Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '09

 
Kategori
Siyaset
 

Arslan Bulut: Obama hapşırdı!.

Arslan Bulut: Obama hapşırdı!.
 

"ABD Başkanı Obama, Londra’da basın önünde konuşurken iki defa üst üste hapşırdı. Obama, “Bir haftadır çekiyorum” dedi.
Desenize, bizimkilerin başı dertte. Hani derler ya; Amerika hapşırırsa biz zatürree oluruz!

Fikret Bila’nın nakline göre bir ABD’li diplomat, Türk meslektaşına “Masada aşağı yukarı 10 konu var. Ve biz memnuniyetle gördük ki, bunlardan 8,5’unda görüş birliğimiz var. 1,5’a gelince; 1’i Kuzey Kore, 0.5’i ise Çin. Kuzey Kore size uzak, Çin’le de Doğu Türkistan sebebiyle farklı bir ilişkiniz var. Diğer konularda hem fikiriz” derken, Ankara, “Uzlaşma 10’da 9,5’a çıktı. Çünkü Türkiye, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Geçici Üyesi olarak Kuzey Kore’ye uygulanacak yaptırımlarla ilgili komisyonun başkanlığına seçildi. Dolayısıyla, geriye 0,5 kaldı. Terörizmle mücadele, Irak, Afganistan-Pakistan, Kafkasya, İsrail-Filistin, Suriye, Balkanlar, Avrupa Birliği ve enerji yollarının güvenliği konularında ise tam bir görüş birliği var” diye görüş bildirdi.
Demek ki Türkiye’nin bir Dışişleri Bakanı’na ve diplomat ordusuna ihtiyacı yok! Öyle ya ABD ile 10’da 9.5 oranında anlaşıyorlarsa 0.5 farklı fikrin ne önemi var, onu da aradan kaldırırlar, olur biter!
Rasmussen’in NATO genel sekreterliğine getirilmesine itirazın bir anlamı olmadığı da görüldü. Yardımcılığına bir Türk atanacakmış! Sakın AB’deki gibi olmasın. Avrupa Konseyi’nde protokol müdürlüğünü 40 yıldır Türklere yaptırırlar! Osmanlı sultanlarının karşısında el etek öpmenin acısını böyle çıkarıyorlar herhalde!

Obama, uzaya füze fırlatan Kuzey Kore’nin “kuralları yıktığını ve bu hareketin uluslararası bir cevabı gerektirdiğini”de söyledi. ABD askeri makamları ise Kuzey Kore’nin fırlattığı uyduyu yörüngeye oturtamadığını iddia etti.
Kuzey Kore, uzun menzilli füze denemesi olduğu endişelerine yol açan çok başlıklı roketle uzaya gönderdiği iletişim uydusundan ilk yayına başladığını bildirdi.
ABD ve Güvenlik Konseyi’nin diğer daimi üyeleri Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa, uzayı çöplüğe çevirirken kuralları yıkmıyor ama Kuzey Kore, iletişim uydusu gönderince her şey altüst oluyor!

Obama ayrıca “İran’ın nükleer bir ülke olma arayışı sadece bize değil, bütün dünyaya tehdittir” iddiasında da bulundu.
İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney ise Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez’i kabulünde yaptığı konuşmada, “Her ülkenin nükleer enerji elde etme hakkı var” dedi.
Demek ki dünyayı yönetmeye soyunmuş ABD yanında bağımsız ülkeler de var!
Bir de uydu ülkeler söz konusu!
ABD’ye 10’da 9.5 oranında evet diyen bir ülke, bağımsız mıdır?
Bu durumda DTP’nin, özerklik talebini Obama’ya iletmesinden daha doğal ne olabilir?

Zaten, Edirne’den Ardahan’a kadar, başta haberleşme, enerji, maden ve bankacılık sektörüne ait olmak üzere ne kadar ekonomik kurum, kuruluş veya ağ varsa hepsinde ya ABD ya İngiltere ya Fransa ya Yunanistan ya da İsrail bayrağı dalgalanıyor! Şu Soros’un dediği gibi Türkiye’nin ihraç edecek askerinden başka neyi kaldı ki bağımsızlıktan bahsedebilsin!
Evet ihracat artıyor ama kazancı kimin?
Böyle bir ülkede, halk, seçim heyecanına kapılıyor, iktidarın burnu sürtüldü diye avunuyor! İktidar partisi yüzde bire düşse ne olur; yerine gelecek olanın milli bir projesi var mı?
Yoksa parti programlarına, seçim konuşmalarına inanıyor musunuz?"(Arslan Bulut; 06 Nisan 2009 Pazartesi, Türkiye'de Yeniçağ Gazetesi)

Anadolu Ajansı, Obama'nın Avrupa Devletleri'ndeki ziyaretlerinde; Londra'da yaptığı konuşma sırasında iki kez hapşırdığını haber yaptı. Obama iki kez hapşırmış!.. Bakalım biz kaç kez hapşıracağız?!.. Yoksa Arslan Bulut'un dediği gibi biz hapşırmadan da fena bir duruma düşüp, zatürree mi olacağız?!..

Yoksa zatürree olmuşuz da farkında mı değiliz?!..

Obama, Türkiye'ye gelen beşinci ABD başkanı. Başkanlığının ilk 100 günü dolmadan gelen ilk başkan da Obama imiş. Bu kadar acele gelmesi neden acaba?

