Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ocak '10

 
Kategori
Eğitim
 

ARKA SIRADAKİLER

ARKA SIRADAKİLER
 

Gerçek bir eğitimci profili.

Uzun süredir izlemekte olduğum ARKA SIRADAKİLER dizisi, bugüne kadar eğitim alanında izlediğim en güzel dizi diyebilirim.

Öyle bir öğretmen profili çiziliyor ki “ işte eğitimci bu” diyebiliriz. Tabii, arkasında bir de, yaygın öğretmen profili sergileyen, maalesef eğitimci diyemeyeceğim, öğretmen diyebileceğim ötekiler var ki bugün öğretmenlerimizin hemen çoğu böyle.

Kemal Hoca, rol ismiyle oynayan kişi, aynı zamanda gerçek bir baba profili de çizmektedir. Hangi baba, onun kadar çocuğunun hem eğitimiyle ve hem de gönül ilişkisiyle saygıyla ilgilenebiliyor?

Hangi öğretmen Kemal hoca gibi olabilir?

Hangi hoca, öğrencisinin gönlüyle kendi gönlünü bir tutabilir ve onunla aynı acıyı paylaşabilir?

Hangi hoca, öğrencisinin sevgisine bu kadar saygı duyabilir?

Hangi hoca, öğrencisi için gözyaşı dökebilmiştir?

Var ise saygının en büyüğü ona olsun.

Bir öğretmen ki, öğrencisinin gönlüyle bu denli gönlünü birleştirince ona veremeyeceği yoktur. İşte o zaman gerçek bir eğitimci ve öğretici olabilir.

Her zaman savunduğum o dur ki: “Gönüller birer deniz gibidir, onların sularını birbirine aktarabilmek için, onları birbirine kanalla bağlamak gerekir”. Bir öğrenciyi eğitebilmek ve ona birtakım bilgileri aktarabilmek için önce gönül bağını sağlam kurmak lazımdır gelir. En önemli bağ ise gönül bağıdır, sevgidir. Tıpkı elektrik enerji hattı gibi.

Maalesef bugün öğretmenlerimiz bu bağı kuramıyorlar. Bu bağı kuramayınca da iyi eğitim-öğretim olamıyor ve başarısız öğrenci dediğimiz bir ordu ortaya çıkıyor.

Sistem sistem diyip yakınarak kabahati sisteme atmanın hiçbir haklı gerekçesini görmüyorum. Öğretmenler kendilerine düşeni yapıyorlar mı ki sisteme bütün kabahati yıkıyorlar? Evet, sistemin de suçu vardır bu eğitimde fakat herkes üstüne düşeni yapmalıdır. Önce kendimizi düzeltmeliyiz ki başkasını eleştirme hakkımız olsun. Sistem hangi öğretmene “öğrenciyle böyle ilgilenme” diyor?

Bir de öğrencilerin birbirine olan duyarlılıkları var ki, bunun de sebebi Kemal Öğretmen. Arkadaşlığın, dostluğun en güzel örneğini sergiliyorlar. Birlik, beraberlik ve dayanışmanın en güzel örneğini sergiliyorlar. Öğrencilerimize en güzel örneği sergiliyorlar.

Öğrencilerin giyim tarzları ise benimsemediğim tek yönüdür dizinin. Kravatlar çözük, gömlekler dışarıda ve dağınık bir hal. İşte bu giyim tarzı tamamıyla sistem sorunudur. Bir eğitimde disiplin önceliktir.

Kız öğrencilerin giyim tarzı ise bi-ahlaki. Vücutlarının sergilenmesinin, hele de bu yaşlardaki çocuklar için eğitime desteği mi olur kösteği mi, bunu sağduyulu bir şekilde gelin bir düşünelim. Etekler var mı yok mu belli değil, ( affedersiniz ) külotlara kadar gözükür, göğüsler hakeza sutyenlere kadar görünür vaziyette. Öğrencilerin bu şekilde çırılçıplak derse girmesine modernlik, medeniyet derseniz; kedi, keçi ve maymunlardan daha medenisi yoktur. Öpüşmek, hamile kalmak ve ebeveynlerin bunu anlayışla karşılamaları da cabası.

Kızların giyindiği etek boylarının diz kapaklarını yukarı geçmemesi gerekirdi. Gerçi okullarımızın çoğunluğunda da bu böyledir.

 
Toplam blog
: 358
: 1023
Kayıt tarihi
: 03.09.08
 
 

  Ne elimde garantim var ikinci bir soluğu almaya Ne aklım erer dünyayı yıkıp ta yeniden ya..