Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Şubat '12

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Artık demokrat ve laik değil dindar insan yetiştireceğiz

Artık demokrat ve laik değil dindar insan yetiştireceğiz
 

Yaşadıklarımıza bakar mısınız? Cumhuriyet Bayramı, 19 Mayıs derken neleri tartışmaya başladık? Şimdilerde hükümet çevrelerince Atatürk’ü Koruma Kanunu, andımız, gençliğe hitabe, istiklâl marşının kaldırılması tartışılmaya başlandı. Başbakan dindar nesil yetiştirmekten bahsediyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın öğrencileri de kapsayan stratejik planı basın organlarında yer aldı.

Kamuoyunda çok tartışılmadı ama hükümetin meclisten aldığı yetkiyle 14 Eylül 2011 günü yayınlanan 28054 sayılı Resmi Gazetede “MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME”si yayınlandı.

Kıyaslama yapabilmeniz ve olan biteni anlamlandırabilmeniz açısından önceki 3797 Sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun Milli Eğitim Bakanlığının görevlerini içeren 2. maddesi ile 14 Eylül 2011’de yayınlanan 652 Sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin görevleri içeren 2. maddesini incelemekte ve üzerinde düşünmekte yarar var.

3797 Sayılı önceki Kanunda görevler ile ilgili 2. maddenin a bendi şöyleydi: “a) Atatürk İnkılap ve İlkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, Türk Milletinin milli, ahlaki, manevi, tarihi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren, ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş vatandaş olarak yetiştirmek üzere, Bakanlığa bağlı her kademedeki öğretim kurumlarının öğretmen ve öğrencilerine ait bütün eğitim ve öğretim hizmetlerini planlamak, programlamak, yürütmek, takip ve denetim altında bulundurmak,  “

Bu maddenin a bendi 14 Eylül 2011’de yayınlanan 652 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile şu hale getirildi: “a) Okul öncesi, ilk ve orta öğretim çağındaki öğrencileri bedenî, zihnî, ahlakî, manevî, sosyal ve kültürel nitelikler yönünden geliştiren ve insan haklarına dayalı toplum yapısının ve küresel düzeyde rekabet gücüne sahip ekonomik sistemin gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatarak geleceğe hazırlayan eğitim ve öğretim programlarını tasarlamak, uygulamak, güncellemek; öğretmen ve öğrencilerin eğitim ve öğretim hizmetlerini bu çerçevede yürütmek ve denetlemek…”

Dikkat ederseniz değiştirilen ifadelerde bağımsızlık, vatan sevgisi, demokratiklik, laiklik, hukuk devleti, millet, Atatürk milliyetçiliği gibi kavramlar yer almamıştır?  Bu Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini reddetmek değil midir? Eğer kuruluş felsefesi reddediliyorsa yeni felsefe ne olacaktır?

İşte son günlerde hükümet çevrelerince ortaya atılan tartışmalar yeni felsefenin ipuçlarını ortaya koyuyor.  İnce ince düşünerek, planlayarak, örgütleyerek hedeflerine adım adım ilerliyor, Türkiye’yi hepimizin gözü önünde dönüştürüyorlar.

Demokratım, laikim, hukuk devletinden yanayım diyenler ise şaşkın, dağınık, kayıtsız ve çoğu gelişmelerden habersizler. Bu kafayla giderlerse, bir an önce kendilerini toparlayıp doğru noktada buluşmazlarsa “Önce Vatan” anlayışına dönmezlerse vay Türkiye’nin haline. Korku yürekleri esir alır. Zaten cılız olan demokrasinin, laikliğin, hukuk devletinin sadece adı kalır.

Demokrasiyi, laikliği, hukuk anlayışını içselleştirmemiş insanların önüne konan sandıktan demokrasi mi çıkacağını sanıyorsunuz?

Demokratların öncelikli görevi, demokratik yolların tıkanmasına izin vermemektir. Bu da mahalle mahalle, sokak sokak örgütlenmeyi, bilinçlenmeyi, dayanışmayı gerektirir.

 
Toplam blog
: 114
: 860
Kayıt tarihi
: 29.12.06
 
 

Osmaniye Düziçi doğumluyum. Sınıf öğretmenliği, ilköğretim müfettişliği, il milli eğitim müdürlüğ..