Arkadaşım Leyla

22 Temmuz seçimlerinde herkesin yaşamakta olduğu büyük kentlerde oy atması çok önemli. Son günlerde vatandaşın 9–21 Mayıs tarihleri arasında muhtarlıktan ikametgahını alıp oy atacağı yazlık adresine nakil yaptırılabileceği söyleniyor.

Dikkat dikkat! Yollarda tuzaklar var. Aman siz de düşmeyin!!! Lağım çukuruna düşüp boğulan zavallı yavru ve ailesi geldi hatırıma birden. Ailesi çukuru kazanlarla helalleşmiş diye duydum. Bu durumda savcılar dava açabilir mi diye birisine sormak istiyordum ama tüm arkadaşlarım sanırım uykudalar şu anda.

Evet ne diyorduk. Yollarda çukurlar var, seçime giden yollarda da. Aman dikkat.

Aslında bu ikametin taşınması işine önce sevinmiş yahu demiştim bu Yüksek Seçim Kurulu mu yoksa hükümetimiz mi artık bilemeyeceğim insanların tatilleriyle ne kadar ilgileniyor, kırk bir kerre maşallah, nazar da değmez inşallah. Sonra tv dizilerindeki görkemli lüks yaşamlara özenen bir ruh hali taşıdığımı fark ettiğimi de itiraf ettim. Olsun dedim. Evet benim yazlığım yok amma halkımız için seviniyorum. Sonra düğün yok bayram yok, neden öptü beni ( halkımızı) enişte? deyişimiz cırt cırt ötmeye başladı kulağımda.

Anlayacağınız benim biyo-psiko-mantıko- alarm ötmeye başladı kötü kötü.

Öğretmen evlerini, kamuya ait pek çok yazlık kampı acele devletleştirip sonra da özelleştiren bir erkin halkın tatiliyle falan iyi niyetle ilgilenemeyeceği geldi aklıma. Bunda da bir dümen vardır diye derin derin düşünürken bir arkadaşım imdadıma yetişip fısıldayıverdi kulağıma.

"Diyelim ki Bodrum da yazlığın var, " dedi arkadaş

"Benim yazlığım yok canım, " dedim ama dinletemedim.

"Var olduğunu varsayalım."

"Olmadığını bidiğin şeyi nasıl oluyormuşçasına varsayarsın?" dedim.

"Öf Ezgi öf!" diyerek acı ile inledi.

"Tamam o zaman diyelim ki benim Bodrum’da yazlığım var !" dedi yeniden ısrarlı bi şekilde.

Arkadaşımın yazlık nerede İstanbul’da evi bile yok, kiralarda sürünmektedir.. Hatta geçen gün dağıtılmaya başlanan şu seçim öncesi dağıtılan toplu konutlara başvuracakmış ama bürodaki adam tutturmuş ille de bu kentte üç yıl mı beş yıl mı oturuyor olacaksın ve nüfus kaydın da bu kent olmalı o da yetmez bu ilçede ikamet ediyor olacaksın hanım demiş. Vallahi yana yakıla kendi anlattı bana. Biliyorum bilgisayardan hiç anlamaz de onun için yazıyorum rahatlıkla. Bir elektronik posta adresi bile yok. Ben teknoloji özürlüyüm der sanki çok yüce bir davranışmış gibi. Aslında farkında değil ama okumaz yazmazlıkla aynı kategoriye girmeye başladı bu internetsiz ve e-mail adressiz olmaklıklar. Hatta bu e-mail ve internet konusunda halk mektepleri açılsa yeridir. Şaka maka değil. İş ciddi!

Sizin anlayacağınız arkadaşıma başvuru konusunda bile ne zorluklar çıkarmışlar.

"Benim Bodrum da yazlık evim var diyelim!" dedi ümitsizce.

"Tamam, tamam . Ama lütfen Datça’da olsun, " dedim.

Kızcağız hayal kurmakta. Onun hayallerini adında Umut olan birinin yıkmaya hakkı var mı?

"İkamet kaydımı alıp verilen tarihler arasında Datça muhtarlığına taşıyınca orada oy kullanacağım, " dedi.

Galiba sahiden yazlığı var da ben mi unuttum?

"İyi ya işte kullanıyorsun, " dedim.

"Düşünsene, " dedi. "Muğla iline bağlıysa bu belde; Muğla'nın çıkaracağı Mebus sayısı, "Mebus deme Milletin vekili de!" diye uyarmadan edemedim.

Öyle mebus falan deyince vekillerimiz de kimin nesi olduklarını unutup yani biz halkın temsilcisi -Lütfen Ankara'ya miting öncesi hükümetimizin astırdığı 'Millet Meclisi Halkın Sesi' pankartlarını anımsayınız!- olduklarını unutup cumhurbaşkanını da halk seçsin diye tutturuyorlar ya.

Kardeşim sayın vekil. Bu ülke ayda sekiz milyon maaşı ( eski TL değil Yeni TL ama yenisi kalktığı için eski TL sanmayın aslında yeni TL) size iş yapın diye veriyor, çıkmaz sokaklara dalın diye değil diye düşünüyorum bi taraftan. Bi tarftan da acaba millet vekilleri için esnek saat modeli bir ücret politikası nasıl olurdu?

"Dinle Ezgi dinlesene" dedi arkadaşım.

Ben dinliyorum. Muğla ilimizin çıkaracağı Milletvekili sayısını söylemiştin üç diye Sonra?

İstanbul ise 70 milletvekili çıkaracak, Ankara yirmi dokuz.

"Bil bakalım yazın boşalan İstanbul ve Ankara’da milletvekillerinin büyük çoğunluğunu kim alacak o zaman Ezgiciğim?"

"Nereden bileyim canım. Ben yön-len-di-ril-me-miş anket ya da puanlama kuruluşu muyum?"

Leyla bana ters ters bakmaya başladı.

"Aaaaaaaaa...." diye upuzun bi çığlık attım.

"Anladım Leyla anladım, " dedim.

"Yazın bütün yazlıkçılar İstanbul dışındaki yerlerde oy kullanmak için ikametlerini yazlığın olduğu yere taşırlarsa her şey boşa gidecek. Yazın bütün Ankaralı yazlıkçılar da ikametlerini yazlıklarının olduğu yere taşırlarsa Ankara’da da oyları kim toplayacak bil bakalım Leyla? "