Ana tanrıçaya dokunmak

Sanat hem en önemli iletişim aracı, hem de bireysel ve toplumsal özgürleşme aracıdır da… Toplumu etkileme gücünü de bu özelliklerinden alıyor. Özgür olmayan sanatçı, özgün ve topluma doğru mesaj veren sanat eser üretemez, sağlıklı düşünemez. Sanatın en dikkat çekici yanı, dünyada herkesin okuyup anlayabileceği evrensel bir ortak dil kullanmasıdır. Sanatçıyı değerli kılan da,  bu dili çok mahir kullanma becerisi ve yeteneğine sahip kişi olmasından kaynaklanıyor. Çevresinde gelişen olayları ve doğayı gözlemleyerek, birikim ve deneyimlerinin süzgecinden geçirdikten sonra sesli, ya da görüntülü mesajlara dönüştüreceği biricik olan gerçeği eserlerine yansıtır. Mesajın içeriği, sanatçının maharetini kullanarak üreteceği sanat eserinde gizlidir. Tasarlanan sanat eserinin daima biricik olması, başka bir eşinin ve benzerinin olmaması, aranan nitelikleridir. Görsel veya işitsel içerikten etkilenen sanatseverlerin beğenileri, sergiye gösterdikleri ilgiden anlaşılır.

 

Açılışında bulunduğum “ANA TANRIÇAYA DOKUNMAK” sergisi, sanatseverlerin dikkatini çekmekle kalmamış, gözlemlediğim kadarıyla izleyenlerin takdir dolu beğenisini de kazanmıştır. Başarılarıyla her zaman gurur duyduğum değerli dostum Metin Erkan Kafkas’ı, böylesine ilgi gören bir kültürel etkinliği düzenlediği için yürekten kutluyorum.

 

Öğrencilik yıllarından beri tanıdığım ve izlediğim değerli akademisyen, sanatçı dostum Yrd Doç. Dr. Metin Erkan Kafkas’ın Teşvikiye Işık Galerisi’nde açılan sergisini izlerken çok etkilendiğimi ifade etmeliyim. Her şeyden önce böylesine başarılı bir sergi açmasından çok büyük bir onur ve gurur duydum. Sn Kafkas’ın eserleriyle vermek istediği mesajı hedefi tam 12’den vurmuştur. Başkalarını bilmem ama ruhumu dinlendirmiş, benliğimde erişilmesi zor derin hazlar uyandırmıştır. Gelen ziyaretçilerin de sergiden en az benim kadar etkilendiklerini düşünüyorum. Serginin tarihin derinliklerine uzanan ilgi çekici konusu, kadının bereketli üretkenliğini anlatan figürlerin oval, renk geçişlerinin yumuşak, göze hoş gelen boyama tekniği ile izleyene huzur veriyor olması, başarılı olmasında  önemli bir faktördür. Metin Erkan Kafkas, bazı eserlerinde tek rengin hâkim olduğu, yeknesak, gölge oyunlarına yer veren, başka teknikler de uygulamıştır. Şunu kesinlikle söyleyebilirim ki, Metin Erkan Kafkas'ın kendi tarzını yaratmış özgün bir sanatçı olduğunu, kimseye benzemediğini eserleriyle herkese göstermiştir. Eline, koluna ve yaratıcı yeteneğine sağlık Hocam.

Sergiyi gezerken, adeta asırlar önce insanların zihinlerinde oluşan tanrıça imajının somutlaşmış hallerine dokunur gibiydim. Daha doğrusu serginin ismi olan “ANA TANRIÇAYA DOKUNMAK” tanımlamasıyla da özdeşleşiyorum. Sn Kafkas,  müzelerde izlediği tarihi tanrıça heykel figürlerinden günümüze kadar korunan kültlerinden etkilenerek, edindiği izlenimleri zihninde oluşturduğu tanrıça imajını somutlaştırmıştır. Projesinin ana temasını oluşturan tanrıça tasarımlarını, sergisinde sanatseverlere değişik figürlerle sunmuştur. Bu sergi, kadının günümüz toplumundaki sarsılmaz yerini, asırlar önce tanrıçalara yüklenen işlevlerle kazandığını göstermektedir. Başka bir deyişle kadın, dün tanrıça düzeyine yüceltilmiş, bugün de başımızın tacı olmuştur. Metin Erkan Kafkas, geçmişe projeksiyon yaparak, günümüz toplumuna ışık tutmakta, kadının yüceltilen toplumsal itibarını ve yerini geçmişle mukayese yapa fırsatı yaratarak, sergiyi izleyenlerin dikkati kadın sorunları üzerine çekmiştir.  Böylesine anlamlı bir kültürel etkinlik düzenlediği için Metin Kafkas’ı kutluyorum. Serginin IŞIK GALERİSİNDE teşhir edilmiş olması da, geçmişe ışık tutan yanıyla örtüşmektedir. 

Açılışa katılan büyük kalabalık, serginin beklentilerin çok üzerinde ilgi gördüğünü göstermiştir. Cumartesi ve Pazar günleri dışında 21 Şubat tarihine kadar 10.00-20.00 saatleri arasında ziyarete açık olan sergi, Nişantaşı- Teşvikiye Caddesi  “Işık Galerisinde” açılmış olup, sanatseverlerin ilgisini beklemektedir.  “ANA TANRIÇAYA DOKUNMAK” istiyorsanız, siz de buyurun gidin.  

 

İstanbul, 5 Şubat 2015