Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ekim '06

 
Kategori
Psikoloji
 

Artık kıyıdasın

Artık kıyıdasın
 

Bazen yalnızlığın o dipsiz kuyusunda boğulurken, en acısı etrafında birileri varken ve bu kişiler sayıca oldukça fazla iken yine de kendini yalnız hissettiğinde etraftan gelen binlerce ses seni öldürür. Her gün her dakika var olan o sesleri çoğu zaman hiç duymadığını farkedersin. Neden şimdi o sesler beyninin içinde bangır bangır yankılanıyordur ve neden seni bu derin kedere salıyordur bilmezsin.

Biri ince cam bir bardakta demli çayını karıştırıyordur. O ses tatlı bir müziğin içinde yama gibi duruyordur. Kalın bir erkek sesi tatlı tatlı bir şeyler anlatıyordur ev halkına. Sonra saatin sesini duyarsın. Sanki idamını bekleyen bir mahkum gibi yelkovanı takip eden gözlerini alamazsın saatten. Zaman geçiyordur ve sen bu sebepsiz kederin içinde yuvarlanıp durdukça, hiç bir şey yapamadan oturdukça o tik taklar beyninin içinde yavaş yavaş bir davul gümbürtüsüne dönüyordur. Gözlerinden yaş aksın da bu keder dışarı taşsın diye yalvarırsın kendine. Oysa o yaşlar zalimdir. İstediğin an akmazlar. Kederine teslim ederler seni. Müzik taşar açık pencerelerden. Öyle yayılıyordur ki melodi ve öyle içli bir şarkıdır ki caddede yürüyen insanları ince bir tül gibi kendi anıları sarıverir. Sen hala kederindesindir. O keder her seste bir kat daha artıyordur. Şaşarsın...

"İnsan" dersin "Kederinin sebebini bilse... ah bilebilse içini acıtanın ne olduğunu, belki çıkacak bir yol bulur kendine " Oysa dedim ya zalimdir o keder. Sana tek bir kapı bırakmaz ki içeriye azıcık ışık sızsın. Bilirsin ömrü uzun değildir. İnsanoğludur, bulur kendine avunacak bir şeyler. Saçma sapan diye nitelediği şeyler yarın ona ışık olur, umut olur. Bunu bilirsin. Hayatta kalmanın yolu o kederin ipini boğazından alıp atmak yeni ışıklı bir yol tutmaktır kendine. "Zamanı var" dersin "Zaman geldiğinde bunu unutucağım. Bir dahaki sefere kadar."

Oysa o keder ince bir tül gibidir. Silkinsen atıvereceksindir. Ama olmaz. Biri ya da bir şey gelip almalıdır onu. Neyse üzerine bu tülü geçiriveren, ya da hangi rüzgarsa o tülün kayıp gitmesini sağlayan beklersin. Azıcık sabır, azıcık o kederden alınacak derstir yapman gereken. Zaten dayanamayacağın yük değildir omuzlarına konulan. Belin kırılmayacaktır çünkü ağırlığı tanıyorsundur.

İnsan kederinden çok şey öğrenir aslında. Nasıl denizin içindeyken göremiyorsan onu uzaktan, nasıl karaya çıktığında önünde uzanırsa o mavilik, keder de deniz gibidir. Çıkarsın kıyıya ve görürsün hepsi bu...

Bir dahaki sefere, ayakların seni o denizin içine götürünceye kadar... Şimdilik endişelenme... Artık kıyıdasın...

Resim: Salvador Dali

 
Toplam blog
: 408
: 1090
Kayıt tarihi
: 17.06.06
 
 

Gazetecilik okudum... Ama gazeteciliği sırf yazabilme serüvenine bir adım daha yaklaşabilmek için ok..