- Kategori
- Ankara
Ankara karaya bürünürken
Bir başkadır akşam çöküşleri. Mavi bulutlar kararır önce. Güneş tepenin arkasını tutmak üzeredir. Kuşlar da her zamanki telaşının kat, kat üstünde bir telaş. İş dönüşü, okul çıkışı eve gidiş vaktidir. Çocuklar babalarının, kadınlar eşlerinin yollarını gözlemektedir. Ankara’da böyle olur akşamlar. Gecekondu mahallesindeki çocuklar akşam ezanı okunmadan, yâda annelerinin çağırmalarını duymadan eve gitmezler. Onların oyun yeri ya yakındaki şehir çöplüğü yâda az ötede akan cılız ve pis kokulu derenin yanıdır. Yaz geldi mi kurbağa sesleri doldurur dere kenarını. Zaten az ve kirli olan suyu iyice azalır ve daha da kirlenir. Ama çocuk bunlar varoşta da olsa, en zengin semt parkında da olsa oynayacak. Biraz su biriken çukurlarda taş sektirmek, tek tük ağaçların arasında ve arkasında saklambaç oynamak en büyük eğlenceleri. Bir başka çöker Ankara varoşlarına akşam. Güneş gecekondu, zengin semti ayırmaz herkesin penceresi kadar aydınlatır odaları. Yâda zamanı geldi mi çeker gider.
Bir başkadır akşam çöküşleri, mavi bulutlar kararır önce, serin bir rüzgâr ürpertir içinizi sonra. Elleriniz bir bardak sıcak çayı özler, bir dost bakışına hasret fersiz gözleriniz dumanlanır aniden. İçinizi efkâr basar soğuk akşam çöküşlerinde. Eski TRT binasının önünden geçer Ulus’ a doğru vurursunuz yola. Kafanız çakır keyiftir. Koltuğunuzda “Cumhuriyet” gazetesi, dudaklarınızda “Mahur Şarkı”. Varoşlarda yaşamanız koymaz atık size. Son trenin çığlığı eşlik eder uzun yol boyunca. Kediler atlar çöp tenekesinden önünüze. Işıkları kararır tek, tek karaya bürünür Ankara.