Ben kendimi bildim bileli Türkiye'yi her şartta çok seven iki devlet var: Bunlardan biri Pakistan, diğeri ise Pakistan'dan ayrılıp devlet olan Bangladeş. Bağımsız Türk Devletleri kurulunca da Azerbaycan, bize hem dost; hem de kardeş ülke oldu. Biz ağabey olmayı becerememiş olacağız ki, bugünlerde İlham Aliyev ve Azerbaycan halkı bize dargın, kırgın...

Şiir, öykü gibi sanat dallarında yazmayı; edebiyat yazmayı seviyorum. Ancak ülkemin şartlarının iyi olmadığını biliyorum. Her ayrıntısına dikkat ederek saatlerce gazete okuyorum. Gazetelerde yazı yazan ülkemiz ve milletimiz için görevini layıkıyla yapan yazarları keşfediyorum. Bu çok önemli bir gerçeklik. Ülkemizde yetişen ufku açık çoğu insan yurtdışına transfer edilmektedir. Buna "beyin göçü" denilmektedir. Yurdumuzda kalıp milletimiz için çok çalışıp, büyük projeleri hayata geçirmek isteyenleri de yaşatmıyorlar. Milletimizin güzide evlatlarından, üç Aselsan mühendisine yaptıkları gibi... İleri düşüncedeki yazarlarımızı da hedef tahtasına oturtuyorlar. Bütün bu şartlara karşın, bizleri uyaran milli uyanışı ateşleyen çok değerli yazarlarımız var. Kendilerine hürmetim büyüktür. Her biri birer Hasan Tahsin. Arslan Bulut da okununca huzur veren ufuk açan bir şahsiyet. Anadolu uyanık insanların ülkesidir; hep öyle olacaktır!..

Arslan Bulut, "Obama hapşırdı!" başlıklı yazısının son bölümcesinde ne diyor: "Zaten Edirne'den Ardahan'a kadar başta heberleşme, enerji, maden ve bankacılık sektörüne ait olmak üzere ne kadar ekonomik kurum, kuruluş veya ağ varsa hepsinde ya ABD ya İngiltere ya Fransa ya Yunanistan ya da İsrail bayrağı dalgalanıyor!"

İşte bizlere hüzün veren gerçek burada başlıyor. Hem de çok acı bir gerçek!..

Nuri Demirağ'ın adını kimse bilmiyor. Ankara'dan Anadolu'ya uzanan demiryolu ağının nasıl yapıldığını da bilmiyoruz. Kazım Taşkent'in bankacılık ve Türk sgorta mücadelesini de bilmiyoruz.

Ergun Göze, halen yayımlanmakta olan Tercüman'da köşe yazarıydı. Şimdi yazmıyor. Yazmaması büyük eksiklik. Bir yazısında: "Biz çocukluğumuzda İstiklal Harbi'mizin kahramanlarının hayatlarını okurduk. Şimdikiler ne okuyor?" diye sormuş, cevabını da kendisi vermişti. "Şimdikiler "Harry Potter" okuyor." diye yazmıştı. Yakın tarihimizi anlatan kitapları basan, yayan, satan ve okuyan da yok zaten!.. Tarihimizin en az bin yılını bilmeliyiz, okumalıyız ve okutmalıyız... Tarih bilinci olmayan milletler, tarih boyunca yaşadıkları acıları tekrar tekrar yaşarlar. Hele de Harry Potter'i ve benzeri kitapları okuyarak bir adım bile ileri gidemezler. Hep söylüyorum, yineleyeyim: Çok çalışmalıyız, çok okumalıyız ve biribirimizi de çok sevmeliyiz... Bu coğrafya çok önemli; Türk Milleti çok değerlidir!.. Bunu asla unutmayalım!..

Gazeteci Lütfi Akdoğan ABD yetkililerinin sırayla Türkiye'ye geleceğini, Türkiye'yi su yolu yapacaklarını dört-beş yıl önce söylemişti. ABD'nin Irak'ta başarılı olamayacağını da söyleyen gazeteci Lütfi Akdoğan'dı.

ABD Irak'ta başarılı değil. Afganistan'da da olamayacak. Atatürk'ün "Yurtta barış, cihanda barış." sözünü, ancak bize ihtiyaç duydukları zaman ve bir de yenildikleri zaman hatırlarlar.

Bizim çok güçlü olmamız lazım. Her derdimize mutlaka çare bulmalıyız. Kimse bize dost ve müttefik veya stratejik ortak değil... Bizim birlik ve beraberliğimiz hem milletimiz için hem insanlık için umuttur. İktidar ve muhalefet içinde bulunduğumuz bu zor koşullar sürecinde işbirliği, güçbirliği ve hedef birliği yapmalıdır. Bu, aynı zamanda her mercideki yetkililerin de sorumluluğudur.

Bizler normal hayatlarını sürüdürmeye çalışan barışçı bir milletin evlatlarıyız. Bizim farkında olduğumuz ya da olamadığımız birçok dışgüç, geleceğimiz üzerinde planlar yapmaktadır. Bu tarih boyunca böyleydi, bugün de böyledir. Anadolu insanı çalışkan ve barışçıdır; ancak bu yetmez, her şartta uyanık olmalıdır.

fot.Hürriyet



 
Toplam blog
: 323
: 2029
Kayıt tarihi
: 04.09.06
 
 

Yaşanan her hayat en iyi hayattır; yeter ki içinde kötülük olmasın!.. ..