Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Aralık '09

 
Kategori
Eğitim
 

Anadolu ve Fen Liseleri Öğretmen Seçme Sınavı

Anadolu ve Fen Liseleri Öğretmen Seçme Sınavı
 

Bugün Anadolu Liseleri Öğretmen Seçme Sınavı vardı. Anadolu Lisesinde öğretmenlik yapabilmek için bu sınava girip geçerli notu almak gerekiyor. Yoksa Anadolu Liselerindeki öğrencilere ders verecek kapasitede bir öğretmen olarak kabul edilmiyorsunuz.

Ben mezun olduğum zamanlarda bu tarz sınavlar yoktu. Devletin üniversitesinde 4 yıl okuyup, yeterli ve başarılı bulunup diploma verdikleri kişileri sınamak neyin nesi hiç bir zaman anlayamadım zaten.

Bu sınav çıktığında şu anda bulunduğum devlet okulunda görev yapmaktaydım. Bu sınava girme gereği duymadım bugüne kadar. Çünkü hem okulumdan memnundum hem de çocuklarıma bakan anneme yürüyerek 10 dakika mesafedeydi. 3 yıl önce iki sınıf Anadolu Lisesi açıldı bizim okulda. Bu sistem de bir garip aslında. Biz normal bir Ticaret Lisesi iken iki sınıf Anadolu Lisesi eklendi. Hem düz lise hem de Anadolu Lisesi aynı binada aynı koridorda, bu da ayrı bir tartışma konusu aslında. Doğal olarak buna göre yeni düzenlemeler yapıldı, okul karıştı, saatler değişti, sınıfların sayısı değişti. Öğretmen kadrosu Anadolu Lisesi öğretmeni, düz lise öğretmeni karmaşası yaşadı. Hemen tayinler gelmedi ama yavaş yavaş bir iki derken Anadolu Lisesi kadrosu tamamlandı. Düz lise öğretmenleri boşluğu tamamladılar ancak onlar gelir gelmez hemen yerleri kadrolu Anadolu Lisesi öğretmenlerine verildi. Gelen öğretmen arkadaşlarda bir başka hava vardı. Sonradan anladık ki bu malum sınava girerek, Anadolu Lisesinde öğretmen olma hakkını elde etmişler ve kendilerini ister istemez farklı ve üstün görmeye başlamışlar. Normal lisedeki bir boş derse "Ben Anadolu Lisesi öğretmeniyim o sınıflara giremem" diyecek kadar mutaviziliğini yitirmiş bu arkadaşları anlamakta oldukça güçlük çektim. Hatta hala çekmekteyim.

Her neyse bu sene küçük oğlum da okula başladı. Artık okulumu değiştirmek, farklı bir ortamda farklı insanlarla çalışma isteği duymaya başladım. Bu kesinlikle okulumdan memnun olmadığım anlamına gelmesin. Hatta fazlasıyla memnunum, seviliyorum, nazım geçiyor, okula dair her sistemi her şeyi tanıyor ve biliyorum, idare ve öğretmen arkadaşlarımla en ufak bir sorunum yok ancak öğretmen mesleğinde körelmemek için değişiklik yapılması taraftarıyım. Aynı okulda onlarca yıl çalışan insanların pek fazla kendilerini yetiştiremedikleri kanaatindeyim. Bu sebeplerden ötürü bu sene tayin istemeyi düşünüyorum. Tayin isterken Anadolu Lisesi de tercih edebilmem için bu malum sınava girme gerekliliğini yerine getireyim dedim.

Okulda arkadaşların başvurunun başladığını söylemeleri üzerine ben de başvurdum. Öyle hemen de girilemiyor bu sınava. Önce bankaya gidip 40 lira veriyorsunuz. Bu çok önemli. Okul müdürünün onayı gerekiyor sonra. 3 yıllık temiz sicil, en az 5 yıl çalışmış olmak gibi şartlar aranıyor. Müdür onayladıktan sonra başvuru belgesini alıyorsunuz. Doğruyu söylemek gerekiyorsa ben sınavı Mayıs ayında falan zannediyordum. Geçtiğimiz hafta içinde bu pazar olduğunu öğrendim. Doğal olarak diğer meslektaşlarımın tabiri caizse inekledikleri bu sınava hazırlıksız olarak girmek zorunda kaldım. Konuyla alakadar olunca insanlarında bu sınav hakkındaki düşüncelerini de öğrenmiş oldum. Girenler ortak düşünce olarak zor olduğunu söylüyordu. Samimi bir itirafta daha bulunayım ben sadece kendi branşım olan ingilizceden sınanacağımı düşünüyordum. Sonradan öğrendim ki sınavın yarısından fazlası, Türkçe, İnkılap tarihi ve mesleki bilgiyi sınıyor. Önce ufak çaplı bir şaşkınlık yaşadım. İngilizce bilgimden ötürü türkçe yaparım diye düşündüm ama inkılap tarihini en son üniversitede gördüğümü hatırlıyarak o konuda pek başarılı olmayacağımı düşündüm. Mesleki bilgi dediği ise kesinlikle çalışmayı, konumuz olmasa dahi bilmemiz gerek bilgileri kapsıyordu. Sınavın neden zor olarak kabul edildiğini anlamış oldum böylelikle.

