Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Aralık '11

 
Kategori
Dünya
 

Arap Baharının, Orta Asya'ya sıçraması an meselesi

Arap Baharının, Orta Asya'ya sıçraması an meselesi
 

Kazak Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev.Ülkede ki vahabistlerle çok yanlış metodla mücadele veriyor...


Orta Asya Devletleri Ve Demokratik Siyasal Yaşam Analizi

"Bir Devlet'in uzun süre yaşaması kesinlikle kendi Halkını Adam yerine koymasına bağlıdır." Çünkü yine bir devleti asıl koruyacak olan silahlar ve askerler değil, kenetlenmiş Halkıdır.

Orta Asya'yı ilk 1993'te gördüğümde ne yapacağını bilmeyen, hangi yöne gideceğini şaşırmış devletlerin toplamıydı. O dönemde Önce Özal'ın sonra Süleyman Demirel'in yaklaşımları ayrıca tüm Orta Asya'da Türkiye'ye duyulan saygı (Ki bu saygı Bayraktaki Ay Yıldız'ın bu ülkelerde de İslamın sembolü oluşundan ve tüm Türkleri ehli namus ve dürüst insanlar olarak zannetmelerinden kaynaklanırdı).

Alma Ata'da ana merkeze koskocaman Türk ve Amerikan bayraklarının yanyana konmasının sebebi, o zaman için ABD'nin bile kendisini İslamın ve Türklerin dostu görüntüsü vererek 80 yıllık Sovyet Dönemindeki Kapitalist ve Düşman Amerika sendromunu bu şekilde muhteşem bir toplum mühendisliği ile yıkıp aşılmış ve bölgeye ABD dolarının Yeşil Piramitinin zihniyeti hızla yerleşmesi sağlanmıştır.

Orta Asya'ya yerleşen şeylerden biri de bölge insanının Dinlerin özgürlüklerine kavuşmasının arkasından hızla İslam'a yönelip islam dinini öğrenme çabası ve arzusu artmıştır. Doların Yeşil Piramidi kadar olmasada İslamın Yeşil Kabesi de bölgede Piramide kafa tutmaya başlamıştı. (Malesef İngiliz ajanlarının kurduğu Suudilerin Vahabist mezhebi de bölgeye girmiş ve dinsel kısıtlamaların nedenlerinden biri bu mezhebin jakoben yaklaşımı olmuştur)

Bu durum ilk önce Özbeklerin lideri Yahudi Asıllı İshak (İslam) Kerimov'u etkiledi. Gerçek adı İshak olan Kerimov, ülkede ne kadar İslamcı varsa öldürdü ya da sürdü. Bugün dünyadaki en despotik yerlerden biridir. Ama Facebook orada çalışmıyor sanırım(!).

Türkmenistan Devlet Başkanı Sapar Murat Niyazov'da sadece Peygamberliği bırakın İlahlığını ilan etmediği kaldı. "Ruhname" diye kendi yazdığı kitabı Kuranla yarıştırmaya kalktı. Mevcut Türkmen Rejimi Halktan korktuğu için daha fazla baskı yapamıyor. Kırgızistan ülkede yaşanan Özbek Kırgız kavgasında en önemli birleştirici unsur İslam'a sarılmak zorunda kaldığı için şu an baskı çok fazla değil.

Tacikistan da baskılar sürmekte.

En önemli ülke ise hem ekonomik, hem siyasal hemde kültürel olarak KAZAKİSTAN'dır. Dünyada en çok sevdiğim ve en güzel yıllarımı yaşadığım Kazakistan'da durum hiç iç açıcı değil artık. Zira, Tony Blair'ın gelmesiyle beraber Atrau'da ki Bombalama eylemi ülkedeki Vahabizmin nerelere geldiğini gösterirken, diğer yandan Hükümet malesef yangına körükle gidip Kamusal alan diyerek insanların ibadetlerini yapmalarına engel koymaya başladı.

Kazakistan'ın İstikrarı çok önemli, zamanında Kazak hükümeti ya Vahabileri ülkeye sokmayacaktı, ya da madem onlar Suudilerin ve İngiltere'nin yardımıyla palazlandılar o zaman Tony Blair'ı danışman olarak atamayacaklar ve de yasaklamaları arttırıp bu adamların ellerine daha çok koz vermeyeceklerdi.

Rusya bile Orta Asya ülkelerinden çok daha fazla İnanç özgürlükler sunmakta. Rusya'nın son dönemde gücünü arttırmasının sebebi bu. Amerika'nın son 10 yılda İsrail'e nedensiz arka çıkıyor görüntüsü ABD'nin dünyanın en büyük tüketici kitlelerinden Müslümanların gözünde bitmesine ve Ekonomik krizlere gark olmasına yol açtı. Her zaman bunu toparlayabilen Demokratlar asla toparlayamadılar bu sefer.

Dünya sistemi Özbekistan'da ki işkence, baskı ve zulmlere sessiz kalmakta. Oysa Kerimov'un Esad'dan bu konuda farkı yok. Esad'ı devirmek istemelerinin en büyük sebebi  Rusya Federasyonu ve onların Tartus'ta ki Askeri Üssüdür.

Batı, kendi politikalarını adaletli bir düzleme çekmedikçe işi gerçekten zor. Artık İslam Coğrafyası iki yüzlü Batı politikalarını yemiyor.

Devletler 21. Yüzyıla gelindiğinde Özgürlük, demokrasi ve İnsan Hakları taleplerine kulak tıkamamalıdırlar. Bir Devlet asıl gücünü tutarlı ve adil politikalardan alır, baskı ve sindirmeler her zaman terör olarak karşılığını bulur. Her ülke düşmanının teröristini destekler ve iç huzur biter.

O yüzden Orta Asya'nın huzuru bulması için jakoben Devlet Anlayışını bırakmak gerekmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bile artık jakoben, işkenceci ve faşizan uygulamaları bırakmış ve tamamen ayrımcılıkları hedef almış bir devlet olduğu için de gücüne güç katıp Bölgesinde güç olmaya ve örenek olmaya başlamıştır.

Aristo'nun Büyük İskendere "ülke birliğini korumak için önce halkı birbirine küstürüp(Birlik Olmasınlar diye), İskender'i -Devleti- sevdirme siyaseti" tavsiye ettiği metod tarihe karıştı, bunu anlamak lazım artık.

Orta Asya'lı Liderlere 28 Şubat'ın Türkiye'ye ve 11 Eylül'ün ABD'ye olan etkilerini şöyle bir düşünmelerini tavsiye ederim....


Baskı, şiddet, yıldırma ve fişleme gibi anti demokratik yöntemler sahip oldukları makam ve koltukları ve ülkenin konumunu olumlu yönde uzun vadede etkilemeyecek bilakis yıkılmaya gidecektir.

Devletlerin asıl gücü ADALETİNDEN GELİR...

 
Toplam blog
: 722
: 3755
Kayıt tarihi
: 23.01.09
 
 

A.Ü İktisat Fakültesi mezunuyum, daha önce Kazakistan ve Hollanda'da eğitmenlik ve tercümanlık iş..