Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Şubat '10

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

AP’den Türkiye’ye Muhtıra-1 (Kıbrıs Başlığı)

AP’den Türkiye’ye Muhtıra-1  (Kıbrıs Başlığı)
 

Dün Avrupa Parlamentosu resmen Türkiye’ye demokrasi muhtırası gibi tavsiye kararı aldı. Yapılacakları baktığımızda Türkiye’de hiç mi demokratik çalışma yapılmamış, bunca yıldır gelen iktidarlar ne ile uğraşmışlar diye düşünmemek elde değildir.

AP’nin tavsiyelerini sıralamak istiyorum hem belge olarak bloglarda kalsın ki ilerde ne kadar yol kat etmişiz takip etmesi kolay olsun. Tamamlanan her tavsiyenin üzerine de çarpı atarız.

Tarih : 10.02.2010

Avrupa Parlamentosu (AP) genel kurulu, Hollandalı Hristiyan Demokrat Ria Oomen-Ruijten tarafından kaleme alınan Türkiye karar taslağını büyük oy farkıyla kabul etti.

Raportör Oomen-Ruijten’in bizzat sunduğu değişiklik önergesini son dakikada çekmesiyle, Türkiye aleyhine ağır ifadeler içeren Kıbrıs paragrafı belgede aynen korundu.

Belgede, Kıbrıs’taki müzakerelere katkı için Türkiye’den “adadaki askerlerini derhal çekmeye başlaması, KKTC’ye yerleşen Türk vatandaşları sorununu çözmesi ve kapalı Maraş bölgesini Rumlara açması” istendi.

Kabul edilen bir değişiklik önergesiyle Kıbrıs’ta BM gözetimindeki kapsamlı çözüm müzakerelerini aktif olarak desteklemesi için Türkiye’ye yapılan çağrı, ilgili tüm tarafları kapsayacak şekilde genişletildi.

Sayın başbakan eminim bugün AP’ye fırça atacaktır. Ama diplomasi zamanında yapılan hamlelerle olur, sonradan bağırıp çağırmak bolca sinir yapar ama birşey kazandırmaz.

AKP hükümeti üyelik sözleşmesi imzalarken AB tarafından alınan sözde Kıbrıs dayatılmayacaktı? Bu tavsiyeye göre Türkiye resmen Kıbrıs’ta işgalci konumunda ve sanki anlaşmaya yaklaşmayan Türkiye imiş gibi aktif destek isteniyor. Adadan derhal asker çekilmesi konusu da çözümsüz gibi duruyor. Eğer AB’nin tavsiye ettikleri yapılırsa ve egemenlik ve tek devlet olarak rum kesimi tanınacaksa bizim orada yıllardır ne yaptığımız neydi?

Buradaki geçmiş hükümetlerin en büyük hatası Kıbrıs Rum Devleti AB’ye başvurduğunda ve üyelik müzakereleri başladığında bu konuda net politika belirlememesinden ileri gelmektedir. Hatta o yıllarda Türkiye’nin tek taraflı olarak gümrük birliği anlaşmasını kabul ettiğini düşünürsek ne kadar kötü / günübirlik/ plansız dış politika stratejileri ürettiğimizi ve hatta üretemediğimizi göstermektedir.

Diyelim ki Kıbrıs Rum Kesimi’nin tek temsilci gibi AB’ye başvurusu ve müzakerelerini kaçırdık . Tam üye olarak kabul edildiği sırada Türkiye AB ile görüşmelerini askıya alması ve Kıbrıs Rum Kesimi AB üyeliği kazandığı anda Türkiye – AB ilişkilerinde geri dönülemez şekilde nota gönderilmesi gerekirken AKP hükümeti AB’ye üyelik müzakerelerini başlatmak amacıyla bunu göze alamamıştır. -AKP hükümeti kurar kurmaz AB kapılarında koşturmasının altında neler olduğunu da bilen bilir. Ben dile getirmek istemiyorum. Bu AKP’nin demokrasi şovalyesi olduğundan dolayı olmadığı kesindir. -

Bizim diplomasimiz “ Kıbrıs Rum Kesimi AB üyesi olduğu anda Kıbrıs Türkiye için bitmiştir” i göremeyecek kadar basiretsiz davranmıştır. Çünkü Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında rum kesimi adayı AB’ye üye yapmıştır. Bu durumda Türkiye adada ve dolayısıyla AB topraklarında işgalci gibi görünmüştür. Ve bu rum ve yunanlıların büyük diplomatik başarı öyküsüdür.

Böyle bir başarısızlık inanılır gibi değildir. En kritik hata Kıbrıs’ı AB’ye üye yaptırmaktır. Türkiye’nin “Kıbrıs Cumhuriyetini Temsilen Kıbrıs Rum kesimi’nin muhatap alınıp AB’ye üye yapıldığı anda AB- Türkiye ilişkileri biter” notası bu işi o anda çözerdi. En azından Kıbrıs Rum kesimi ile Türk tarafı arasında sorunlar çözülmeden üyelik engellenmeliydi.

Türkiye golü yemiştir hem de uzatmalarda. Bunu durumu artık hiçbir diplomatik hareket çözemez.

Geçti Bor’un pazarı.

 
Toplam blog
: 105
: 3914
Kayıt tarihi
: 05.11.08
 
 

İ. Ü. İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler 1989 mezunuyum. 1993'ten beri uluslararası fındık ..