Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ekim '10

 
Kategori
Siyaset
 

Ana muhalefetin katılmadığı, Çankaya Resepsiyonunda, Cumhuriyetin 87. yılının kutlanması

Ana muhalefetin katılmadığı, Çankaya Resepsiyonunda, Cumhuriyetin 87. yılının kutlanması
 

Öner Samanlı; CHP’de doğru konuşursanız bizim gibi atılırsınız, CHP, yanlış konuşanlar hakimiyetinde


CUMHURİYETİMİZİN 87. YILINI KUTLAMAYA, CUMHURİYETİ KURAN ATATÜRK’ÜN PARTİSİ KATILMIYOR…

İlla ki, Atatürk’ün mezarından çıkmasını beklemekle zaman geçireceğimizden söz etmiyoruz.

İllaki, birgün birileri ortaya çıkacaktır.

İllaki, o birileri, o birgün, CHP’yi yıllarca sürüklendiği yanlış yönetim yollarından ve rotalarından bir hamlede çekip alacak ve iktidarının yolunu açacaktır.

İşte o gün, o birileri, birilerinin de böyle olacağını daha önceden yazmış olduğunu unutmamalıdır.

O birileri, ahde vefalı olmalıdır.

Haberlerden aldığım bilgiler ışığında, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 29 Ekim 2010 tarihinde kutlanacak olan, Cumhuriyet Bayramı nedeniyle vereceği resepsiyon için yaptığı değişiklik, muhalefette yankı bulmuş.

Neden yankı bulmuş..?

Nerede yankılanmış..?

Bize yankılanma neden ulaşmadı..?

Yankı bulmanın önemli sebebi şuymuş;

Cumhurbaşkanı Gül'ün önceki yıllarda verilen çifte resepsiyondan tek resepsiyona geçmesiymiş..

CHP bunun için tepkiliymiş.

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Cumhurbaşkanı Gül'ün 29 Ekim'de Çankaya Köşkü'nde vereceği resepsiyona katılmayacaklarını açıklayarak, CHP olarak, kesin tavırlarını da böylece ortaya koymuş.

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce’nin açıklaması şöyleymiş;

''Kızlar üniversiteye, türban takıp giriyor. Hükümet, Başbakan 'kamuda, ilköğretim, ortaöğretimde olmayacak' diye niye bir açıklama yapmıyor? Sayın Cumhurbaşkanı niye konuşmuyor?

Ne oldu da iki resepsiyon bir resepsiyona indi?

Bu, kamuda çalışanlara da türban taktırmanın, ilköğretimdeki çocuklarımıza da türban taktırmanın Çankaya'dan başlangıcı mı acaba? Onun için katılmıyoruz.''

Resepsiyon davetiyesinde, ''Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'' ifadesinin kullanıldığını belirten İnce, ''Umarım bu, bir matbaa hatasıdır'' dedi ve davetiyeyi gazetecilere göstermiş.

CHP'li İnce, ''(Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı) olması gerekiyor. Buradan derin yorumlar yapmıyoruz; yanlış olmasın. Cumhuriyet yoksa, Cumhurbaşkanı da yoktur'' dedi. İnce, sözlerini şöyle sürdürmüş:

''Üniversitede türban konusunda sessiz kaldık. Böylece AKP'nin gerçek maskesini gösterdik. AKP'nin derdi, üniversitede türbanla sınırlı değil. AKP'nin derdi, topluma tepeden tırnağa türban giydirmek. Yıllarca üniversitelerde mağdur edebiyatı yaptılar, şimdi ellerinden bir koz gidiyor, bunu gördüler. AKP'nin derdi üniversitedeki kızların türban takması değil. AKP'nin derdi; ilköğretimde de ortaöğretimde de türban taktırmak, kamu çalışanlarına da türban taktırmak. Ancak biz gerçek yüzlerini göstermiş olduk.''

