Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ağustos '11

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

An be An Yaklaşmaktayım...

An be An Yaklaşmaktayım...
 

"Eğer bir dış etken seni üzerse duyduğun acı o şeyin kendisinden değil, senin ona verdiğin değerden geliyordur. Onu da her an ortadan kaldırma gücün vardır" diye günün sözünü okurken...

Ya dedim ya bu acı içinden geliyorsa... Benim mutluluğum, hayatımın anlamı dediğim şey bir anda bir bıçak gibi seni sözleriyle vuruyorsa... Nasıl bir kaldırma gücü gerekir bana bu hayatta?

Zaten yediğin darbe değil darbeyi yapan yakar canımızı, saplanan bıçak değil bıçaklayan acıtır ruhumuzu...

Sen gönlünü ferah tut... Bunlarıda sindirerek çekerim yavaş yavaş sineye... Seninle değil sınavım, benim kendimle...

Ne kadar dayanıklıyım bu oyunda onu görmek niyetim...Yoksa çoktan ben çekip giderdim...

Bu sevda oyunundan bıktığım gün ayrılığın ilanını verirdim tüm dünyaya ve sana...

Bir Ayrılığın ilanınıda Mehmete Coşkundeniz şöyle dile getirmiş satırlarında;

"Gidiyormusun diye sorma bana

Gönderen sensin

Ne terk etmeyi istedim seni

Nede yaşayamadığımız bu aşkı toprağa gönmeyi

Senin kadar öfkeliyim bende

Senin kadar endişeli...

diye başlayan...

"Aşkın içine bir kez girdi mi kuşku

Teslim alır bedenleride...

Sütten çıkmış ak kaşık değildim

Ama yalanı sokmadım iki kişilik dünyamıza"

Eğer gerçekten sevebilseydin hiç böyle düşünebilirmiydin? Küçük oyunlarla yüreğine sahiplenebileceğimi ?

Hani sahiplendim yüreğini tesadüf , hayatını sahiplenebilirmiydim...

Bu neye benzerdi bilirmisin kağıttan bir yüreği kayık misali suda yüzdürmeye zamanla yıpranıpı yok olması gibi ...

Ahh canım kıyamam ben kıyamam...

Hayatımın hzur dolu yanı aldığım nefes gibisin derken...

Çoğu zaman isteyerek uzak durdum senden...

Hayatın incinmemesi adına seni...

Kendi incilmelerime çoğu zaman hiçe sayarak defalarca...

Bir şey istemiştim senden belki ilk defa ve son kez... Hiç bir şey düşünmeden...

Hayatın acımasız soğuk bir zamanına giriyordum istemeden... Üşümeyecek kadar yakın olmak istedim... Daha fazlası değil...HAYAT dediğim senden güç almak istedim... İstedim ki en yakın olan görsün en zayıf anımı... İsterdim ki o şahit olsun yanımda engellenmesi güç gözyaşlarıma ve yaşadıklarıma... Bir eş değil, bir sevgili değildi o gün istediğim... Hayatın bu garip oyununda yaslanacak bir dosttu istediğim...

Uzaktan şahit olan hayatıma yakından tanıma fırsatını vermek istedim sadece... Saklamak istemedim en doğal halimle gel gör beni diye... Güçlülüğümün arkasına sığındığım güçsüzlüğümde senin olmanı istedim sadece... Hesapsızca çıkarsızca...

Şimdi düşünüyorum da gerçekten olmak isteyenlere ben haksızlık mı ettim ?

Gözlerindeki hüzne ortak olmak istemem diyenlere...

İki şey geri alınmıyor... Geçen zaman ve söylenen söz...

Bizde artık ikisi de geçmiş...

Zamanla söylenenleri unutmuşum ben... Zamanla unutuldu diye...

Yok unutulmuyormuş hatırlatıldı dün yeniden... 

 

 
Toplam blog
: 227
: 543
Kayıt tarihi
: 16.01.08
 
 

Fazla söyleyecek bir şey yok herkes gibiyim. Artık... Bazı acılar faydalıdır. Önce üzer, sonra he..