Aşıklar ve ayyaşlar diyarı; Malena

Dikili yazısı hoş karşılaşmalara ve sohbetlere yol açtı, bizim Behzat baba, o eski babalardan değil, kendisi hoş bir yüksek ziraat mühendisidir; Dikili’de yeşilin tanrısı.. Dikili’yi palmiyeye boğan Malena kumsalına şeklini şemalini veren, sulama sistemi diye üç beş ziraatçı ile çırpınan baba.. Kumsal senelerdir var ama palmiyeler yeni, yıllar sonra muhteşem olacak..

Malena Dikili’nin orijinal adı imiş; Malena evvel zaman içinde aşıklar ve ayyaşlar diyarı diye anılırmış.. Şimdi kumsala Malena demeye başladık, güzel isim Malena, hele Behzat babanın Malena deyişi bir başka, sanki göklerdeki bir güzeli çağırıyor.

Dikili’ye gelenler Malena’dan denize girecek.. Bugün behzat baba ve “herzamanbahar” Malena’ya son şeklini verirlerken beni de çağırdılar.. Malena sohbeti ordan başladı. Bu arada “hepbahar” da yüksek şehir plancısıdır, ODTÜ’lü.. Etrafımızda yüksekliklerden geçilmiyor…

Behzat baba, aşıklar ve ayyaşlar diye anlatmaya başlayınca bende şafak attı. Karahisar kalesine gittim ordan döndüm geldim Malena’ya. Karahisar kalesi neresi, Dikili neresi… Kader işte.. Malena’nın “ aşıklar” tarafı halen benim kapsama alanımda.. İçkiden uzak duruyorum. Fazla kilolarımı attıktan sonra acısını çıkartırım. En çok narlı buzlu votkaları özledim…

Neyse konumuza gelelim.. Behzat Baba anlattı Malena’nın hikayesini ta Aristo’nun verdiği derslere kadar uzanıyor... Bizim Oben Ulu da yazmış aşağıda kaynak gösterdim.. Ben yeniden yazacağım, Dikili’nin Malena olduğunu Midilli’nin Lesbos olduğunu açıkçası yeni öğrendim… Yani bizim her gece midilli ile olan bakışma eskiden Malena ve Lesbos bakışması imiş… Lesbos kadınların sürgün edildiği ada imiş. Melana güvensizlerin vatanı imiş, denize sırtını dönüp oturanların..

‘Aşıklar Şehri’ Malena’nın M.Ö.5000–4000 yıllarına kadar uzanan bir geçmişi varmış. Malena Aristo, Hermos, August, İskender gibi ünlüleri konuk etmiş. Aristo’nun akademiden öğrencisi ve yakın arkadaşı Kral Hermias burada doğmuş..
Aristo, bir yemekte Hermias'ın güzelliği dillere destan kız kardeşi Pythias ile tanışmış, ona aşık olmuş. Dostu Hermias'a durumu anlatmış. Aristo çehiz olarak bir okul kurma sözü vererek Pythias ile evlenmiş ve bir kız çocukları olmuş.

Aristo Aterneus’un eteklerinde ve Sunak Taşının olduğu alanda kral Hermias’a ve Büyük İskender’e dersler vermiş. Aristo’nun mezarı günümüzde halen bulunamamış büyük olasılıkla Dikili’de olduğu varsayılıyor.

Aşıklar va ayyaşlar tanımı nerden mi geliyor? Onu Dikiliye gelip havasını, suyunu, kırma zeytinin acısını tattıktan sonra anlarsınız ya da bazı erken göçen nilüferler gibi geçip gidersiniz….

Oben’in yazısında paylaştığı bir Aristo dersi var belki de bu topraklarda yaşanan acıların kaynağı buraya dayanıyor.

“Büyük İskender, filozof Aristo’ya bir mektup yazar ve sorar:
- “Zapt ettiğim topraklardaki insanları baskı altında tutabilmek için neler yapmalıyım?”
Sonra, aklına gelen yöntemleri sıralar:
“1- Onları sürgüne mi göndereyim?
2- Hapse mi atayım?
3- Kılıçtan mı geçireyim?”

Filozof Aristo hepsine tek tek yanıt verir:
“1- Onları sürgüne gönderirsen, sürgünde toplanıp sana isyan ederler.
2- Hapsedersen, hapishaneleri militan yuvasına çevirirler, denetiminden çıkar.
3- Kılıçtan geçirirsen, sonraki kuşak intikam hırsıyla büyür, krallık tahtını sallar.”
Büyük İskender’ in aklına gelen hiçbir yönteme onay vermeyen Aristo, Kralın gücünü koruması için şu öneride bulunur:
“İnsanların arasına ayrılık tohumları ekeceksin ki birbirleriyle mücadele etsinler, savaşsınlar. Savaştıkça kendini kabul ettireceksin ama anlaşmaya giden bütün yolları tıkayacaksın.”
Kaynak: http://www.izmir-dikili.bel.tr/haberdetay.asp?bolum=533&uyeid=2