Antisiyonist yardım

Anayasayla, yasalarla sınırlı bir hür irade sahibidir insan.

Ve benim hayatın her noktasında olması gerektiğine inandığım bir ilkem var.

İnsan hür iradesiyle bir karar verir ve sonucuna müspet de olsa menfi de, kendisi katlanır, katlanmalı.

Yani karar veren , sonuç menfiyse şayet, faturayı kendisi ödemeli.

Yetki ve sorumluluk beraber olmalı. Hukuk da böyle işler zaten

Yetki birisinde sorumluluk başka birisinde olursa , bu tam olarak zırvadır..

Davulu taşıyan tokmağı da taşımalı.

Gelelim sadede..

İnsani yardımcı adıyla anılan grup bir karar vermiş Gazze’ye yardım.

İyi, güzel, hoş hür iradenizle riski yüksek bir teşebbüse kalkıştınız .

Evet ama sizin bu yardım kararınız yalnız sizi sıkıntıya düşürmedi ki Türkiye’yi, Türk halkını sıkıntıya düşürdü buna hakkınız var mıydı….

Yani faturayı neden biz ödüyoruz ki? Bunu anlamak mümkün mü?

Devlet güdümlü bir yardım olsa faturasına hepimiz katlanalım, nihayet devletin yaptığı o devletin tüm vatandaşlarını bağlar.

Buna hakkınız yoktu, Türkiye’yi sıkıntıya sokmak bir sivil toplum kuruluşunun hakkı olamaz.

Dış işlerini ilgilendiren meselelerde özgürlükler de devletin kısıtlayıcı kontrolüyle sağlanmalı.

Hatırlarsanız daha önce de iki senaristin İsrail karşıtı senaryoları sebebiyle ilişkiler gerilmişti.

Siz komşu ülkelerle ‘yurtta sulh cihanda sulh ‘ilkesiyle iyi ilişkiler peşinde olsanız kaç yazar.

Gelelim hükümetin ve dışişleri bakanlığının bu meseledeki sorumluluğuna.

Tc vatandaşları katledilmiştir.

Devlet vatandaşının canını koruyamamıştır.

Sorumlu devlet, sorumlu devlet adamlığı, ya vatandaşlarını bu riskli mayınlı sahaya göndermezdi veya gönderiyorsa , buna izin veriyorsa, onların can güvenliğini sağlardı.

Neresinden söz etmeli ki

Bir yandan korsanca baskın ve saldırıyı yapan İsrail

Öte yanda gelmeyin diye İsrail tarafından uyarılan ve buna rağmen çocuklarını bile adeta canlı kalkan gibi gemiye bindiren anti siyonistler

Ve tüm bu olanları öngöremeyen , baskına kadar seyreden bir devlet

One minute den sonra bakalım neler olacak.

O malum çıkış bir silah çekişti İsrail’e karşı. Gönülleri de okşamadı değil.

Bakalım silahı ateşleyecek mi Sn Erdoğan.

Eğer silahı çıkardıysanız, onu ateşlemelisiniz, yoksa hiçbir inandırıcılığınız, itibarınız kalmaz.

Uluslar arası arenada bir güruh olursunuz o kadar.

Ne ‘one minute’ çıkışı doğruydu. Diplomasi ince iştir, ciddi iştir.

Ne bu malum sivil inisiyatifin kalkışması. Bir yardım gidecekse bu devlet kontrolüyle yapılmalıydı.

Ne İsrail askerinin vatandaşlarımızı katli.

Ne Türkiye’nin bu girişime seyirci kalması

Neresinden sözetmeliki.

Biz canını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet dileriz ancak.

Allah rahmet eylesin.

İbrahim Erol

gazete54.com