Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mayıs '12

 
Kategori
Güncel
 

Anayasa neden değişir? Ne değişir?

Anayasa neden değişir? Ne değişir?
 

anayasa ana ekonopolitik yönelimin üst hukukudur.


Anayasa’lar, olağanüstü dönemlerde, olağanüstü ekonomik kararlara, uygulamalara bağlı olarak alınan politik, hukuksal, kültürel, eğitimsel kararların bir bütüncesidir. Olağanüstülüğün sık yaşanmadığı gelişmiş kapitalist ülkelerde, anayasalar sık değişmez. Gerçekte, anayasalar, yasalar, yönetmelikler, kapitalist, özellikle bağımlı kapitalist ülkelerde çok da etkili, önemli, güçlü bağlayıcılıkları yoktur. Bir anda, sermaye sınıfı tarafından görevlendirilen silahlı ya da silahsız bir güç tarafından kolayca ortadan kaldırılıp, yerine yenisi yazılıp, uygulamaya konulabilmektedir. Dahası, “anayasayı bir kere delmekten bir şey olmaz” diyerek ya da “anayasa milletin kararlarından daha önemli olamaz” diyerek hiçe sayılabilmektedir. Anayasal ya da belirli alan yasalarının engelleri hiçe sayılarak ekonomipolitik uygulamalara devam edilebilir. Yasalar da hiçe sayılabilir, sayılabilmektedir. Örneğin, ülkemizde özelleştirmeler, çeşitli politik yargılamalar, HES’ler ve daha bir çok konuda merkezi ve yerel yönetimler yasa, anayasa ile uyumsuz uygulamaları tüm uyarılara, mahkeme kararlarına karşın sürdürdüklerini basından, muhalafet partilerinin, ilgili demokratik kitle örgütlerinin açıklamalarından öğrenmekteyiz.

Somutlarsak, 12 Eylül ekonomipolitik askeri darbe  24 Ocak Liberal,  özelleştirmeci, bağımlılaştırıcı,(bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler, bırakınız satsınlar, bırakınız sömürsünler)  işçi emekçi örgütlerini etkisiz kılmayı hedefleyen kararlar bütününü gözeten bir anayasa ile tamamlandı.

Anayasa, ana ekonomipolitik yönelimin üst hukukudur.

Günümüze değin süren bu anayasa bile yeni liberal, bağımlılığı tam bağımlılığa dönüştüren, satma özelleştirme uygulamalarını, sanata, bilime, silahlı emniyet kurumlarına kadar yayan uygulamalara tam engelsiz küresel sermayenin akışını, girişini, çıkışını sağlamayı amaçlayan, esnek, taşeron işçi emeğini korumasız, savunmasız kılmaya dönük ve en önemlisi başkanlık  sistemine geçerek, her liberal sömürgeci kararı bir kişinin dudakları arasına bağlayan bir ANAYASA yapılacaktır.
Bu anayasada küresel ve bağımlısı yerel sermayenin işçi karşısında güçlü konumlanması, işçiyi kolaylıkla sömürmesi, yapacağı her şeyi tam özgürlük içinde engelsiz yapması, her türlü kamu değerine el koyması, satması, dönüştürmesi, her türlü ürünün engelsiz ülkeye sokması, her türlü sermayeyi dışarı götürmesi için gerekli düzenlemeler çok yalın biçimde yapılacaktır.

Küresel sermaye ve ona bağlı yerel sermaye ciddi kriz içindedir. Bu kriz yapısaldır, döngüseldir, zorunludur. Aşmak için, en büyük yük bizim gibi bağımlı ülkelerin emekçilerine, çiftçilerine, toprağına yüklenmektedir. Aynı şekilde, bu yükü ülkeye yükleyecek siyasal güçler iktidar yapılmakta, kollanmakta ve korunmakta, bir anayasa yapmaları da bu nedenle istenmektedir.

Bu anayasada aynı zamanda, Ortadoğu projesine uygun davranabilmek için gerekli askeri, ekonomik, siyasal yönelimlere uygun davranabilmek için de gerekli maddeler konacaktır.

İşin özü, anayasa ile gelenler bize hayır getirmeyecektir.

Önlemenin yolu, tam bağımsız bir Türkiye’nin işçi, esnaf, köylülük, mühendis, doktor vb. ara sınıfların da tek çıkış yolu olduğunu kavrayıp, birlikte bu tam bağımsızlığı sağlamaktır. Tüm demokratik siyasal yapılar, örgütler, daha üst örgütlenmelerle birlikte bilinçle, demokratik siyasal çıkışlarla bu gidişi durdurmak zorundalar.
Küresel sermayenin saldırıları durdurulmalıdır.

Durdurulamazsa, tarihte olmadığı kadar çok şey yitireceğiz. Yalnız biz, Türkiye, değil, bölge de çok şey yitirecek.

 
Toplam blog
: 47
: 781
Kayıt tarihi
: 26.08.11
 
 

"Ya Bilim ya da Kaos ve Ölüm" Türkçe, dil, dilbilim, dil eğitimi çalışma alanlarımdır. Eğitim, kü..