Arınç’tan “TÜSİAD”a tehdit gibi yanıt!?

A Haberkanalına 15 Haziran 2012 Cuma günü konuşan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner'i özensiz konuşmakla eleştirdi.

Ümit Boyner, dün yapılan TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısında gündemdeki kürtaj tartışmalarına değinerek; "Tecavüzün doğal karşılanması rencide etti" demişti. Bayan Başkan Ümit Boyner’in bu açıklamalarına Başbakan Yardımcısı Arınç'tan tepki geldi.Arınç; "Kendi kurumunu düşünmeden özensiz konuşmalar yapıyor" dedi.

Aynı konuşmasında; Turgut Özal'ın ölümü üzerindeki şüpheler üzerine Arınç;"Özal'a otopsi yapılmamış olması soru işareti" ifadelerini kullandı ve yine Arınç; Başbakan Erdoğan'ın,"Hasretlik bitmeli" mesajını da değerlendirerek;"Sayın hocaefendinin (Fethullah Gülen’in), artık Türkiye'ye gelmesinde hiç bir sakınca yok, yüz binler gelmesini bekliyorlar. Sayın Gülen bir barış elçisidir" dedi…

Haber aynen böyleydi…

İktidarın ve bilhassa sayın Başbakan’ın TÜSİAD’a karşı tutumlarını artık herkes biliyor. Bu iktidar kendi zenginini yaratmış, TÜSİAD karşıtı kendi görüşlerinden olan derneklerini kurmuş, artık bu kuruluşu hiç ciddiye ve kaale almadığına defalarca şahit olmuştuk…

Geçtiğimiz iktidarların zamanlarında Anayasa, Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay Başkanları, TÜSİAD, Genelkurmay Başkanı, Büyük Sendikaların Genel Başkanları ve Basının önde gelenleri bir açıklama yaptıklarında, herkes pürdikkat bu açıklamalar üzerinde kafa yorar, fikir tartışmaları yaparlardı.

Son on yılda hepsi sustu veya susturuldu. Yetki ve açıklama serbestliği bir tek kişide toplandı. Arada sırada başını uzatan oldu mu, hemen tehditle karışık azarı işitir oldu…

Söz dinlemeyen Başkanlar, Komutanlar, Bilimadamları, Yargı mensupları ve gazeteciler ya işlerinden oldular, ya sürüldüler veya emekli olup bir köşeye çekildiler! Sendikalar ve Derneklere korku salınıp, ağızlarına kilit vuruldu. Hak aramak suç, sokağa çıkmak suç, birlikte hareket etmek ‘örgütlü suç’ sayılır oldu…

Aydınların, askerlerin, gazeteci ve yazarların, bir kısım bilim adamlarının “Özel Yetkili Mahkemeler” tarafından yargılanması, hem de hukuk kuralları çiğnenerek yargılanması, kafalarda hep şu soru işaretinin oluşmasına sebep oldu: “Demokrasi ve hukuktan sapılıp, tek adama dayalı korku imparatorluğu yaratılmak mı isteniyor!?”

Son günlerde, durduk yerde çıkartılan “Başkanlık” tartışmaları da, bu düşüncenin pek de yanlış olmadığını pekiştiriyordu…

Bakınız, bir Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı olan sayın Bülent Arınç; bir anne, bir kuruluş başkanı olan kadına ne diyordu: "Kendi kurumunu düşünmeden, özensiz konuşmalar yapıyor!.."

Ne yapacaksınız!? Bu insanlar bir açıklama yapacağı zaman size mi danışacaklardı? İzin mi alacaklardı? TÜSİAD, işadamlarının duygu ve düşüncelerini tartışmak ve açıklamak için kurulmuş, yasal bir dernek değil mi? Ne o öyle “Kurumunu düşünmeden, özensiz konuşuyor” demek, bir çeşit tehdit değildir de, ya nedir!? Bunları dedi diye, TÜSİAD’a aba altından sopa göstermek etik bir davranış mıdır, bir demokratik ve hukuk devletinin Devlet Bakanı’na bu sözler yakışır mı?

Atalarımız ne demişler; “Keskin sirke, küpüne zarar verir!” Umarım, bu sözlerinizden de siz zararlı çıkmazsınız?                                           

Sakin KOŞAR…