İnce, AK Parti'li Burhan Kuzu'nun, laiklik ilkesinin yeniden tanımlanması gerektiği yönündeki açıklamalarına işaret ederek, ''Sayın Cumhurbaşkanı ikili resepsiyondan vazgeçiyor. Bütün bunlar, AKP'nin ve o zihniyetin niyetlerinin üniversiteyle sınırlı olmadığının, tepeden tırnağa... önümüzdeki yıllarda başı açık çocuklarımızın, üniversitelerde okuma problemi ortaya çıkacak'' diyerek açıklamalarını tamamalamış.

CHP, MUHALEFET YAPMIYOR, İKTİDARA DESTEK VERİYOR

Söylenecek ve yazılacak o kadar çok şey var ki, CHP için…

Bu ülkenin önümüzdeki aylar sonrasında, 2011 de genel seçimi var.

Bu ülkenin iktidar partisi, böyle bir muhalefet anlayışı olduktan sonra 2016 ya kadar daha çoook başımızda duracak ve boza pişirecektir.

CHP muhalefet yapmak isterken, iktidarın ekmeğine her zamanki gibi bu sözde tepki davranışıyla da bal kaymak sürmektedir.

Kardeşim, adam 11. Cumhur…

Öyle veya böyle 11. cumhur olmuş mu..?

Olmuş..!

Olmasını engelleyebildin mi..?

Hayır..!

CHP kendini anlayamayan bir parti değildir.

CHP kendini anlamayanların hakimiyetindeki bir partidir.

CHP tam anlamıyla başarılı diyebileceğimiz bir muhalefet yapabilmekten çok uzaklaşmıştır.

Her şeye muhalif seslerin sanki orkestrası olmuştur.

Orkestra demek bile, amatör yada profesyonel orkestralara hakarettir.

Tam anlamıyla, milletin kafasını şişiren, bezginlik yaratan, milleti müzik dinlemekten soğutan kendileri çalan, kendileri dinleyen ve kendileri oynayanların bir araya geldikleri davulcu zurnacı topluluğu olmuştur.

CHP’yi Atatürk temel felsefesi ve ilkelerinden uzak insanlar ele geçirmişler ve kendileri çalıp kendileri oynayan bir hadiseler bütünü olarak, milletin maalesef umutlarının ve beklentilerinin ötesinde bu partiyi, umutsuzluk partisi yapmışlardır.

CHP, “Cumhuriyetin Halksız Partisi” olmuştur.

BU NEDENLE DE TC. NİN EN ÖNEMLİ BAYRAMINDA, ÇANKAYA’YA ÇIKMAYARAK, ATATÜRK’ÜN MANEVİ ŞAHSINA HAKARET ETMEKTEDİRLER.

CHP olarak Çankaya’ya çıkılmalıdır.

Neden çıkılmalıdır.

Çankaya Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi şahsiyetinin yaşadığı Türkiye’nin Cumhur Makamıdır.

Çıkılmalıdır ki, orada ana muhalefet partisi olarak gözlemlemelerde bulunulmalıdır.

Gerekiyor ise, olumsuz TC. temel felsefelerine aykırı durumlar karşısında, hemen çıkışta, o köşk kapılarının önünde, Türkiye Kamuoyuna dosdoğru açıklamalarda bulunulmalıdır.

Benim bildiğim muhalefet yapmak budur.

CHP’nin yaptığı, savaş alanından kaçmaktır.

Savaş alanına gelmeyip, uzaktan galebe çalmaktır.

Futbol takımının sahaya çıkmadan, eften püften nedenlerle gerekçeler uydurarak maç kazanması nasıl olanaklı değilse, CHP içinde köşke çıkmamak aynen öyledir.

Sahaya çıkmayan, CHP takımı böylece hükmen mağlubiyetini kabul etmiştir, daha doğrusu mağlubiyetin zeminin hazırlamıştır.

MİLLETİN UMUTLARI ADINA ÇOK ACIDIR.

Kökten Atatürk CHP’si bir algılamanın ve felsefenin ardındaki bir düşün adamı olarak ben bile bu tepkiyi veriyorsam, yanlış politikalar ve yanlış rotalarla, 29 Ekim 2010 tarihinde CHP’si Türk milleti önünde iktidara hükmen mağlup olmuş demektir.

