Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mayıs '09

 
Kategori
Siyaset
 

Anayasa’nın “Sivil” sürümü…

Anayasa’nın “Sivil” sürümü…
 

Kaynak:Bülent Düzgit Hürriyet Gazetesi... http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/11621890.asp?yazarid=4


Öncelikle anayasa konusunda <ı>“Sivil” ve <ı>“Askeri” tanımlamalarını ne yazık ki anlamakta zorluk çekiyorum. Çünkü gerek 1961 anayasası gerekse 1982 anayasası <ı>“Kurucu Meclis”ler tarafından hazırlanmıştır. 1982 anayasası ayrıca halkoyuna sunularak kabul edilmiştir. Dolayısıyla bu anayasaları <ı>“Sivil” veya <ı>“Askeri” ya da <ı>“Darbe” anayasaları demek aklıma uygun gelmiyor.

Diğer taraftan bu anayasalarda <ı>“Darbe”lerin etkisi var mıdır diye soracak olursak, elbette vardır.

Bugüne gelince…

AKP iktidarı, adına <ı>“Sivil” dediği yeni bir anayasa çalışmaları içine girmiştir.

Soru şu: TBMM yeni ve sivil(!) anayasa yapabilir mi?

Kuşkusuz, var olan anayasanın 6. Maddesine bakmak gerekir. [1]

<ı>“Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletin” ise ve bu egemenliğini <ı>“Yetkili organ” olarak TBMM çatısı altında kullanıyor ise, elbette yeni ve adına da <ı>“Sivil” denilecek anayasayı yapabilir.

Ancak; yeniden yapacağı <ı>“Anayasa”yı da mevcut ve yürürlükte olan <ı>“Anayasa”nın çerçevesinde kalarak yapmak zorundadır. Anayasa’nın 6. Maddesinin 3. Fıkrasında <ı>“…<ı>Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz” demektedir.

O halde, yine mevcut anayasanın ilk üç maddesi yerinde durmak kaydıyla yeniden bir anayasa yapmak olanağı her zaman vardır. Zaten bugüne kadar mevcut anayasanın bazı maddeleri, ilk üç madde ve başlangıç bölümü ile çelişkiye düşmemek üzere değişikliğe uğramıştır.

O zaman şöyle bir soru sormak gerekir…

Peki, bu kadar gürültü niye?...

Zaten tüm gürültü de bu soruya verilecek cevabın için saklı.

Anayasa’yı <ı>“Yeniden” ve <ı>“Sivil” olarak yapmak mümkün, ancak bu işin ülke genelinde, ortak akıl, katılım ve kabulle yapılması zorunludur. Aksi halde <ı>“Ben yaptım oldu” anlayışı ile yeniden yapılacak anayasa da bir başka <ı>“Darbe” anayasası olur.

Nedenini açıklamak da oldukça basit… Mecliste <ı>“Sandalye çoğunluğu”, “Millet iradesini” aynı oranda temsil etmemektedir.

Şimdi<ı> “Sivil anayasa yapacağım” diyen ve <ı>“İktidar” olan parti, ilk meclise girdiğinde 370 sandalye ile iktidar olmuşken, bir sonraki seçimde 340 sayısına inmiştir. Bundan sonraki seçimde daha aşağı inmeyeceğini kim garanti edebilir ki?

Millet, <ı>“Egemenliğini” kullanırken bir partiye <ı>“İktidar” gücü vermiştir. Bu bir <ı>“Yönetme yetkisi”dir, <ı>“Muktedir olma” yetkisi değildir. <ı>“İktidar” olabilirisiniz, ancak gücünüz her şeye yetmez, o güç, milletin ta kendisindedir.

Özetle söylemek gerekirse, TBMM elbette <ı>“Yeni” denilebilecek anayasayı yapabilir. Ancak yapılacak olan işlemin hukuk karşısındaki tanımlaması <ı>“Anayasa değişikliği” olmaktan öteye gidemez.

<ı>“İktidar gücü” ile eğer anayasansın başlangıcı ile ilk üç maddesinde, devletin şekli ve niteliklerini de içine alan bir değişikliğe giderseniz, bunun adı da <ı>“Sivil darbe” anayasası olur ve bir şekilde <ı>“Yasalaştırabildiğinizi” varsayacağınız <ı>“Yeni anayasa” da <ı>“Millet iradesini” oluşturmaz.

Diğer bir yandan…

<ı>“1982 anayasası değiştirilmeli mi” sorusuna cevap olarak <ı>“Elbette… Devletin şekli ve niteliği ile oynanmadan… Her zaman” gerekli değişiklikler yapılabilir. Bir farkla ki, anayasa dediğiniz öyle her istediğinizde değiştireceğiniz bir yasa da olmamalı.

Dahası, <ı>“İktidar gücünü”<ı> eline geçirenin, kendi istekleri doğrultusunda da değiştirilememeli…

O zaman yapılacak tek şey kalıyor geriye…

Gerçek <ı>“Millet iradesini” yansıtacak, hukukun üstünlüğünü sağlayacak, milletin geneline yakını tarafından da kabullenilecek <ı>“Yeni” yasa olması için geniş bir uyum anlayışı ile hareket etmek zorunludur.

Bu sağlanırsa, <ı>“Sivil anayasa” olur, değilse bir başka <ı>“Darbe” anayasasından öteye geçmez…

<ı>11 MAYIS 2009


[1] <ı>VI. Egemenlik

<ı>MADDE 6.– Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.

Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.

Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..