çok da bu koyuyor insana!

Herkes öyle kolay harcanabiliyor ki; yani bir reyting, bir gizli tanık, bahçendeki gömülü bir silah… Silahın üretim tarihi ne, kim nereye gömmüş, kimin evinin bahçesinden çıkmış.

İnsanlar ölüyor cezaevlerinde, ne tecavüz etmişler bir kıza, ne silahlı bir eyleme katılmışlar; bir gizli tanık çıkmış, suçlamış!

Bir gizli tanığın suçlamasına güvenen adalet suçlananın ifadesine neden güvenmez, anlamak mümkün değil!

Şeyy, yanlış oldu!

Anlıyoruz aslında da, söylemek zor geliyor; Nasrettin Hoca misali, anlayan anlamayanlara anlatsın derdindeyiz; aslında var ya çığlık çığlığa bağırmak en iyisi; “Ergenekon” gibi bir suçla suçlanmak korkusu bağlıyor, ne yazık!

Düşünen kim varsa, yazan-çizen, sorgulayan suçları hep aynı!

“Hükümete karşı eylem, Ergenekon suçlusu!”

Damga hazır! Vur ıstampaya mühürü, yapıştır dosyaya!

******

Organize suçlar ile baskın yapılan reytingciler ile Organize suçları takip eden merciler daha göz önünde olan şeylerle mücadele etse, öncelikle, keşke!

Neyse…

(Ahh, bu çok sevdiğim kelime “neyse”, iyi ki varsın! Hani, bir tarafın “Boşver” diyor, bir diğer tarafın “Söylenecek çok fazla şey var ama… Demeyeyim de sen düşün…” diyor…

 

http://twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..