Anadolu’ un yüksek steplerinde küçük bir coğrafya küçük bir bakış: Sivrialan

1845 metre yükseltide olmak, Anadolu’da bir yerleşim için oldukça yüksek sayılacak bir özelliktir.Bu cografyanın bir parçası olmak aynı zamanda beraberinde bir takım problemleri beraberinde getirmektedir.

Coğrafyası:

Sivrialan Orta Anadolu’da Sivas-Şarkışla ilçesine bağlı tipik bir Anadolu köyüdür. Sivrialan Türkiye’de tanınmış, sadece isim olarak bilinen, ancak diğer gizli cennetler gibi keşfedilmeyi bekleyen bir yerleşim yeridir.1845 metre deniz seviyesinden yükseltisi vardır ancak bağlı olduğu ilçesinin yükseltisi yaklaşık olarak 1200 metredir ki buda Sivrialan’ın ne derece yüksek bir yerde kurulduğunu gösterir.Kışları çok şiddetli olmakla birlikte genelde Kasım ayını ilk haftalarında kar düşmeye başlar ve mayıs ayı sonuna kadar erimez.Ancak en yüksek yeri olan ve haritalarda Karababa (2345 metre) diye geçen volkanik yülseltinin eteklerinde temmuz ayı başlarına kadar kar bulunabilmektedir.Karababa dağı Sivrialan’ın kuzey batı tarafında bulunmakla birlikte eteklerinde çam ormanı, meşe türü ve ardıç türü ağaçlar mevcuttur.İki vadi arasında yoğun olarak orman türüne rastlanmakla birlikte bu orman alanı Sivrialan’ın içersine kadar girmiştir.

Türkiye’nin az yerinde bulunan bir özelliği: Renga Renk Lale ve Çiçek Tarlaları:

Özellikle ilkbahar aylarında bu vadide ilk dikkati çeken renga renk lale tarlalarının olması.Kendiliğinden yetişen bu çiçek bu vadide hakimdir.Kimi zaman kırmızı kimi zaman sapsarı olan laleler dışında diğer çiçek türlerinede rastlanmaktadır.Belki de bir çok yerde göremeyeceğiniz kadar çiçek türü buralarda mevcut olmakla birlikte henüz keşfedilmemiş güzelliklerin başında gelmektedir.

Trekking Rotaları:

Orman ve Karababa (Batı) Rotası:

İlkbahar aylarında Sivrialan’dan orman içersinden(Meşelikten) bu Karababa dağının eteklerine yapılacak trekking özellikle ormanda dolaşmayı tercih eden kişilere tavsiye edilir.Sivrialan’ın hemen batı tarafına düşen yaklaşık 2340 metre yüksekliğindeki Çataltepe denen yükseltiden yaklaşık olarak 200 km mesafedeki Erciyes dağının doruk kısmı net bir şekilde, özellikle açık havalarda gözükmektedir.Burada yapılacak kısa bir mola esnasında 200 km lik bir mesafe rahat bir şekilde taranabilir ve bulutların o beyazlığı ve gökyüzünün o mavisi sizi dinlendirir.Sivrialan’dan Karababa dağının eteklerine yapılacak bir oraman trekkingi yaklaşık olarak 2-3 saat sürebilir.Biraz engebelli bir arazinin oluşundan dolayı sık sık mola verip dinlenmekte fayda vardır.Orman içerisinde su kaynakları olmakla birlikte genellikle yol üzerindedirler.Bu su kaynakları daha önceden yapılmış olan Çoban çeşmeleridir ki aslında korunması gereken bir yapılardır.Belki bir 20-30 yıl sonra yok olacak veya bir 100 yıl sonra sadece isimlerini metinlerde rastlayacağız. Ancak suların soğuk olması sebebiyle uzun bir yürüyüşten sonra terliyken içilmemesi konusunda dikkat edilmesi gerekir.Orman içerisinde ateşe ve çöp konusu dikkat edilmesi gerekir.Bu konuda sık sık şikayetimiz olmakla birlikte genelde temizlik kampanyası ile orman gönüllü kişiler tarafından temizlenmektedir.Eylül-ekim aylarında ormanın her türlü renge bürünmesinden dolayı trekking için önerebileceğimiz ayların başında gelmektedir.

Karataş ve Yayla (Doğu) Rotası:

Sivrialan’ın doğu cephesinde tipik Anadolu bozkırları hakimdir.Kısa boylu otlar ve çalı türü ağaçlar mevcut olmakla birlikte gezilebilecek rotalar arasında gelmektedir.Doğu rotasıda diyebileceğimiz bu kısımda özellikle ilk dikkatinizi çeken şey sadece çıplaklık ve sessizlik.Sadece böceklerin sesini duymak ve yaylanın soğuk suyunu tercih etmek isterseniz bu rotayı kullanabilirsiniz.Sivrialan’a ziyarete gelen kişilerin pek rabet etmediği bu kısım aslında steplerin o sessiz havasını, rüzgarın otlarla yaptığı dansı hissetmek isteyen kişilere önerilebilir.Yayla kısmında yani doğudan hareket edilip kuzey kısma çıkıldığında ulaşılacak olan yerde fosil taşları toplanabilir. Sivrialan’ın Ziyatetçileri ve Konaklama: Sivrialan’a daha çok Aşık Veysel’in müzesini ziyaret etmek isteyenler özellikle yazları geliyorlar.Fırsat buldukça ormanda pikniğe ve yürüyüşe gidiyorlar.Özellikle 1980 ve 1990 yıllarında yabancı turistlerin varlığı dikkat çekiciydi.Daha çok sırt çantalı insanlar sadece yükseltisinden dolayı ziyaret ediyorlar diki şimdi pek rastlanmamaktadır. Daha çok misafir olarak gelen kişiler köyde kalmaktadır.Özel bir otel veya konaklamak için mekan bulunmamakla birlikte köy evlerinde kalınabilir.