Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '18

 
Kategori
Anılar
 

Arzuya Göre "Otobüs Durağı..."

Arzuya Göre "Otobüs Durağı..."
 

Anıların tam da orta yerinde otobüs durağı, bekle ki gelecek.


Şehirlerdeki otobüs duraklarını bilirsiniz; çepeçevre camekânlı oturma yerleri olan, çoğunlukla reklam panolarıyla bezeli, bazıları da sadece otobüs durağı olduğunu belirten bir levha dikili direkler... Etrafı da bomboş...

İşte böyle bir durakta, bunca yıldır hiç karşılaşmadığım bir olayla yüz yüze gelince, ne düşüneceğimi bilemedim.

Çocukluğumdan beri, toplum içinde ahlak, nezaket kurallarına uymayı, başkalarının hakkını gözetip bencil davranmamayı ilke edinmiş, en önemlisi de geniş halk topluluklarının yararına olan konularda, şahsi çıkar gözetilmemesinin en doğru davranış olduğunu savunmuşumdur.

Şimdi durduk yerde ahlak dersi vermenin sırası mı diye düşünen olabilir. Anlatacağım yaşanmış olay, beni çok derinden etkiledi.

Yeğenimin İzmir Hatay Caddesi üzerindeki evine sık sık giderim. Çay kahve içer, sohbet eder, bulmaca çözer ve yazılarım üzerine çalışmalar yaparız. (Bu arada yeğenim tüm yazılarıma editörlük yapmaktadır.) Akşamüzeri eve dönerim.

Yine böyle bir günde eve dönerken, Susuzdede otobüs durağına geldiğim an, hava biraz bozmuş sanki yağmur yağacakmış gibi, bulutlar bir oraya bir buraya savrulup duruyordu.

Bulunduğum durak açıkta... Demir bir direk üzerinde durak olduğunu belirten bir yazı, o kadar... Karşısındaki durak ise yağmurdan korunaklı, kutu gibi kapalı, üstelik oturma yerleri de var. Bu iki karşılıklı durağın birinin kapalı diğerinin açık yapılmış olmasının nedenini, yıllardır gide gele hiç düşünmemiştim.

Durakta bekliyorum, Halkapınar Fahrettin Altay otobüsü henüz görünürlerde yok...

Biraz sonra bir bayan geldi, orta yaşlı... Bir süre bekledikten sonra ayakta durmaktan sıkılmış olacak ki, “Çok oldu mu, ne zamandır buradasınız?” dedi. Ben de, “On beş dakikadır buradayım, gelen giden yok! Akşam saatlerinde trafiğin yoğunluğundan gecikmeler oluyor.” dediğim anda; hava da hafif çiselemeye başladı.

Durduğumuz yerde bir sağa bir sola oyalanırken, bayana “Görüyor musunuz? Karşıdaki durak kapalı, burası da kapalı olsaydı, şimdi hem ıslanmayacak hem de oturup otobüsü rahatça bekleyecektik.” dedim.

Bayanın yüzü birden değişti... Ben konuşurken bir hata mı yaptım, diye düşünürken, Bayan, “Ne demek kapalı durak? Hayır, istemem!.. (Tekrardan) İstemiyorum!.. Ben şu dairede oturuyorum. Önümü kapatmayın diye, daha önce de uyardım! Hayır hayır istemiyorum!..” demez mi?.. Ülkemizde herkesin bireysel arzuları doğrultusunda iş yapılacaksa, vay halimize!..

Ben şaşırmış bir halde, ne diyeceğimi bilemeden öylece bakakaldım… Biraz sonra otobüs geldi. Yine de her zaman yaptığım gibi nezaket gösterip, otobüse girme önceliğini ona verdim.

Şahin Özşahin

 
Toplam blog
: 1160
: 227
Kayıt tarihi
: 11.02.09
 
 

Teknik ressamlıkla geçen çalışma hayatımdan sonra emekliliğini yaşayan bir kız ve bir erkek çocuk..