Bir akşam evde internetten geçmiş sınavlardan birini indirdim ve çözmeye başladım. Türkçe'yi ve mesleki bilgiyi az hatalarla yapabildim. Ancak İnkılap Tarihini tahmin ettiğim üzere yapamadım. Branş sorularımda ayrı bir şaşkınlığa uğradım. Branş öğretmenleri kendi branşlarında da ne kadar zorlandıklarından bahsetmişti. Hatta biz bunları görmedik ki üniversite de sonradan mı eklendiler acaba diyerek şaşkınlıklarını dile getirmişti. Aynı şaşkınlığı ben de soruları görünce fazlasıyla yaşadım. Sınanan bir ingilizce öğretmeninin bilmesi gerekenlerin dışında ve üstündeydi. Ne üniversite öncesi hayatım boyunca (anadolu lisesi mezunuyum), ne üniversite hayatım boyunca ne de eğitim verdiğim yıllar boyunca rastlamadığım kelimeler duruyordu karşımda. Yabancı dilde diğer branşlar gibi oturulup çalışılacak bir şey yok. Kelime çalışılır derseniz evet ama hangi bir konuda hangi kelimeleri çalışacaksınız orası koca bir boşluk. Ancak ilginizi çeken bir konu hakkında bir şeyler okurken öğreneceksiniz ya da hayatta bir şekilde karşınıza çıkmış ve öğrenmiş olacaksınız. Bunların haricinde yapacak pek bir şey yok. Zaten bu kadar mesleki konulardaki kelimelere hakimseniz anadolu liselerinde harcanırsınız, en iyisi üniversitelerde mesleki yabancı dil öğretmeni olmak derim ben. Her neyse kısacası soruları yanıtlarken zorlandım hatta atmak zorunda kaldım. Deneme sınavıydı yaptığım ancak moralimi bozmuştu. Sınavın gereksiz olduğunu o an anlamıştım. Amaç kesinlikle yeterli öğretmenleri falan bulup Anadolu Liselerine tayin etmek değildi. Doğru yanlışı götürmüyor, Atsan tutsa kazandım diyeceksin. Branş sorularına verilen puan yetersiz, diğer konulara çalışıp branş dersinden 20, 25 soru yapsan oldukça yeterli bir puan almış oluyorsun. Yani neye göre kimi nereye atıyorlar koca bir soru işareti. Bu sınava giren binlerce öğretmenden kaçı atanıyor kaçı aldığı puana göre istediği yere atanıyor o daha karışık. Malum artık her mahallede Anadolu Lisesi var. Bizim okula girmek için alınan puan bir başka okula girmek için yeterli olmuyor. Bu sınav ile ilgili gerçekten büyük soru işaretleri var.

Bugün sınava girdim. İki günlük bir İnkılap Tarihi çalışmam oldu o kadar. Açıkcası çok iddialı girmedim. Sınavı görüp tanımak, ne yapabileceğimi görmek amacıyla girdim. Seneye kısmetse çalışacağım. Sınav süresi yeterliydi. Sorular tam da tahmin ettiğim gibiydi. Türkçe oldukça kolay geldi. İki günlük inkılap tarihi çalışmamın da faydasını gördüm. Mesleki bilgi sorularını 12 yıllık deneyimime dayanarak cevapladım. Branşıma gelince yine onlarca daha önce karşılaşmadığım kelime... Elbette şu anda öğretmenlik yaptığım okulda geçen 8 senenin verdiği bir eksiklik var. 8 yıldır past tense (geçmiş zaman) konusuna bile geçemediğim seviyedeki öğrencilere ders veriyorum. Sanırım körelmişim. Ama yine de ısrar ediyorum bu sınav gerçek bir değerlendirme değildir. Bu sınava göre sen Anadolu Lisesinde öğretmen olabilirsin sen olamazsın denmemelidir. Türkiye'nin her hangi bir yerindeki liseye 40 puan alan bir öğretmeni atayıp 80 puan alan bir öğretmeni bir diğer yerde yetersiz görmek ne kadar adildir?

Konu nerden nereye geldi. Bugün canımı sıkan bir şeyden bahsedip kapatacağım konuyu artık. Sınava girenlerin hepsi öğretmendi. Sınavı uygulayanlar da. Sınıfa en son gelen kişi başında türbanıyla gelip oturdu. Çıkartmasını bekledim ama çıkartmadı, sınavı uygulayan kişilerin müdahale etmesini bekledim, etmediler. Ben tepki vermek için derin bir nefes çektim ama sonra nefesimi yuttum. Sınavdan önce huzursuzluk çıkarıp, belki de ümidini bu sınava bağlamış olan bir kaç kişi bile olsa dikkatlerini dağıtıp huzursuzluk yaratmış olmak istemedim. O kişi hakkında tutanak tutulmalıydı. Belki de tutulmuştur diyeceğim ama sanmam. Buradan bunu da yetkili mercilere duyurmuş olayım. Resmi daireye devletin bir öğretmeni nasıl oluyor da kapalı girebiliyor? Biz de sınav uyguluyoruz okulumuzda ama bu konuda en ufak bir ihlale müsade etmiyoruz.

Kısacası eğitim sistemimizdeki sıkıntı ve çarpıklıklardan bir tek öğrenciler değil biz öğretmenlerde mağduruz. Bilginize.

 
Toplam blog
: 144
: 2928
Kayıt tarihi
: 30.10.06
 
 

İzmir Cumhuriyeti'nde yaşıyorum... Sarmaşık Sanat Atölyesi'nde ebru sanatı ile uğraşıyorum. En es..