Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Haziran '09

 
Kategori
Güncel
 

Anoz- Menapoz

Anoz- Menapoz
 

Keşke hep genç kalınsa değil mi?


Kadınlarda aylık adet kanamalarının doğal yolla bitmesine tıp dilinde menapoz denmektedir. Bu süre içinde yumurtalıklar, iki kadınlık hormonu olan östrojen ve progesteron salınmasını yavaşlatır ve bir süre sonra da üretimini durdurur

İleri yaştaki erkeklerde ise, erkeklik hormonundaki düşüşe de (testosteron) anoz deniyor tıp dilinde. Bunlar insanların yapısında normal değişimlerdir.

Diyeceksiniz ki şimdi durup dururken bu da nereden çıktı?

Bugünkü Milliyet Com.Tr de, AKP G. Başkan Yardımcısı Dr. Şükrü Ayalan, "Mevcut duruşu sağlıklı bir görünüm arz etmeyen, CHP mercekle satır aralarında kriz arama alışkanlığından vazgeçmeli. Çözüm üretmek yerine krizden ve gerginlikten medet uman, yıllardır değiştirmediği bu tutumu nedeniyle tabanı da giderek daralan, hizip partisi haline gelen, menapoz-anoz sendromu etkisindeki yöneticiler tarafından idare edilen CHP, ülkemizin temel sorunlarından da adeta bihaber bir tutum içindedir" diyerek CHP ye yukarıdaki benzetmeleri yapıvermiş.

Siyasette üsluplar AKP sayesinde iyice kirlendi. Sn. Başbakan da neden AK Parti denilmiyormuş partisine de, AKP deniliyormuş diye günlerdir konuşup duruyor. AKP diyenler terbiyesizmiş. Yani ben şimdi terbiyesiz oldum vah vahhhhh!

Bu günlere kadar bunu dile getirmedi de, şimdi neden?

Neden, diye düşünmek bile istemiyorum şahsen. Bir kere tüm partilerde bu P vardır. CHP, MHP, DSP gibi.. CH veya MH nin tek başlarına anlamları olamaz. Hiç bir parti de bugüne dek bunu söz edip, kimseyi edepsizlikle suçlamadı. Zira partilerin kısaltılmış amblemleri, isimleridir bunlar ve böyle telaffuz edilirler.

(Sn. Başbakan partisinin adını belirlerken Adalet ve Kalkınma Partisi olarak değil de o zamanlar AK olarak belirleyiverseydi. Bizlerde kısaca AK Parti diyebilirdik o zaman. Neyse, bunları geçelim şimdi.)

Bir partinin genel başkan yardımcısına hiç yakışmayan, çirkin benzetmeler bunlar. Ben şahsen ayıpladım. Esasen, siyasetteki üslup edepsizliğe vardı artık. Bu nedir ya!

CHP nin gerçekleri ortaya çıkartması ve iktidarın oylarının düşmesi, yanlışların halka anlatılması belki çileden çıkartabilir kendilerini ama onların bu şekilde hayasızca, gençlere de kötü örnek olan hakarete varan sözleri söylemelerine hak tanımaz.

İktidarlar, muhalefet partilerine hakaretler yağdırmak için değil, halka hizmet için bulundukları makamlardadırlar. Makamlarına yakışır tutum içinde olmaları da etik gereğidir.

AKP gençliği de büyüklerini örnek alarak Facebook ta ve bazı sitelerde, hakaretlerin daniskasını yazıyorlar. Bunlar birer marifet değil, resmen terbiyesizliktir. Ben CHP nin avukatı değilim elbette ama sizin bu şekilde gençler yetiştirmenizi de şiddetle kınıyorum. (Tevekkeli değil büyükler boşuna söylememişler terbiyenin okulu yoktur diye.)

Hangi parti olursa olsun bu üslupları hak etmez. Ayıptır. İşte sayın vekil bey, üzüm üzüme baka baka kararırmış derler ya, aynısı oluyor.

Kriz çıkarmak ya da çıkarmaya çalışmak en hafif ifadeyle davranış bozukluğunu ve bozuk ruh halini yansıtmaktadır. CHP şu an tam anlamıyla bu durumdadır" demiş beyefendi.

Şimdi sormak istiyorum o sayın vekile, bu söylediklerinize gerçekten inanarak mı söylüyorsunuz acaba? Yoksa Sn. Başbakana yaranmak için midir? Doktorsunuz biliyoruz ama, teşhisi yanlış tarafa koyuyorsunuz.

Bakınız yandaş gazetelerinizden Zaman yazarı Hüseyin Gülerce bile köşesinde ne yazmıştı.

“Şahsen Sayın Başbakan'ın sert tavırları bende endişe uyandırmıyor değil. AK Parti'ye, AKP diyenlere, "edepsiz" damgası vurulmasının âlemi nedir? Sakin, yumuşak bir üslûpla, "partimizin gerçek adı budur. Doğrusunun söylenmesi bizi memnun eder gibi bir şey dense ne olur?” AK Parti, bu ülkede demokratikleşme, istikrar ve büyüme adına, gerçekten çok şey ifade ediyor. Nimetlerin kıymeti bilinmezse, bir süre sonra elden uçup gidiyorlar.

Demek ki artık yandaşlarınızın bile bu söylemlerinizin karşısında sizlere bir şeyler hatırlatma gereğini duymaya başlamışlar. O zaman biraz düşünün derim.

Ahmet Hakan’a geçmiş olsun.

Eskiden yazılarını pek okumazdım çünkü taraf tutar gibiydi. Son zamanlarda ise ne yalan söyleyeyim tiryakisi oldum sayılır. Onun eksikliği Hürriyet’te hissediliyor. İnşallah çabuk iyileşir ve yeniden yazmaya başlar. Onu özleyeceğiz.

Oooo! Ben bu satırları yazarken saat sabahın 3 ü oldu. Hürriyete bir habere tekrar bakmak için girdiğimde Ahmet Hakan’ın yazısı çıkmıştı. Tabi bir solukta okudum. O zaman tekrardan geçmiş olsun ve yuvana hoş geldin sevgili Hakan diyeyim bari. Nazara geldin her halde.

Hürriyet Gazetesinin kampanyası

Yalçın Doğan’ın haberinde aile içi şiddetin önlenmesi için Hürriyetin başlattığı kampanya uluslar arası sözleşme olacakmış. Bunun için Hürriyeti kutlarım.

Aile içi şiddette acaba ensest ilişkilerde girecek mi onu merak ettim.Herkes biliyor ki dünyanın en medeni ülkelerinden neredeyse başta olan İngiltere’de bir baba, yıllarca öz kızını mahzene hapsetmiş ve tecavüz etmişti.İnşallah bu çarpık ilişkilerde AHM tarafından ele alınır.

Bu günlük te bu kadar yazmış, düşüncelerimi sizlerle paylaşmış olayım. Tüm sevgiler sizlerle olsun…

 
Toplam blog
: 375
: 801
Kayıt tarihi
: 30.04.08
 
 

İstanbul Kadıköy doğumluyum. Herhangi bir menfaat grubuna bağlanmadan, açık fikirli, dürüst, önya..