Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ekim '14

 
Kategori
Anılar
 

Anı yaşamak mı, anılarda yaşamak mı?

Anı yaşamak mı, anılarda yaşamak mı?
 

Belki bir örnek giyinmiş ama 'tek tip' olmayan çocuklar.


Hep söylediğim gibi, eski fotoğraflar, eskimeyen zaman makineleridir, sizi alır bugünden geçmişe taşırlar.
Peki sürekli eski fotoğraflara bakıp da, bu zaman yolculuğunu geçmişe doğru yapan insan, gerçek hayatta 'an'ları ıskalar mı?
Ya da şöyle sorayım, ''İnsan anı mı yaşamalı yoksa anılarda mı?''
Anı yaşayan insanlar denilince benim ilk aklıma gelenler, Çingenelerdir. İzmit'te Kozluk Mahallesi'nin tepelerinde, Üsküdar Selamsız'da, Alemdağ'da ve hatta Rusya'da gördüğüm Çingenelerin en dikkatimi çeken özellikleri, kesinlikle yarın kaygısı olmadan sürdürdükleri hayatlarıydı.
''Hayatta bir tek an vardır o da içinde bulunduğumuz andır'' diyen Çingenelerin, vur patlasın çal oynasın tadında dünya görüşlerine, asla onlar gibi olamayacağımı bilsem de hep özenmişimdir.
Belki kimilerinize ''Yok artık o kadar da kaygısızlık iyi değil'' dedirtse de, birçoklarınca 'kadercilik' olarak da değerlendirilebilecek bu rahatlık, aslında bana Rusların bir sözlerini anımsatır ; ''Tanrıyı güldürmek istiyorsan ona yarına dair planlarından bahset...''
Değiştiremeyeceğin şeyleri boşu boşuna kafaya takarak, kendini yormaktansa, her şeyi oluruna bırakmak bir yerde ne de rahatlatıcıdır değil mi?
''Her şeyde bir hayır vardır...'' diyerek yürüyüp gitmek...
Belirlediğim konu başlıklarına uygun fotoğraflar toplayarak onları uygun kutulara koyduktan sonra, yanlarına da ufak notlar bırakıp, gelecekte öykülere dönüştürme çabası içerisindeyim.
Bana bile ''Nasıl oldu da aklıma geldi bu?'' dedirten konu başlıkları olduğu gibi, oldukça yalın başlıklar da mevcut.
Tabi bizim fotoğraf koleksiyonerleri aleminde, ''Kardan kadın'' fotoğrafları toplamak için yola çıkıp da, daha tek bir fotoğraf bile bulamamış koleksiyonerlerin yanında, benim konu başlıkları bazen çok sıradan bile kalabiliyor.
Her neyse, işte yukarıda bahsettiğim bu başlıklardan bir tanesi de, aynı karede birbirlerinin tıpkısının aynısı kıyafetleri giymiş insanların fotoğraflarını toplamaktı.
Kadın, çocuk, erkek, oldukça kalın bir klasörü dolduracak kadar fotoğraf, yanlarında ufak öykülerle birlikte ileride kullanılacakları günü beklerlerken, geçenlerde elime 2003 tarihli 'Geniş Açı' adındaki fotoğraf dergisi geçti.
Derginin, 'Nostalji' adını koyduğu köşesinde Burçak Evren'in konu başlığını gördüğümde ise, ne yalan söyleyeyim kısa bir şok geçirdim.
'' Bir örnek elbise''
Meğer Burçak Usta, benden bir on yıl kadar önce bu 'Pişti' olayını yazmamış mı?...
Önce tüm hevesim kaçar gibi olduysa da sonradan, ''Ne olacak, o zaman ben de bu olayın öyküsünü yazarım'' diyerek kendi kendime teselli verdim.
Anılardaki fotoğraflarda bir örnek elbise giyenlerin durumlarını analiz eden Burçak Evren, bunu o yıllarda içinde bulunulan ekonomik koşullarla açıklamayı tercih ediyor.
Tasarruf için 'Yerli Malı' haftalarında mahallenin terzisine toptan, evin tüm çocukları için verilen bir örnek kıyafetin daha ucuza çıkmasının, fotoğraflardaki bu durumun en belirgin sebebi olduğuna dikkatimizi çekiyor.
Eh madem 'anılar' kısmını Burçak Evren yorumlamış, ben de o zaman bari 'anı' yorumlayayım.
Ekonomik zorunluluklardan 'bir örnek' giyinirken, zamanla rahata kavuşan insanların bırakın sadece bir örnek giyinmelerini, herkesin tek bir ağızdan konuşuyormuşcasına aynı sözcüklerle, aynı bakış açıları ile 'tek tip' haline gelmeleri, hayatı ne kadar da sıkıcı kılıyor.
Anı fotoğraflarının, siyah beyaz renkler içinde bir örnek kıyafetleri ile gülen yüzlerini, günümüzde tek bir ağızdan konuşan, sıradan ve hep aynı cümleleri kullanan insanların renksiz dünyaları ile kıyaslıyorum da...
İnsan yaşamının her anında, güzel anılar biriktirmek için çabalamalı ki, ileride dönüp geçmişine baktığında bunun tadını çıkartabilsin.

 
Toplam blog
: 344
: 1122
Kayıt tarihi
: 22.07.09
 
 

Okur yazarım. Okur yazarlıktan kastım, okuduklarımı yazmamdır ki, bu yazılarımı genellikle 'kitap..