Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Aralık '09

 
Kategori
Güncel
 

Anayasa Mahkemesi ne diyecek?

Anayasa Mahkemesi ne diyecek?
 

Konu ve konu mankenleri belli...


Anayasa Mahkemesi 2003 yılında bakın neler söylemiş:

''Türk devletinin vatandaşları arasında özel ve kamusal alanda etnik ya da diğer herhangi bir nedenle siyasal veya hukuksal ayrılık söz konusu değildir. Nitekim, Türk Milleti içinde yer alan farklı kökenden vatandaşlar arasında Türkiye'nin her yerinde yaşama, eğitim ve medeni haklar yanında seçme ve seçilme hakkından tam olarak yararlanma, istek ve başarılarına göre her türlü işte çalışma, Türk dil ve kültüründen faydalanma ve katkıda bulunma gibi konularda tam eşitlik anlayışı içinde hiçbir ayırım gözetilmemektedir.

'Ülke ve milletin bölünmez bütünlüğü'yle ilgili bu tarihsel oluşum, tüm anayasalarımızda vazgeçilmez ve ödün verilmez temel kural olarak yer
almıştır. Tarihin çok uzun bir gelişme süreci içinde gerçekleşip kaynaşma ve bütünleşmeye dayanan Türk Ulusu gerçeği ve olgusuna karşı ayrımcılığa, bölücülüğe, terör ve sonuçta yok olmaya yol açacak eylemler kabul göremez.''

''Anayasamız, Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesi Türk sayan birleştirici ve bütünleştirici bir milliyetçilik anlayışına sahiptir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, bu çağdaş milliyetçilik anlayışının belirgin niteliklerinden birini oluşturmaktadır. Bu bağlamda, Anayasa'ya göre, Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin hangi etnik gruptan olursa olsun Türk sayılması, onun etnik kimliğini inkar anlamında değil, devletine 'Türk Devleti', ulusuna 'Türk Ulusu' ve ülkesine 'Türk Vatanı' denen ve toplum yapısında çeşitli etnik gruplar bulunan ülkede bütün vatandaşlar arasında eşitliğin sağlanması ve çoğunluk içinde bulunan etnik grupların azınlığa düşmesini önleme amacına yöneliktir.

Bu nedenle, Anayasamız'a göre siyasal açıdan önemli olan soy değil; ulusal topluluktan olmaktır. Ulusal birlik, devleti kuran, ulusu oluşturan toplulukların ya da bireylerin etnik kökeni ne olursa olsun, yurttaşlık kurumu içinde ayrımsız birliktelikleriyle gerçekleşir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmezliği ilkesi azınlık yaratılmamasını, bölgecilik ve ırkçılık yapılmamasını ve eşitlik ilkesinin korunmasını da içerir.''

''Demokratik siyasal yaşamın vazgeçilmez ögesi olan siyasal partiler, vatandaşların bir kısmını çoğunluktan çıkarıp azınlık durumuna getirerek ulusu ve ülkeyi bölmeye, etnik köken ayrımını kışkırtarak silahlı ayaklanmaya çağırmaya, ulusun bireylerini, bölge halklarını birbirine düşman edip aralarında husumet yaratmaya yönelik eylemde bulunamazlar. Demokratik hak ve özgürlüklerden yararlanılarak, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne karşı gerçekleştirilen eylemler kabul edilemez. Bu durumda hak ve özgürlüklerin kötüye kullanılmasına engel olmak, devletin görevi ve varlık nedenidir.

Başlarken de belirttiğim gibi Anayasa Mahkemesi bunları 2003 yılında söylemişti.
Başka bir ifadeyle Bir partinin 3 Kasım 2002 seçimlerinde %34, 63 oyla iktidar oluşunun üzerinden 8 buçuk ay geçtikten sonra...

Anayasa Mahkemesi bunları durup dururken mi söylemişti?
Tabii ki hayır.
Verdiği bir kararın önsözleriydi bu açıklamalar.

Bilene, unutana 'hatırlatma', bilmeyene de 'öğrenme' imkanıydı...
Hatta isteyen 'küpe' bile yapabilirdi.
'Tın'lamadılar bile...

Şimdi Anayasa Mahkemesi buna benzer bir açıklamanın daha arifesinde.
Sözüm bir önceki (Yukarıdaki) açıklamalardan bir şey, hatta hiçbir şey anlamamış olanlara:
Belki tekrar niteliğinde bir açıklama olacak ama 'olacak'.
Bu sefer 'tın'layın.

Kimsenin, ben 'o şu bu' kısmını bilmiyordum deme hakkı veya 'kabul etmiyorum' deme lüksü yok. Bileceksin, uyacaksın.

Umar ve dilerim Anayasa Mahkemesi'nin açıklamalarından herkes kendisi bünyesinde olmayanları alır ve hazmetmeye başlar.

Konu ve konu mankenleri belli olduğu için 'ben bunun neresinden ne alacağım' diye tereddüt edenlerin olacağını sanmıyorum...

 
Toplam blog
: 660
: 862
Kayıt tarihi
: 15.04.08
 
 

Atatürk, cumhuriyet ve Türkçe sevdalısıyım. Hayatımda hiçbir konu veya olay karşısında 'keşke' de..