Böyle iktidara gelinemez..!

Böyle bir ana muhalefet olgusu ile muhalefet yaptıklarını sananlar, biliniz ki, bu millet, sizleri yine sandığa gömecek ve bugünkü sayınızı bile bulamayacaksınız.

İnşallah ben yanılmış olayım.

Akgün, karagün, ogün belli olacaktır.

Bu köşenin yazarı, “Doğrucu Davut, Öner Samanlı” olarak sizlere rahmetli Barış Manço’nun “Halil İbrahim Sofrası” şarkısını, Cumhuriyetimizin 87. yılı anmasında armağan ediyorum.

Radyolardan istekle müziğini dinleyiniz.

Canlarınız sıkılmasın.

Okuyup okuyup birbirinizin kulaklarına küpe yapınız ki, ana muhalefet mi olursunuz, baba muhalefet mi olursunuz, bilemiyorum ama, bu milleti yeterince üzdünüz, hiç değilse büzmeyiniz.

MİLLET YOKSA ÇOK FENA ŞEKİLDE SİZİ, ÜZÜM ÜZÜM ÜZECEKTİR.

Halil İbrahim Sofrası

Söz ve Müzik: Barış Manço

İnsanoğlu haddini bilir, Kem söz söylemez iken,
Elâlemin namusuna, Yan gözle bakmaz iken,
Bir sofra kurulmuş ki, Halil İbrahim adına,
Ortada boş bir tencere, Boş mu dolumu bilen yok,
Buyurun dostlar buyurun, Halil İbrahim sofrasına…

….

Daha çatal, bıçak, kaşık, İcat edilmemişken,
İbrahim’e inen koç, Kurban edilmemişken,
Bir kavga başlamış ki, Nasip kısmet uğruna,
Kapağı ver kulpu al, Kurbanı soran hiç yok,
Buyurun dostlar buyurun, Halil İbrahim sofrasına…
….

Yıllardır sürüp giden bir pay kapma çabası,
Topu topu bir dilim kuru ekmek kavgası,
Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna
Kimi tatlı peşinde, kimininse tuzu yok,

Buyurun dostlar buyurun, Halil İbrahim sofrasına…
….

Alnı açık gözü toklar, Buyursunlar baş köseye,
Kula kulluk edenlerse, Ömür boyu taş köşeye,
Nefsine hakim olursan, Kurulursun tahtına,
Çalakaşık saldırırsan, Ne çıkarsa bahtına
Halat gibi bileğine, Yayla gibi yüreğine
Çoluk çocuk geçindirip, Haram nedir bilmeyenler
Buyurun sizde buyurun, Buyurun dostlar buyurun, Halil İbrahim sofrasına…
….

Barış der her bir yanım, Altın, gümüş, taş olsa, Dalkavuklar etrafımda
El pençe divan dursa, Sapa , kulba , kaba, İtibar etme dostum
İçi boş tencerenin, Bu sofrada yeri yok,
Para pula ihtişama, Aldanıp kanma dostum
İçi boş insanların, Bu dünyada yeri yok,

Buyurun sizde buyurun, Buyurun dostlar buyurun, Halil İbrahim sofrasına…

….

Haber Alıntısı: http://www.ntvmsnbc.com/id/25141203/

Öner SAMANLI

“TÜKORDER”

Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği

Genel Başkanı

E-BİLGİ İÇİN: tukorder@hotmail.com

ÖNEMLİ DİPNOT BİLGİSİ:

Yazarın Dipnotu:

Milliyet Blog sayfalarımdaki yazı ve resimlerim, Yazar ismi ve Link verilerek alıntı yapılabilir.

5846 sayılı, FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU Telif Hakları Yasası kapsamındadır.

Yazılarımın tüm telif hakları, “TÜKORDER” Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği Genel Merkezi’ne aittir.

 
Toplam blog
: 295
: 3087
Kayıt tarihi
: 22.08.08
 
 

Prof.Dr. Öner Samanlı, yıllarını eğitim ve öğretim faaliyetlerine adamış, birçok bilimsel makalen..