Apollo 18'in esrarengiz uçuşu

Yalancı belgesel veya kamera kayıtları görüntüleri korku ve gerilimin böyle giderse alt türü olmak yolunda ilerliyor. “Blair Cadısı”, “Paranormal Aktiviteler” gibi korkutan filmlerin titrek, grenli, sıçramalı, kopmalı görüntülerinin verdiği gerçeklik duygusu bu kez uzayda esrarlı bir Apollo projesinde karşımıza geliyor. Filmin projesi inandırıcı olabilecek parlak bir fikirden yola çıkıyor. Apollo 11’in 1969’da aya inmesinden sonra JF.Kennedy döneminde planlanan fakat gerçekleşmeyen Apollo uçuşlarının eksik parçasını “gerçekleşmiş” gibi gösteriyor. “Apollo 18” resmen gerçekleşmemiş olarak bilinmesine karşın çeşitli komplo teorilerine açık bir konu oldu. Bu görüşü kuvvetlendiren Kennedy’nin arşiv görüntülerinden alınan konuşması finalde veriliyor. Böyle bir uçuş için seçilmiş astronotların çeşitli kazalarda yaşamlarını kaybetmiş olmaları ve cesetlerinin hiçbir zaman bulunmamış olması komplo teorilerini destekliyor. Hatta NASA’nın hiçbir zaman aya inmediğine dair yazılmış kitaplar bile mevcut.

Filme dönersek 1973 yılında Apollo 18 içinde üç astronot özel bir görev ile aya gönderilir. Özgürlük adındaki kapsül yörüngede kalırken Bağımsızlık aya iniş görevini tamamlar. İniş sonrası aya ayak basan Nate ve Ben kendilerinden önce iniş yapmış ve terk edilmiş bir Sovyet uzay gemisi ile karşılaşırlar. Gemi terk edilmiş, aletler sökülmüştür. Ve içerde kan izleri vardır. Bir takım sesler ve belli belirsiz hareketler ayda yalnız olmadıklarının işaretlerini taşımaktadır.

“Gece Nöbetçisi-Night Watch” filminin başarısından sonra Hollywood yolunu tutan Gürcü yönetmen Timur Bekmambetov’un yapımcılığını yaptığı filmin yönetmeni İspanyol Gonzalez Lopez- Gallego. Gerilim dolu bir öyküyü anlatan “Dağların Hakimi” ile kendisini tanıtan Gallego dar alanda, titrek kamera, kesintili görüntüler ve minimum efekt ile gerilimi ve atmosferi yakalamayı müthiş başarıyor. Uzay gemisi içinde yaptığı balık gözü çekimler, yer yer tersine dönen kamera ve sıçramalar klostrofobik ortamı yansıtıyor. Tüm sorun bilim kurgu ve gerilimi harmanlayan bir film için bunlar yeterli oluyor mu ? Tabi ki hayır. Bu konuda hayallerimizi aşan o kadar farklı film seyrettikten sonra “Apollo 18” yansıttığı dar alan gerilimi ve yetmişli yılların psikolojisi ile sıralamaya bile girmez. “Alien” gibi tarihe geçmiş tasarım harikası bir yaratığın ardından “Apollo 18” görselleştirdiği yaratıklar ile ellili yılların B sınıfına ait olabilir.

“Apollo 18-Ölüm Yolculuğu” nu parlak bir fikirden yola çıkan mütevazi bir film olarak değerlendirebiliriz. Hollywood, İspanyol Gallego ile çok film yapacak gibi gözüküyor.