Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ocak '17

 
Kategori
Öykü
 

Anne-oğul

Anne-oğul
 

İşinde yorulan bir anne eve geldiğinde evinin işleri ile uğraşmaktaydı. Günün yorgunluğu, aklında bitmemiş işleri, planları ve hayalleri ile akşam yemeğini hazırlıyordu. Tam o sırada kapı çaldı. Okuldan oğlu gelmişti. Öyle heyecan içindeydi ki gün içinde biriktirdiği ne varsa bir çırpıda annesine anlatmak istiyordu. Yetişmesi gereken işlerini bıraktı anne oğlunu dinledi. Beden dersinde ne olmuştu, İngilizce Öğretmeni ne demişti, öğlen yemeğinde ne çıkmıştı, arkadaşı ile nasıl da satranç oynamıştı. Hepsini öğrendi anne. Düşündü içinden. Bir beden dersinde ne olabilirdi ki en fazla. Ne önemi vardı tüm bunların, ocakta pişmesi gereken yemeğe yetişmeliydi oysa. Ama yavrusunun heyecanını bastırmak istemedi. Tüm gücüyle ilgili göründü. Çocuklar anlar mıydı yapaylığı? Anlamaz olur muydu? Kendi çocukluğundan biliyordu.

Bir fırsatını bulup mutfaktaki işlerini halletti. Çamaşır katlamaya geçip oğluyla sohbete devam etti. Uzmanlar “Çocukla iletişim kurarken; başka bir işle uğraşmadan direk çocuğa odaklanın” demiyor muydu? Hayır hayır bunu kendisi söylemişti yaptığı toplantılardan birinde velilerine. İşte!  Yine, olması gerekenler ama gerçekleştiremedikleri arasında sıkışıp kaldığı düşünceler arasında kaldı. Oğlunun kahkahası ile sıyrıldı bu düşüncelerinden.

-‘Anne, o pantolonu ters katlıyorsun!’ diyerek gülüyordu oğlu.

Anne de katıldı. Hep birlikte abartılı kahkahalarına devam ettiler bir süre. Bu anları seviyordu ikisi de. Çılgınca gülüp anlamsız şekillere giriyordu bedenleri. Bir süre sonra çocuk odasına geçip oyuncakları ile oynamaya başladığında anne kendi iç sesi ile baş başa kaldı. Yapmak istediklerini geçirdi aklından önce. Ardından gün içindeki gerekli gereksiz tüm konuşmalar zihnine üşüşüverdi annenin. Kendini mutsuz ve gergin hissettiğini fark ettiğinde sıyrıldı düşüncelerinden, işlerini yapmaya devam etti. Oğlu televizyonu açmış çizgi film izliyordu. Katladığı çamaşırları yerlerine yerleştirmek için odadan odaya dolaştı bir süre. Banyoyu temizledi. Masayı hazırladı. Bir süre dinlenmek ve oğlunun çizgi film izlemesine katılmak için koltuğa uzandığında kapı çaldı. Eşi gelmişti, yine elinde market poşetleri ile, evdeki bu anı seviyordu. Eşinin eve eli boş gelmemesi ile çok gururlanıyordu. Çocukken babasından görmediği bir eylem, kendi aile hayatında güzel bir alışkanlığa dönüşmüştü.

Hep birlikte sofraya oturduklarında oğlan yine başlamıştı anlatmaya. Artık bildiği hikayeleri ikinci kez dinlemenin rahatlığı ile anne yemeğini yemeye koyuldu. Arada oğlunu yemeğini bitirmesi için uyarmayı da ihmal etmeden.

Yemekten sonra herkes bir köşeye çekildiğinde oğlu ödevleri için yardıma istemeye gelmişti yine annesinden. Biraz uğraş çokça sinir harbi eşliğinde ödevini bitirdiğinde anne uyku saatinin gelmesinin rahatlığı ile bilgisayarının başına oturdu ve yazılarına devam etmek istedi.

-‘Anne, seninle harfler konusunda konuşalım mı baş başa’- diyen oğlu,  minik  eliyle annesinin omzuna dokunuyordu.

Birlikte yatağa geçtiler. Alfabedeki 29 harfi saydılar. Annesi okuma ve yazmanın nasıl gelişeceği konusunda örnekler anlattı. Sömestr tatilinde günlük ve hatıra defteri almayı teklif etti oğluna. Günlük ve hatıra defteri nedir ne işe yarar uygulamalı anlattı ona. Sonra oğlunu öptü. Uyumadan önce bunlarla neler yapacağını düşünmesini istedi. Işığı kapattı. Odadan ayrıldı.

Bilgisayarın başına geçtiğinde ne yapacağını biliyordu. Yeni bir sayfa açıp, şu an son cümlesini okuduğunuz yazıyı kaleme almaya başladı.

DİLEK SÖYLEMEZ

17 Ocak 2017

http://www.dileksoylemez.com

 
Toplam blog
: 74
: 382
Kayıt tarihi
: 13.01.17
 
 

Kitap: EBEVEYNLİK NOTLARI - Kitapyurdu sitesinde satışta E-kitap: Kişisel Gelişim Değil..